Tokat sadece Macron’a atılmadı! Artık erkekler “şamar oğlanı” mı?

Medyaradar analisti Atilla Akar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile eşi Brigitte Macron arasında geçen “Tokat olayı” nı ele aldı ve bu hareketin “Tesadüf” olmayıp, dünyada yükselen marazi bir trendin sonucu olduğunu söyledi…

Efendim; şu Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u günahım kadar sevmem. Hatta gıcık olurum. Lakin adamcağızın rüyamda görsem korkacağım, şu iskeletor kılıklı cadaloz karısı Brigitte Macron’dan uçak kapısında yediği tokada (Ya da her nasıl bir darbe ise) pek üzüldüğümü belirtmek durumundayım. Biz erkekler ne zaman bu hallere düştük bilemiyorum!..

Adam beğen, beğenme sonuçta koskoca cumhurbaşkanı. Düpedüz acıdım bile. (Garibim birde kendini “Şaka yapıyorduk” diye savunmuş) Şimdi kimse beni bu zavallının Fransa’yı yönettiğine inandıramaz. Hatun belli ki adamı parmağında oynatıyor. Kadın adamın karizmasını fena çizmiş!..

Emmanuel Macron’da mevcut ruh ve kişilik kemirgeni eğilimden payına düşeni fazlasıyla almış görünüyor. Bu şımarık kadın o kadar fütursuz ki uluslararası diplomatik bir ziyarette hiç düşünmeden bunu yapabiliyor. (Bu arada içerisi görülmese bile en azından başkanlık uçağının mürettebatı önünde bunu yapabiliyor. Kim bilir evde neler yapıyordur?) Hiç umurunda değil!..

Baştan Beri Garip İddialar!..

Aslında onlarla ilgili enteresan iddialar seçildiği 2017’den beri hiç bitmedi. Örneğin Amandine Roy ve Natacha Rey, Aralık 2021'de YouTube’da yayınladıkları videoda, Brigitte Macron’un ‘Jean-Michel’ isminde bir erkek olarak doğduğunu iddia etmişti. Sosyal medyada yayılan paylaşımlarda, Brigitte Macron (eski adıyla Brigitte Trogneux) isminde birinin aslında hiç doğmadığı, Jean-Michel Trogneux’nun cinsiyet değiştirerek bu ismi aldığı iddia ediliyordu. Ancak iddialarını ispatlayamadılar ve iftira suçundan 13. 000 Euro tazminata mahkum oldular.

Bunlara ilaveten Emmanuel Macron ile 2007 yılında evlendiği eşi Brigitte Macron’un aralarındaki yaş farkı tartışma konusu olacaktı. Emmanuel Macron o esnada 30, Brigitte ise 54 yaşındaydı. Bugün ise Emanuel 47, Brigitte ise 72 yaşında. Aradaki fark ise gene aynı yani 24 yaş. Bunların yanı sıra Emmanuel Macron’un bir yatta erkekle öpüşen fotoğrafı yayınlandı. Ancak bunun üzerinde oynanmış bir fotoğraf olduğu ortaya çıktı. Aynı şekilde Macron'un, Radio France Yayın Direktörü, gazeteci Mathieu Gallet ile yıllardır birlikte olduğuna dair dedikodular dolaştı durdu. (2024 Paris Olimpiyatları’ndaki LGBT temasının da onların desteğinde olduğu söylenecekti) Başka konularda da iddialar var ama hiçbiri ispatlanamadı. Bu arada Rothschild ailesinin eski “banka prensi” olduğunu da not olarak hatırlatalım. Zaten o sayede seçiliyor.

Bunlar Adamı Maymun Eder!..

Neyse, biz gene dönelim ana konumuza… İstersen cumhurbaşkanı ol, bu şirretleşmiş yeni tip “Kadın terörü”nden kurtulamıyorsun demek ki. Bugün gelinen noktada modern erkek öylesine aşağılanmış, eli kolu bağlı hale getirilmiş ki durumu kabullenmekten başka bir şey gelmiyor elinden. Vah ki ne vah!..

Ölçüsüz, agresif feminizmin azdırdığı “Modern kadın” artık erkeği “Eşiti” olarak bile görmüyor. (Dolayısıyla tersine erkeklerin “Eşitlik” talebini yükseltmesi lazım!) Sürekli erkeği aşağılama, gururuyla oynama, sünepeleştirme, ehlileştirme peşindeki bu kadın tipi erkeği “Maymunlaştırmak” tan özel bir zevk alıyor. Dolayısıyla elleriyle yoğurduğu, kendi eseri bu erkeğe saygı da duyamıyor. (Sonra da mızmızlanıyorlar. “Etrafta adam gibi hiç erkek kalmadı” diye) Bir kafese koyup, muz atmadıkları kaldı!..

