Demirören Medya'da zam krizi büyüyor!

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

Taş üstünde taş…
Omuz üstünde baş bırakmamak…
Bugün sizleri, Moğol istilalarının ardından yüz yıllardır kullanılan bu ifadeyle selamlıyorum felaket arkadaşlarım.
Sizlere son zamanlarda Tatar Ramazan’dan esinlenerek felaket arkadaşlarım diye hitap ediyorum farkındaysanız.
Çünkü medya emekçileri olarak bir felaketin, bir tufanın içinden geçiyoruz.
Bir yanda sağdan soldan gelen siyasi baskı.
Bir yanda patron zulmü…
Maaş krizi derken…
Sonunda yoldaştan çok felaket arkadaşı olduğumuza kanaat getirdim.

Yine peşrevi uzattım kusura kalmayın.
Sadede geleyim.
Neden Moğol istilası sözüyle başladım yazıma?
Çünkü defalarca emekçiyi uyardığım bir medya kuruluşunda, kısa süre içinde taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmayacak da ondan!

Ekol TV’nin sahiplik yapısının nasıl sorunlu olduğunu, her türlü numaranın döndüğünü defalarca buradan anlattım.
Cebini dolduran doldurur, olan emekçiye olur dedim.
Ve maalesef bir kehanetim yine gerçekleşti.

Keskin kulaklarıma gelenlere göre, kanalın TRT’den transfer edilen yeni yayın yönetmeni Tamer Oskay, kadrolarda önemli bir değişikliğe gitmeye hazırlanıyormuş.
Ekran yüzlerinden, ara kademe yöneticilere kadar, pek çok koltukta değişiklik bekleniyormuş.
Bu isimlerin arasında kanalın kuruluş aşamasında yer alan ve Ekol Medya Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Doğru’ya yakın isimler olduğu da konuşuluyor.

Oskay’ın transfer edildiği kurum yani TRT göz önünde bulundurulduğunda, kanalda iktidar etkisinin arttığını söylemek yanlış olmaz.
Oskay’ın gönderilecek isimleri, tereyağından kıl çeker gibi çıkaracağı; ve yerlerine getirilecek isimlerin listelerinin de oluşturulduğu yine kulağıma çalınan bilgilerden…
Bakalım Ekol TV’deki değişim rüzgarı Emrah Doğru’yu da vuracak mı?
Göreceğiz…

ECE ÜNER REYTİNG VURGUNU YİYOR

Yoldaşlarım, günlerdir ülkece gözümüzün yaşı kurumadı.
Narin’e ağlıyoruz…
Bir köy, tüm ülkenin psikolojisiyle oynadı dersem, herhalde abartmış olmam.
Ama emin olun, psikolojimizle asıl oynayanlar, çiğ habercilik ve ajitasyon batağına düşen,
iki kuruşluk reyting için yapmadığını bırakmayan televizyoncular.

Diyeceksiniz ki bre Keskin, gene kime bilendin?
Yanıt zaten yazımın başlığında.
Geçen gün sosyal medyada gezerken, Sözcü TV’den Halk TV’ye transfer olan ve ana haberi sunmaya başlayan Ece Üner’in bir videosu düştü önüme.
Aman yarabbi o da nesi?!
Vermişler fona bir türkü, Üner çıkmış yine o çok bilindik nutuklarından birini atıyor.
Ana haber mi, kadın programı mı belli değil.
Kadın programları bile daha soğuk kanlı.
Üner belli ki reyting fiyaskosuyla sonuçlanan kadın programı sunuculuğu günlerini özlemiş.

Videoyu izleyince, son zamanlarda sağlık ve aile problemleriyle gündemden düşmeyen Reha Muhtar aklıma geldi.
Zaten Üner’in Muhtar’ı övdüğü pek çok demeci de mevcut.
Belli ki idolü Reha Muhtar.
Amma gelin görün ki, kötü bir taklidi olmaktan öteye geçemiyor.
Ortalama insanın muhalif duygularına ve öfkesine oynuyor.
İşin ilginci yıllarca ana akım medyada etliye sütlüye dokunmadan habercilik yapan Üner
ne ara muhalif oldu, onu da anlamadım.
Bu ağır ajitasyon ve atar gider hali gördüğüm kadarıyla sosyal medyada pek çok aklı başında gazetecinin de tepkisini çekiyor.

Dahası, Üner’in bu halleri ilginç bir paradoks da yaratıyor.
Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, iktidar cenahından pek çok isim Üner’in eşi Deniz Bayramoğlu’nun Demirören Medya bünyesindeki Kanal D'de Ana Haber'i sunmasından rahatsızlık duymaya başlamış.
Ve hatta TV Grup Başkanı Murat Yancı’ya da bu konuda bir hayli baskı yapılıyormuş.
Baskılar sonuç verecek mi, hep birlikte göreceğiz…

DEMİRÖREN MEDYA’DA EMEKÇİYİ YILDIRMA POLİTİKASI

Yoldaşlarım, belki hatırlarsınız, son yazımda Demirören Medya’da gazetenin adı yok demiş,
ve TV- internet sitelerine ufak tefek ara zam yapılmasına rağmen gazete emekçisine tek kuruş verilmediğini aktarmıştım.
DHA emekçileri bana gönül koymuş, çünkü meğer onlar da zam almamış!
Kendilerinden özür dileyerek yazıya hemen DHA emekçilerini de ekledik.
Kusuruma bakmasınlar.

Hakları bana geçmesin diye, Demirören’deki zam krizinin fikri takibini yapayım dedim.
Kulislerde konuşulanlara göre, kamuoyundan gelmesi olası bir baskıya karşı toplu tenkisat yapamayan patronaj, emekçiyi zam yapmayarak yıldırma yolunu seçmiş.
Yani emekçinin kızıp kendi kendine gitmesini bekliyorlar.
Tazminat yükü her geçen gün ağırlaşan pek çok emekçi de, yılların emeğini bırakıp bırakmama arasında kararsız.
Bir yanda zam alınmadığı için ve enflasyon nedeniyle günden güne eriyen tazminatlar,
diğer yanda yılların emeği…
Anlayacağınız pek çok Demirören emekçisi bu cendereye sıkışmış durumda.
Bu sıkışmışlığın büyük bir krize dönmesiyse an meselesi gibi görünüyor.
Sizler için takipte olacağım yoldaşlar.

[email protected]