Yozgat mitingi ‘barometre’ mi olacak? Siyasi bir ‘kırılma’ noktası!

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, CHP’nin Yozgat mitinginin sonuçlarını irdeledi…

Efendim; mitingler siyasi partiler için önemli göstergelerdir. O partinin ne kadar desteklendiğine dair işaretler verirler. Bilhassa da seçim zamanları veya seçim yaklaştığında. Onlar gidişata dair “Nabzı” gösterirler. Bununla birlikte bazı mitingler yapıldıkları yere, katılan kitlenin sosyolojik- sınıfsal, dini, etnik, mezhepsel, vb yapısına göre farklı şekillenebilirler. Bu açıdan her mitingi iyi analiz etmek elzem. Bunu dikkate almak lâzım…

Şimdi -doğru veya yanlış- ilk izlenimimi paylaşmaya çalışayım…

Eskiler İyi Bilir!..

Nitekim eski siyasetçiler bunu iyi bilirler ve mitinglere gereken önemi fazlasıyla verirlerdi. (Başta Süleyman Demirel olmak üzere Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Turgut Özal olmak üzere, daha eskilerden İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Osman Bölükbaşı, vb) Çünkü o dönemler mitingler ne kadar kalabalık olursa iktidara o kadar yakınsınız hissi oluşurdu. Gerçi rahmetli Bölükbaşı’nın nükteli benzetmesi de manidardır: “Kalabalıklarla iktidara gelinse idi Bölükbaşı bin defa gelmişti. Harman büyük olur da dane çıkmaz.”

Bugün artık televizyon, radyo, internet ve gazeteler aracılığıyla mesajlarınızı insanlara kolaylıkla ulaştırabiliyorsunuz. Oysa o günlerde bu imkânlar ya yoktu ya da sınırlı idi. Taşraya gazeteler bile vaktinde gitmiyordu. Mitingler aynı zamanda bir gövde gösterisi anlamına geliyordu. Ne kadar kalabalık o kadar destek!..

Mitingler Belirleyici Gösterge Olmaktan Çıktı!..

Ancak bugün mitingler halen önemli olsalar dahi eskisi kadar belirleyici bir gösterge sayılamazlar herhalde. Bunun bazı nedenleri var. Öncelikle bu mitinge katılan insanlar taşınmış kalabalıklarla doldurulmuş olabilirdi. Bilhassa iktidar imkânlarına sahip partiler çevre illerden otobüsler dolusu insan getirtebiliyorlar. Ayrıca bu insanlara kumanyalar, yol paraları, vb dağıtılabiliyordu. Okullar, resmi daireler tatil edilip mitinge katılmaya zorlanabiliyor. Bu noktada gönüllü katılım derecesi “Şüpheli” bir hal alabiliyordu. Kim, size ve partinize ne kadar gönül vermişti belli değil. Bunun adına da “Demokrasi” deniyor!..

Dahası herkes kendisini olduğundan güçlü, katılımı yüksek gösterebilmek için türlü hile ve yalan beyanlara başvurabiliyor. Örneğin bir miting alanındaki kalabalık azsa ve alanı doldurmamışsa bilgisayar programları ve şimdilerde yapay zeka imkânlarıyla o alan dolu imiş gibi gösterilebiliyor. İşin üçkâğıtçılığına sapılabiliyor!..

İktidara Doğru Yürüyüşün İşaret Fişeği!..

Bütün mitingler böyledir diyemeyiz elbette. Bir partinin coşkulu ve samimi destekleyicilerinin olduğu mitinglerde var. Öyle zannediyorum ki CHP’nin Yozgat mitingi yukarıda saydığımız türden bir miting değil. (Gerçi aksine iddialarda var) İnsanlar bu tarz mitinglere ne para ne rant vaatleri ne şu ne bu için gitmiyorlar. Hatta türlü engellere rağmen –Maltepe mitingi gibi- akın akın koşabiliyorlar. Bu anlamda farklı bir kıpırdanmaya işaret ediyorlar. Hepsi bir tepkinin dışa vurumu…

