Hangi kanalda, ekrana çıkmanın yolu nereden geçiyor?
Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.
Geri dönmek inan içten değil
Hani var ya tutamazsın kendini
Bir ümitle ya olursa dersin hep
Bile bile herşeyin bittiğini
Sonradan kor sonradan kor
Ayrılıklar an be an
Akıp gider akıp gider
Zaman sana aldırmadan…
Sırdaşlarım, yoldaşlarım, felaket arkadaşlarım.
Bugün sizi ozanımız, minik serçemiz Sezen Aksu’nun Bile Bile isimli parçasının sözleriyle karşılıyorum.
Çünkü bir grup gazeteci, tüm uyarılara rağmen BİLE BİLE bir başka ‘’gazetecinin’’ kayığına bindi.
Ve sonuçta çok büyük bir skandalın ortasında buldular kendilerini.
Onlar TV ekibinden bahsediyorum.
Daha evvel iki kere yazdım, sponsorları üzerinden uyardım.
ICRYPEX isimli kripto para firması malum, Onlar TV ve Fatih Altaylı’nın sponsorları.
Ve ICRYPEX’le ilgili uzun süredir burnuma çok pis kokular geliyordu.
Özellikle kara para üzerinden…
Onlar TV ekibindeki gazetecilere de saygı duyduğum için kendilerini naçizane uyarmış,
her gün kara para yayını yapan isimler olarak bu sponsorluk logosu altında yayın size yakışmıyor demiştim.
Bu uyarımdan sonra logo Onlar TV yayınından kalktı.
Ancaaak keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre sponsorluk devam etti.
Yani para akışı sürdü.
Aslına bakarsanız Onlar TV ekibi aslında Altaylı’nın çalışanları.
Yani sponsorluğu bulan Altaylı…
Stüdyosunu açan Altaylı…
Para kaynağını veren Altaylı…
Buyurun 14 Nisan’da kaleme aldığım yazımda, nasıl uyarmışım,
ve nasıl gazetecilere ‘’Altaylı’nın ipiyle kuyuya inmeyin’’ demişim:
Altaylı’nın sponsoru olan firmanın bahis parası ve kara para bağlantıları olduğunu, köşemden yazalı hayli oldu.
Beni yakından takip edenler hatırlar.
Arşivime bir dalın Allah aşkına, neler yazmış söylemişim.
Dahası medyadaki muhalif arkadaşları, Altaylı batağına karşı da uyarmışım.
Demişim ki, Altaylı’nın taktiği şudur:
Açıktan herkese celallenir, küfreder.
Tenhada herkesten özür diler.
Onunla beraber kuyuya inenler, yandığıyla kalır.
Aradan geçen zaman maalesef beni çok haklı çıkardı…
Fakat her şeyi düşünürdüm de, Onlar TV ekibi gibi kafası çalışan bir grup gazetecinin Altaylı’nın ağına düşeceği aklıma gelmezdi.
Veeeeee bu yazının üzerinden birkaç ay geçti, ne oldu?
ICRYPEX’in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olan Gökalp İçer,
“uyuşturucu madde temin etme” ve “olası kastla öldürmeye teşebbüs” suçları kapsamında gözaltına alındı.
Kendi ifadesinden anladığımız kadarıyla, sosyal medyadan genç bir kadınla tanışan bu evli şahıs, garsoniyer evine kadıncağızı götürüyor.
Sonra Maslak’ta torbasıcısından uyuşturucu madde temin ediyor.
Kadın güya onunla beraber maddeyi kullanıyor.
Ve birden fenalaşıyor.
Avukat kadın maalesef önce komaya girdi sonra da hayatını kaybetti…
Bana sorarsanız kadıncağıza overdose uyuşturucu vermiş olması çok mümkün.
Ve asıl olay İçer’in olay sonrasında da arazi olması…
Burada yöneltilmesi gereken soru şu sırdaşlarım, bu şahıs nasıl elini kolunu sallayarak dışarı çıktı?
Kimler paçayı sıyırması için aracılık etti?
Savcılık eminim tüm bunları titizlikle inceleyecektir.
ALTAYLI VE ETRAFINI SARAN KADINA ŞİDDET SARMALI
Fakat şunu söyleyebilirim, herkes şaşırdı lakin Keskin Kalem şaşırmadı.
Çünkü Altaylı ve etrafındaki insanlara baktığınızda KADINA ŞİDDET BİR RUTİN.
Kendisi, Habertürk binasında sevgilisini öldüresiye döven ve FETÖ eliyle dosyadan sıyrılan Altaylı’nın sponsoru da, elbette kasten kadın öldürmekle suçlanacaktı.
ZİRA KADIN DÜŞMANLIĞI VE KADINA SALDIRI bunların kitabında oldukça olağan.
ICRYPEX’ci İçer nasıl adaletten kaçamadı ve yakayı ele verdiyse, Serap Çil dosyasında da benzer gelişmeler pekala yaşanabilir.
