“Erkekler ağlamaz”ı yıktı geçti! Özel’in gözyaşları “liderlik zaafı” mı?
Medyaradar analisti Atilla Akar, Özgür Özel’in cenazede ağlamasını siyasi liderlik imajı açısından değerlendirdi…
Efendim; Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in ölümü tüm Türkiye’de hassas, duygusal bir hava esmesine vesile oldu. Başta Manisalılar olmak üzere tüm Türkiye'yi yasa boğan olayın ardından Zeyrek'in cenazesi toprağa verilmeden evvel Belediye Binası önüne getirildi. Burada konuşan çocukluk arkadaşı ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi.
Diğer yandan gözyaşlarını toplum önünde gösermesinin bazı kişi ve kesimlerce doğru olup olmadığı da tartışıldı. Bunu bir “Zaaf” a yoranlarda oldu “İnsani” özelliğine de. Bakış açısı her ne olursa olsun, Özel’in bu tavrı acılar karşısındaki klasik, katı siyasetçi duruşunun ötesinde bir şeydi. O bakımdan ayrıca değerlendirmeye muhtaç sanırım.
Erkeklerin Yükü: Ağlamak!..
Maalesef toplum içinde ağlamak biz erkekler için hayli zor bir durumdur. Öyle her içimizden geldiği gibi, her canımız sıkıldığında, üzüldüğümüzde hatta sevindiğimizde ağlayamayız. O yüzden ağlamak biz erkekler için kaçınılmaz bir “Erkeklik sınavı” dır. Çocukluğumuzdan beri öyle yetiştiriliriz. Taşımak zorunda hissettiğimiz ağır bir yüktür o.
Toplumsal bakış açısından ağlamak daha ziyade kızlara özgü bir ayrıcalıktır. Onların “Ağlama özgürlüğü” vardır ama bizim yoktur. Bu bakışa göre ne de olsa kızdırlar ve baştan itibaren “Zayıflık” simgesidirler. O yüzden kimse onları yadırgamaz. (Onların üzerinde de başka baskılar vardır o başka!) Her tür “Zaaf” gösterebilirler. Onlardan “Güçlü” olmaları beklenmez. Ağlamaları doğaldır ve bu yüzden ayıplanmazlar. “Sulu göz” olmak onların imtiyazıdır. Oysa bizler “Zırıl zırıl ağlama lan…” ya da “Sus salya sümük zırlama” diye ensemize bir şaplak bile yiyebiliriz.
Ağlamak Liderin Zaafı mı Avantajı mı?..
Bu baskı hayatınızın ileriki dönemlerinde de sürer. Dudağınız hafif titrese, iki damla gözyaşı dökseniz bu toplumda –çok affedersiniz- “Karı gibi ağladı” oluverir. Sizi hemen “zayıf”lıkla, yeterince “Erkek gibi” davranmamakla suçlarlar. Kısaca hayatınızın her döneminde size telkin edilen budur. Onun için sizde bilhassa toplum içinde içinizden kabaran bu hissin sizi ele geçirmesine izin veremezsiniz. Ağlayacaksanız da gözlerden uzakta, kapalı kapılar ardında sessizce ağlamanız tercih edilir. Mottosu “Erkekler ağlamaz” dır!..
Aynı nedenle ağlayan hele de bunu huy edinen erkeğe güvenilmez. (Oysa kadın lider olursa “Normal” karşılanabilir) Belki bu yüzüne açıkça söylenmez ama böyle düşünülür. Bu durum siyasi liderler için daha bir geçerlidir. O lidere de pek güvenilmez. Erkeklikten ötede gereken irade ve sertliğe sahip olmadığı düşünülür. Çevresine hükmedemeyeceğine, yeterince hakim olmayacağına, sözünü dinletmekte, toplumu yönetmekte zorlanacağına yorulur. Kısaca “Zafiyet” aranır!..
Bir “Tabu” yu Yıkan Lider Profili mi Çizdi?..
Erkek liderler adeta sert olmak ya da görünmek zorundadırlar. Bu konuda gösterecekleri küçük bir zaaf iktidar hayallerini suya düşürebilir. Çünkü toplumda aslında sert liderleri sever. Onlara “İyi huylu” liderlerden daha fazla güvenir. Kendisine ne kadar sert davranırsa davransın gönüllü olarak hükmü altına girerler ve desteklerler. (Yoksa Erdoğan, bu sayede mi bunca yıl ayakta kaldı?) O açıdan liderin vereceği imaj çok önemlidir. Maalesef ki toplum “Yumuşak” liderleri pek benimsemez. Tarih örnekleriyle doludur!..
Özgür Özel bu “Tabu” yu ya yıkmış ya da yıkmaya aday görünüyor. Hiç sanmıyorum ama belki “Modern siyaset” ve “modern toplum” bu geleneksel sınıflamayı aşmış olabilir. Eğer öyleyse Özgür özel şanslı ve toplumun kendisini desteklemesi için bir nedeni daha var demektir. Bu olay Öyle veya böyle Özgür Özel’in “Ağır ol da molla desinler” tavrını göstermemesi bile onun alışıldık, klasik bir siyasetçi olmadığını, olamayacağını gösterdi. Bundan sonra yeni ağlamalar beklenebilir. (Gerçi daha önce de yapmıştı) Umarım bunu abartıp bir “Çizgi” haline getirmez!..
Duygularını açıkça, gizlemeden, toplumun gözü önünde yaşaması onun yeni ve farklı bir “Lider profili” çizdiğini gösteriyor aslında. Bunu nasıl değerlendirir bilemem. Bir “zayıflık” algısı yaratmadan ve buna izin vermeden bir avantaja çevirebilir ve bir “duygusal güç” belirtisine dönüştürebilirse fazladan şansı olabilir.
Yas Yolunda Liderlik!..
Bence Özgür Özel -şu an için- çizdiği imajla sadece siyasal lider olarak değil, yas zamanlarında da bir tür “Manevi liderlik” gösterebileceğini, kibirli olmadan, koyu renk takım elbise giymeden, dostuna vefa duygularıyla hareket edebileceğini, acısını gizlemeden, fazladan “Güçlü” pozlar atmadan, toplumla kendine özgü bir frekansta “Duygudaş” olarak başarılı bir insani sınav vermiştir.
Tabii ayrıca bu tavrın toplumun bilinçaltında nasıl karşılanır, neye yorulur, hangi çağrışımları uyandırır meçhul. Bu açıdan samimi tutumunu kendi payıma “Olumlu” bulsam da toplumun kendi derin ve karmaşık ruhsalında nasıl karşılayacağını bilemiyorum…
11. 06. 2025