Gerçekten bu miting CHP’nin “İktidara doğru yürümekte” olduğuna dair bir “işaret fişeği” işlevi görmüşe benziyor. Düne kadar sahillere ve kentli, “Beyaz Türk” tabana sıkışıp kalan CHP mitinginde gösterdiği gibi artık farklı kesimlere açıldığının, açılmakla kalmayıp onların desteğini aldığının en somut göstergesi oldu. (Özgür Özel ise bu sefer nihayet doğru kasketi takmış!) CHP en son iktidarını ve oy yükselişini 70’li yıllarda Ecevit’le yaşadı. Yerel yönetimlerdeki başarısını ise (O da SHP olarak) 90’lı yıllarda gördü. İSKİ ve Ergun Göknel Olayı ile birlikte onu da harcadı. Şimdi büyük bir hata yapıp bu yükselişi her iki noktada da çarçur etmez ise ilk defa ufukta iktidar şansı görünüyor. İktidarın uyguladığı politikalardan rahatsız geniş bir kitle var. O potansiyeli kucaklayabilir görünüyor.

“Burası Cumhur İttifakı Tapulu malıdır” Yargısı Değişti!..

Belki de en önemli sonuç düne kadar “Sağın kalesi”, “Cumhur İttifakı’nın tapulu alanı” ve “Tutucu” sayılan, CHP denince pek hayırla anılmayan bir yerde CHP’nin bu derece coşkulu ve geniş katılımlı bir miting tertipleyebilmesidir. Üstelik gene öyle anlaşılıyor ki bu mitinge sadece CHP’liler değil gidişattan memnun olmayan herkes katılmıştır. CHP bugün “Pota parti” konumundadır. Bütün muhalefet 6’lı masanın tersine kendiliğinden içinde erimektedir.

Bu durum siyasi yönelimin makasının değişmekte olduğunun en somut göstergesidir. Bir çiftçinin sloganlaşan “Turpunan, şalgamınan devlet idare edilmez” sözleri ciddi bir zihniyet dönüşümüne işaret ediyordu. Görmezden gelinemez. Bunu umursarlar mı, ciddiye alırlar mı? AK parti bunlardan ders alır mı, alsa bile geç mi kalınmıştır bilemem. Olay artık “İmamoğlu protestoları” nı da aşmış, apayrı bir toplumsal tepki boyutuna sıçramıştır. “Kışkırtma var” denilip es geçilemez. Vites değişmiştir!..

Üretici Güçler Harekete Geçti!..

Fakat bana göre buradaki diğer önemli olay toplumun gerçek kaldıracı olan üretici güçlerin harekete geçmesidir. O da “Traktör” de simgelenen bu güçlerden biri olan çiftçilerdir. 19 Mart’ta ağırlıkla gençlik – öğrenciler harekete geçti. Ancak gençlik hareketleri önemli olsa da saman alevi gibidir. Parlar ve sönerler. Üretimden kopukturlar ve tepkileri somuta dayanmaz. Oysa İşçiler, köylüler ve esnaf üretim zincirinin parçalarıdır ve onların rahatsızlığı totale yansır. Bu güçlerin çiftesi ağır olur!..

Burada çiftçilerin ekonomik olarak zorlandıkları ve faturasını AK Parti iktidarına kestikleri net şekilde görünmektedir. Bu süreçte değişir mi? (Ekonomini düzelmesine bağlı.) Değişirse bu öfkeleri de değişir mi? Belki yumuşar ama artık ortadan kaybolacağını zannetmiyorum. Bu tepkinin asıl nedeni köylünün ekonomik olarak kendini sıkışmış ve zorda hissetmesidir. Bu yüzden “Tercihler” çoktan yapılmışa benziyor!..

Kırılma Alametleri!..

Bilemiyorum bundan sonra olay nereye evrilir. Bildiğimi zannettiğim bundan sonra siyasette yeni bir kulvarın açıldığıdır. Siyasi fay kırılmıştır. Bu kaç derecelik depreme yol açar bilmiyorum. Eğer abartmıyorsam Yozgat mitingi bundan önceki hiçbir mitinge benzememektedir. Bize toplumsal barometreyi vermektedir. Siyasal atmosferdeki basıncı göstermektedir. Huzursuzluk her kesime yayılmıştır.

Olay ayrıca CHP’nin sosyal dönüşümü, yeni kitle bağları kurması, kendini “Sayfiye solculuğu” na hapsetmemesi içinde yeni fırsatlar sunuyor. Bakalım bu fırsatı çarçur edecekler mi etmeyecekler mi? Göreceğiz!..

20.04. 2025