Yönetim değişti, skandallar ortaya çıktı

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

İkinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden dilimden sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi
Şiirler şarkılar söyleyerek
Mehtabı birlikte seyrederek
Benimle bir rüya kuruver şimdi…

Sırdaşlarım, yoldaşlarım, felaket arkadaşlarım…
Umarım görüşmeyeli afiyettesinizdir.
Artık Keskin Kalem okuyanlar çok iyi biliyor, yazılarımın girişinde, günün konusuna uygun bir şarkı sözü ya da şiir kullanıyorum.

Bu kez biraz romantik takıldım diye kafanız karışmasın sakın.
Aslında romantik bir hikayeden çok, bir medya skandalı var gündemimde.
Minik Serçe Sezen Aksu’nun İkinci Bahar isimli bu muhteşem şarkısını seçmiş olmamın nedeniyse, ikinci baharını yaşayan üst düzey bir medya yöneticisinin, çalıştığı şirketin imkanlarını adeta sevgilisin ayaklarının altına sermiş olması.
Ne kadar romantik değil mi?!

Şimdiii sırdaşlarım, bu yönetici evli olduğu için, isim cisim vermeden yazacağım bu skandalı.
Hem özel hayatı korumak hem de asıl ailelere duyduğum saygıdan ötürü.
Keşke bu skandallara imza atanlar, bizler kadar saygı duysalar ailelerine.
Heyhaaatttt…

Neyse. Aslında yıllardır süren bir skandaldan bahsediyoruz.
Fakaaaat neden şimdi patlak verdi derseniz yanıt basit:
Bu medya grubunda yönetimin değişmiş olması.

Keskin kulaklarıma ulaşan bilgilere göre, yeni gelen yönetim şirket işlerini eline aldıkça, gelir giderleri, masrafları, harcamaları inceledikçe şoktan şoka giriyormuş.
Şirkette bir avuç insanın uçuk maaşlar alması…
Kimilerine maaşlar dışında ek paralar ödenmesi…
Bir grup yöneticinin yüklü lüks harcamalarını şirkete fatura etmesi vs vs…
Bu tespitler zaten yeterince şoke edici…

Ancak tespit edilen isimler arasında biri varmış ki, yeni yönetim adeta küçük dilini yutmuş.
Şirketin tepe yöneticisinin metresinin pek çok masrafının şirketten ödendiği fark edilmiş.
Tahsisli bir araç…
Yönetici adına çıkarılmış şirket kartına ek bir kredi kartı…
Çeşitli giyim kuşam masraflarının başka isimler altında fatura edilmesi…
Fatura edilenler arasında tatil ve çeşitli kira masrafları da var.
Ve daha neler neler.

Üstelik yine keskin radarıma takılan bilgilere göre, aslında bu metresi herkes tanıyor, biliyor ve yıllardır hiçbir şey yokmuş gibi davranıyormuş…
Asıl yeni yönetimi şaşırtan şey de bu olmuş.

Dahası, işe gitmeden maaş alan, şirketin araçlarını, kıyafet bütçelerini, ve yemek kartlarını kullanan pek çok kişi tespit edilmiş.
Bu kişilerin tamamına yakınının, görünürde bir ünvanlarının olduğu, ancak gerçekte hiçbir şekilde işe gitmeden bankamatik memurluğu yaptığı ortaya çıkmış.
BRE ZINDIKLAR, HER GÜN İŞE GİDİP ALNININ TERİYLE PARA KAZANANLAR ENAYİ Mİ?

Felaket arkadaşlarım, bu medya grubuyla ilgili son zamanlarda ipe sapa gelmez, çok acayip bel altı hikayeler duyuyorduk da…
Bir türlü anlam veremiyorduk.
Demek ki neymiş?
BALIK BAŞTAN KOKARMIŞ.

Daha çoooook detay var amma şimdilik müsaadenizle bu kadarıyla yetineceğim.
Onca yıl medya sektöründe çalıştım.
Ömrümü bu mesleğe verdim.
Emekli oldum, tekleyen kalbimle hala kalem sallayıp, medya kulislerini sizler için takip ediyorum.
Amma ben hiç bu kadar skandalı bir arada, tek bir yerde görmedim sırdaşlarım.
Diyeceklerim bu kadar.

MAHİROĞLU İÇİN YOLU SONU GELDİ

Kemal Sunal’ın bir filmi vardı sırdaşlar.
Üçkağıtçı…
Sunal karakteri romatizması olduğu için ne zaman dizleri ağrısa, yağmuru önceden bilirdi.
Bu nedenle de köylüler tarafından ermiş ilan edilmişti.

