Dağdan kışlaya uygun adım marş! PKK’lılar askere alınmalı mı?

Medyaradar analisti Atilla Akar, toplumda tartışılan ve kimi tepkilere yol açan “PKK’lıların askerlik yapması” mevzusuna değindi...

Efendim; biraz “Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık” bir durum oluştu galiba. Hatta tartışma doğdu. O da şu; “Dağdan inecek PKK militanları orduya alınmalı mı alınmamalı mı? Alınırlarsa ne olur alınmazlarsa ne olur?” Bilemiyorum. Konu hassas ve toplumu ikiye böldü. Daha da tartışma yaratacağa benzer.

Bir kesim “Hayır, askerimize kurşun sıkanlar alınmamalı” derken bir başka kesim “Madem barış olacak, madem silahlar susacak, onlarda bu ülke vatandaşı o zaman alınmalı” diyor. Her iki kesiminde kendine göre argümanları var. Doğruyu söylemek gerekirse konu ciddi ve tereddütler bir çırpıda hallolabilir gibi gözükmüyor.

İroniye Vurulan Tepkiler!..

Nitekim bu kaygılı tepkilerin –biraz gırgıra vurur biçimde de olsa- en sert şekilde sosyal medyaya yansımış görünüyor. İşte bunlardan gözüme çarpan bazıları:

ApoGenelkurmay Başkanı olsun”, Apo’nun askerleriyiz diye slogan atarlarsa” (“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” yerine yani!), “bunları attığınız Atatürkçü teğmenlerin yerine subay yapın”, “FETÖ’yü Kozmik Oda’ya soktunuz, bunları da orduya”, “dağ tecrübeleri var diye rütbe verin”, “Askere direkt paşa olarak başlatın”, “Türk askerine pusu kuranlar, Türk askeri ile aynı koğuşta yatacak öyle mi?” vb gibi çok sayıda yaklaşım mevcut.

Resmi Cevap Çoktan Verildi!..

Öte yandan AK Parti’nin üç gün süren Kızılcahamam Kampı’nda Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “askerlik çağına gelmiş PKK’lılar ne olacak?” sorusuna, “Askerlik çağına gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı örgüt üyeleri herhangi bir eyleme katılmamışsa, askerlik görevini yapmamışsa askere alınır. Bugüne kadar Kürt kardeşlerimiz hiçbir sorun olmadan askerlik yaptı orada sorun yaşanmadı” cevabını verecekti.

Önce şunu söyleyeyim. Bakan kendi cephesinden haklı. “Hayır alamayız” diyemez. Temel devlet olma mantığına aykırı. “Askerlik yükümlülüğü” zorunlu görevlerdendir. Ancak sözlerinde asıl başka noktalarda sıkıntı var gibi.

Birincisi; “Herhangi bir eyleme katılmamışlarsa” şartı koşuluyor. Bunu tam olarak nasıl saptayacaksın ki? O esnada dağda, bayırda yanında mıydınız? Çip mi taktınız? Kendi beyanına ise güvenilir mi? Oralara kadar gidip eyleme katılmamak mümkün mü?

İkincisi; “Bugüne kadar Kürt kardeşlerimiz hiçbir sorun olmadan askerlik yaptı” deniyor. Bu da önemli ölçüde doğru. Ancak bu seferkiler farklı. Burada evinden, işinden, köyünden gelen sıradan Kürt genci söz konusu değil. Dağda belki yıllarca kalmış, Türk ordusuna düşmanlığı şiar bellemiş, defalarca kurşun sıkmış, buna göre ideolojik ve askeri eğitimden geçmiş militan kişilerden söz ediyoruz. İkisi aynı şey değil. Dolayısıyla verebilecekleri tepkilerde aynı değil.

Neler Olabilir?..

  1. Askere alınmamaları ihtimali bence hiç yok. (Hoş, alınsalar da bu sefer başka tepkiler doğar!) Bu Türklerdeki zaten var olan huzursuzluğu ve tepkileri arttırır. Başka sorunlara yol açar. Bilhassa “Şehit aileleri” nin tepkisi ne olur?
  2. Alındıklarında ise bunların hemen askere alınacaklarını hiç sanmıyorum. Alınsalar bile ilk anda tıpkı silah bırakma töreni gibi çok “Sembolik” olabilir.
  3. Alınmaları durumunda çok stratejik birliklerde ve görevlerde değerlendirilemezler.
  4. Ellerine silah verilmez.
  5. Muhtemelen sürece yayabilirler. İhtimal ki sırf onlardan oluşan taburlar oluşabilir. Kendi hallerinde vakitlerini doldurup giderler.
  6. Onlara yönelik –belki- kısa dönem askerlik gibi yeni bir yasa formülü deneyebilirler.
  7. Belki bunların bir kısmı –yönetici pozisyondakiler gibi- sağlık gerekçeleri yaratılarak askerlikten muaf tutulur.
  8. Bunlar görmezden gelinip, uzun süre “Asker kaçağı” muamelesi görebilir.
  9. PKK’lıların olduğu yerlerde disiplin sorunu nasıl çözülecek? “Biz T. C. Subaylarının emirlerini dinlemeyiz”, “Türk bayrağına selam durup, yemin etmeyiz” derlerse ne yapılacak?
  10. Onlar yüzünden arkadaşını kaybetmiş aynı birlikteki askerin psikolojisi ne olur? İntikam almak ister mi? Sürtüşme çıkar mı?
  11. Herhangi bir savaş ve benzeri durumda bunların askerimizi arkadan hançerleme ihtimali oluşmaz mı? Orduda isyanlar, sabotajlar, vb tertiplemezler mi?
  12. Yabancı servisler bunları “askeri casusluk” faaliyetlerinde kullanmak istemezler mi?

En Zor Kimliklerin Entegrasyonudur!..

Bu sorular çoğaltılabilir ama sorulmaya değerdir ve sorulmalıdır. “Vay sen terörsüz Türkiye istemiyor musun?” diye susturulmamalıdır. (Bu soruda mantık hatası ya da bilinçli çarpıtma var gibi. Kimse, hatta PKK’lılar bile “Biz terörlü Türkiye istiyoruz” demez de ondan!) Bunları zaten insanlar sormaktadır. Kabahati üç, beş yazara yüklemeyin. Kızılacağına üzerinde düşünülmeli ve önlemleri alınmalı bence. Artıları eksileri iyi hesap edilmeli. Akıllı bir devlet sanırım böyle davranır. Tamam, çok “Karamsar” düşünmeyelim ama bunlar da kulağımıza küpe olsun!..

Biliyorum bu iş çok zor. Entegrasyonun en zoru kimliklerin entegrasyonudur. Ciddi uyum sorunları yaşanabilir. Psikolojik boyutunda sıkıntı doğabilir. Umarım riskleri de hesaplamışlardır. Pratikte hiç hesap edilmeyen problemler çıkabilir.

Neyse, ne alakası varsa birden Erkin Koray’ın “Kızları da alın askere” şarkısı geldi aklıma. Acaba şimdi “PKK’lıları da alın askere” versiyonu çıkar mı dersiniz?..

18. 07. 2025