Hem de tüm boyutlarıyla, bu dosyaya bulaşmış herkesin ifşa olmasıyla…
Çünkü Çil meselesi basit bir kadına şiddet olayından çok öte.
Bunu en iyi bu şiddet vakasına bulaşanlar biliyor.
Bir dosya düşünün ki savcısından polisine hakimine, adı geçen herkes ya FETÖ hükümlüsü ya da firari…
Bu konu daha sayfalarca yazılabilir…
Ancak şimdilik burada kesiyorum.
Kesiyorum amma Onlar TV ekibine sormadan da edemiyorum:
Siz hala Altaylı ve kirli sponsoruyla iş yapmaya devam edecek misiniz?
Edecekseniz aynaya nasıl bakacaksınız?
EKRAN İÇİN DÖNEN KİRLİ OYUNLAR
Bir TV kanalı düşünün ki…
Ekranına çıkan spikerinden konuğuna kadar…
Herkes…
Kirli bir oyunun kurallarını kabul etmiş…
Boyun eğmiş…
Çarkın dişlisi olmuş…
Sırdaşlarım uzun süredir bir haber kanalında dönen bel altı skandallarla ilgili, kulağıma inanılmaz şeyler geliyor.
Hangi birini yazsam bilemiyorum.
O kadar korkunç şeyler ki, yazsanız bir dert, yazmasanız başka…
Yazsanız aile faciaları yaşanacak.
Yazmasanız pislik üreyip duracak…
Bugün isim cisim vermeden perdeyi biraz aralayayım dedim.
Teyit ettiğim kadarıyla.
Keskin radarlarıma takılan bilgilere göre, bu kanalın GYY’si beraber olduğu kadınların çoğunu ekran yüzü yapmış.
Pek çok kadınla da ekrana çıkarma vaadiyle beraber olmuş.
Sadece ekran değil, farklı birimlerde çalışan kadınlarda da benzer durumlar var…
Bu kadınların bazılarının eşleri durumdan haberdar, bazılarının da aileleri…
Hele bu kadınların da katıldığı öyle partiler var ki…
Ötesini yazmaya dilim varmıyor.
Bu kadarı zaten kafi.
Benim işim bel altı dedikodu taşıyıcısı olmak değil.
Gazeteciyim.
Ve mesleğine sahip çıkan emekçinin yanındayım.
Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, namusuyla çalışan herkesin canına tak eden bir durum var bu kanalda.
Ve tepki patlama noktasında.
Özellikle bu çarkın içine giren ve kayırılan isimlere karşı çok büyük tepki var.
Ben de her gazetecinin yapması gereken gibi şu sorunun peşine düştüm:
Bu GYY’nin üzerindeki tepe isimler neden bir önlem almıyor?
Tepki göstermiyor.
İşte zurnanın zırt dediği yer tam da burası:
Kulislerde konuşulanlara göre, bu tepe yönetici (yönetim kurulu başkanı) tüm olan biteni biliyor.
Ve sesini çıkarmıyormuş!
Fakaaaaaaatttttttttttttttt gelin görün ki patronaj durumdan çok rahatsızmış.
Hem GYY’nin halleri hem de yöneticinin sessizliğinden.
Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, patronaj bu durumdan o kadar rahatsızmış ki,
çok sert bir hamle yapmaları an meselesiymiş.
Patronajın ‘’hırsızlık ve ahlaksızlık yapanlara sıfır tolerans göstereceğiz’’ mesajını her kademede dillendirdiği de yine kulislerde konuşuluyor.
Bakalım bu çark ne zaman kırılacak?
TRANSFER SEZONU AÇILIYOR
Eveeet sırdaşlar, TV dünyasını bilenler bilir.
Ağustos ayı transfer açısından oldukça hareketli bir aydır.
Çünkü Eylül ayında kanalların yeni sezonu başladığı için, bir önceki ay hep transfer ve yapılanmalarla geçer.
Pek çok ekran yüzü ve yönetici de elinde bonservisiyle, temaslarda bulunur.
Uzun zamandır medyada çok büyük bir hareketlilik görmüyoruz.
Çünkü medya patronları hevessiz…
Reklam gelirleri düşük…
Ve tabii ki hevessiz patronların cebindeki akrep git gide büyüyor.
Fakat medyaya yeni aktörlerin girmesi ve İmamoğlu medyasının çöküşün eşiğine gelmesiyle,
bu sezon biraz daha hareketli geçecek gibi görünüyor sırdaşlar.
Özellikle İmamoğlu medyasından büyük bir kaçışın olduğunu söyleyebilirim.
Bakalım bu kaçanlar kendini nerede bulacak?
Size sadece şu kadarını söyleyebilirim ki:
Bu sezon çok bomba ekran değişiklikleri ve hatta yönetici transferlerine şahit olacağız.
Hep beraber takipte olacağız sırdaşlar…