Ben ne ermişim, ne de romatizmam var.
Amma mevzu bahis medya kulisleri olunca burnum çok iyi koku alır.
O nedenle kulislerim de doğru çıkar.
Aksini iddia eden, buyursun sosyal medyasından yazsın, mail kutumdan bana ulaşsın.
Yıllardır sizin de kendimin de yüzünü kara çıkarmadım çok şükür…

Neyseeee yine sakız gibi uzattım.
Geleyim sadede.
Yeni kulisimi kim yalanlarla yalanlasın, kim göğsünü siper ederse etsin…
Çok eminim, kaynaklarım sağlam.
Halk TV üç vakte kadar el değiştirecek.
Yani Halk TV’de patron Cafer Mahiroğlu dönemi kapanacak.

Daha evvel birkaç kez iddiayı dile getiren yazılar yazmştım.
Bir süreci takip eden yazılardı bunlar.
Ve o süreçte artık sona yaklaşılıyor.
Londra’da yaşayan firari Mahiroğlu, Halk TV’yi elden çıkarma çabasını artık finalize ediyor yoldaşlarım.
Ammaaaaaaaa sonuç pek beklediği gibi olmayacak, bunu da benden duymuş olsun.

Diyeceksiniz ki bre deli Keskin, sen ne diyorsun?
Açayım:
Daha evvel, Mahiroğlu hakkında hiçbir soruşturma yokken, kendisinin aslında yavaştan Londra’ya doğru topukladığını…
Londra’da FETÖ’cülerin bol bol takıldığı Enfield semtindeki bazı lokantalarda önemli toplantılar yaptığını.
Bunların hepsini söylemiştim.

Mahiroğlu Halk TV’yi elden çıkarmaya kararlı, o nedenle de Londra’ya giden Türk iş insanlarıyla sık sık görüşüyor.
Temas kurduğu isimlerden biri de Turgay Ciner.
Ciner, Habertürk’ü yeni elden çıkardı, neden bu işe girsin ki dediğinizi duyar gibiyim.
Ammaaaaaaa o iş öyle değil sırdaşlar.
Pek de gönüllü satmadı medyasını.
Neyse, bunu bilen Mahiroğlu Halk TV’yi alması için Ciner cephesiyle temasa geçti.
Fakat o temaslar bir süre sonra bıçak gibi kesildi.
Kim aracı oldu, sonra da kim kesti diye sormayın.

Mahiroğlu bunun üzerine, ABD’de olan, Türkiye’ye dönme hazırlıkları yapan ve adı skandallarla anılan bir iş insanıyla temasa geçti.
Anlaştılar da.
Ancaaaaaaakkkkkkk kul plan yapar, Tanrı güler.
Görünen o ki DEVLETin başka planları var.
Hepsini yakında göreceğiz.

EKOL TV’DE İŞLER KİLİTLENDİ

Sırdaşlarım, satışı adeta yılan hikayesine dönen bir diğer medya kuruluşu da Ekol TV.
Medya piyasasını yakından takip edenler için aslında bir sır değil:
Ekol TV bir süredir satışta.

Pek çok alıcı devreye girdi, rakamlar havada uçuşuyor.
Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, kanalda işler de adeta boş viteste gidiyor.
Yani yöneticiler işlere karışmıyor, yatırım yapılmıyor…
Kanalda çalışanlar aslında bir süredir olan bitenin farkında.

Peki yeni kanallar açacağız diye duyuru yapan kanal ne oldu da, acil satışa çıkarıldı?
Bu konuda pek çok bilgi edindim, bir sonraki yazımda bu dosyayı açacağım.
Şimdilik müsaadenizle satış sürecine odaklanmak istiyorum bu yazıda.

Ekol TV’ye birden fazla alıcı olmasına ve hatta biriyle el sıkışılmasına rağmen,
satış bir türlü gerçekleşmiyor.
ÇÜNKÜ ANKARA EKOL TV SÜRECİNİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYOR.

Tıpkı Halk TV’de olduğu gibi, DEVLETin bu kanalı da kimin alacağına dair başka planları var.
O planları delip geçmeye çalışanlar, yangından mal kaçırır gibi davrananlar da var.
Hepsi biliniyor.
Ve elbette bu süreçlerin akıl hocaları…
Sanırım, çok yakında dönen her türlü dalavare de, ortaya çıkacaktır.
Yazımı okuyup da ‘’amma da şifreli yazdın be Keskin’’ dediğinizi duyar gibiyim sırdaşlar.
Şifrelerin çözülmesi yakındır.