Artık Evrensel Bir Eğilim Bu!..

Lakin ben bu yüzden olaya bir karı kocanın anlık, hafif dozda şiddet dolu öfke patlaması, tartışması olarak bakamıyorum. Bakamıyorum çünkü bu artık dünya çapında bir eğilim. Şimdilerde kadınlarda marazi bir özgüven ve erkeklere karşı kışkırtılmış, anormal bir tepki var. Günümüz toplumu, medyası, yasaları her açıdan bunu özendiriyor.

Bu bir “Kültür” olarak küresel çapta hızla yayılıyor. Bu davranış kalıbı küresel çapta empoze edilen bir davranış kodu. Giderek “Normal” olarak görülüyor. Üstelik kimse bu olgunun üzerine dışlanma korkusundan gidemiyor. Özgürlük, eşitlik, kadın hakları, vb iyi, hoş da bu nedir ya?..

Dizilere Göz Atıyorum!..

Dizi meraklısı değilim. Ama sağ olsun hanımdan dolayı arada bende göz ucuyla sebepleniyorum. Bir bakıyorum dizilerin çoğunda erkek inceden aşağılanıyor. Yetmedi habire kadınlar tarafından tokatlanıyor, hakarete uğruyor, muhtelif dozda şiddete maruz kalıyor. Bunlar gayet normal yansıtılıyor. (Bunun senaristlerce kasıtlı yapıldığını düşünüyorum) RTÜK bunları görmezden geliyor. Lakin kazara erkek tipleme kadına bir fiske vursa ya da ters konuşsa ortalık karışır. Ağır bir eleştiri bombardımanı altında kalınır. Dizi yayından bile kaldırılır.

Bitmedi. Bazen orada burada, yolda, “Cafe” de filan denk geliyorum. Genç kız ve kadınlar erkek arkadaşlarıyla öyle küfürlü, hakaretvari konuşuyorlar ki benim yüzüm kızarıyor. İtip kakmaları da cabası. (Küfür literatürümün ne kadar zayıf kaldığını bu sayede anlıyorum.) Benim gençliğimde bir genç kızın küfürlü konuşmasını hayal bile edemezdik. Vay canına. İleride bu kızların kocaları olacaklara acırım. Ne kadar ilerlemişiz meğer!..

Macron bir Simgedir!..

Emmanuel Macron olayı çok uç, ekstrem, istaisnai bir olaymış gibi görülebilir. Aslında değil. Macron erkeğin yeni statüsünün simgesidir. Kim olursan ol kurtulamıyorsun. (Erkek halen kendini üstün, dominant, vb sayarak ancak kendini kandırıyor) Oysa günümüzde geleneksel kadın ve erkek rolleri bilinçli bir saldırı altında. (Karşı çıkanlar hemen “Gerici”, vb filan ediliveriyor) Mevcut kalıplar tahrip ediliyor.

Erkek ise giderek “Lanetlenmiş bir varlığa” dönüşüyor. Habire vır vır konuşup, erkek düşmanlığını körükleyen, nefret dolu, kafayı kırmış, agresif, erkeğin ruhunu emen “Vampirella feminizm” in insanlığı getirdiği noktadır bu. Erkeği manen yok et, kadınlaştır, pamuklaştır, sonra bilinçaltında “Maço” ara. Güzel numara doğrusu!..

“Şamar Oğlanı” İmal Ediliyor!..

Yanlış anlaşılmasın. Biz erkeklerinde pek matah bir şey olduğumuzu iddia edemem. Cinsimiz –maalesef- “Öküz” dolu. Hele de kadına şiddet uygulayan, aşağılayan, döven, söven, tecavüz edenlere ne yapılsa azdır. Dolayısıyla kimse bana bunları göstererek itiraz etmesin. Ancak bu gibi durumlar bahane edilerek, erkeğin bir tür “Şamar oğlanı” durumuna düşürülmesine de karşıyım.

Yeni bir denge ve ahenk bulmadan her iki cinsinde rahat etmeyeceğinden eminim. Ki, bu saatten sonra yazık ki zor görünüyor!..

29. 05. 2025