Türköne’nin iddiası ortalığı karıştırdı! Bahçeli ülkeyi erken seçime sürükler mi?
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Mümtazer Türköne’nin Bahçeli ve “Erken seçim” e dair yorumunu değerlendirdi…
Efendim; Türkiye’de bazen gerçekten ilginç iddialar ortaya atılabiliyor. Ancak bu kez iddia sahibi bir partinin ya da liderinin resmi sözcüsü değil. Daha doğrusu söyledikleri de Bahçeli’nin birebir, direkt yorumu değil. O Bahçeli’nin metafor dolu beyanlarını çok daha ayrıntılı ve entelektüel formatta yeniden izaha çalışıyor. Derinlik kazandırıyor. Kafalar netleşiyor!..
Ancak onun yorumları bir süredir direkt Bahçeli adına konuşuyor gibi algılanıyor. Öyle bir imaj oluştu. Bir tür çevirmen gibi adeta. Tam anlaşılmayan, havada kalmış gibi duran sözleri adeta yeniden çevirmek suretiyle içerik kazandırıyor. Şüpheli yanları siliyor. Bu anlamda “Gayri resmi” izahçı demek daha doğru galiba. O ise “Analiz yapıyorum” havasında. Şu ana kadar söylediklerine de MHP - Bahçeli cenahından bir düzeltme ya da itiraz gelmedi doğrusu…
Muhtemel Sonucu Önemli!..
O halde bu sözler kime ait ve doğru olması durumunda hangi sonuçlara yol açabilir? Sözler ülkücü kökenli, akademisyen, yazar, kapatılan FETÖ çizgisindeki ZAMAN Gazetesi yazarlığından dolayı hükümlü olan, uzun süre hapis yatıp sonunda Devlet Bahçeli’nin girişimiyle serbest kalan Mümtazer Türköne’ye ait. Son günlerde bu tarz yorumlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. İşin ilginci 4 yıldır Devlet Bahçeli ile görüşmediğini, aralarında herhangi bir iletişim trafiği de olmadığını söylüyor. Mümtazer Türköne’nin kendisi gibi ülkücü olan kardeşinin 80 öncesinin terör ortamında öldürüldüğü biliniyor.
Her neyse, Türköne T24 sitesinden Cansu Çamlıbel’le yaptığı uzun söyleşide bir dizi ilginç iddia belirtmiş bulunuyor. Hepsine tek tek değinemeyeceğim. Ama bana göre en ilginci erken seçimle ilgili olanıydı. Nitekim Türköne bu eksende "Erdoğan çözüm sürecini tırpanlayacak, Bahçeli de bunun üzerine erken seçime götürecek; çünkü hukuka dönmeden sürecin başarı şansı yok" diyecekti.
Ani Kararların Adamı Bahçeli!..
Şimdi bugünkü sözleri daha da anlamlandırmak için biraz gerilere gitmek gerekecek sanırım. Bahçeli 3 Kasım 2002’deki seçim çağrısıyla Ecevit hükümetini ani bir kararla bozmuş ve ülkeyi süre dolmadan 1.5 sene önce seçime sürüklemişti. Bu iddiayı dile getiren ise eski MHP’li, eski Kültür bakanı ve bugünkü ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek’ti.
Zeybek, “Ortada seçim gündemi yoktu. 2002’de Bahçeli'ye bir telefon geldi. Konuştuktan sonra yüzü sapsarıydı. Beş dakika sonra kürsüye çıkıp erken seçim çağrısı yaptı. Türkiye krizden tam çıkmak üzereyken, tam çukurdayken ‘seçim var’ dedi. Biraz bekleseydi 1.5 yıl sonra rahatlama döneminde seçim olurdu. Ecevit yalvardı, ‘İntihar ediyoruz’ dedi.” Zeybek ayrıca AK Parti’nin iktidara gelmesini bu 3 Kasım sürecinin sağladığı görüşündeydi.
Peki, eğer bu iddia doğru ise nasıl açıklamalı ve benzeri bir davranış bugünde mümkün mü? (Yoksa sadece Erdoğan’ı sıkıştırma amaçlı söylenmiş bir söz mü?) Türköne’nin açıklamasına kalırsa pekâlâ mümkün. Çünkü her şey “Çözüm süreci” ne endeksli. Peki, o halde Bahçeli bu kararı kendi alabilir mi? Anladığım o ki burada bir proje yürürlükte. O projeyi engelleyecek her şey anında çöpe atılabilir. Bu MHP’nin çıkarlarından bile önemlidir. Ne dersiniz o gün o kararı aldırdığı söylenen “Telefondaki ses” bugünde benzer bir karar aldırabilir mi?. 23 sene sonra tarih tekerrür edebilir mi?..
Derin Dizaynırların Aklı!..
Nitekim Türköne bu oluşumu biraz yumuşatarak ve “Proje” tanımı kullanarak “Akıl” olarak tarif etmiş ve şunları söylemiş; “Bunun mimarı olarak öne çıkan isim Bahçeli ama şüphesiz bu, Bahçeli'nin tek başına kotardığı bir proje değil. Türkiye'nin bölgenin içinde bulunduğu nesnel şartlardan bu sonucu çıkartmış olan bir akıl devrede, bir inisiyatif devrede. Ve Bahçeli de buna bütün varlığıyla destek veriyor.”
İşte bu “Akıl” Bahçeli’ye muhtemelen nasıl DEM sıralarına gidip, beraberinde “Öcalan gelsin mecliste konuşsun” dedirtmişse bugünde tekrar “Erken seçim” i telaffuz ettirebilir. Yoksa Bahçeli ile Öcalan isimleri nasıl bir araya gelebilirdi ki? Hatta belki de Mümtazer Türköne’ye bile bu ilhamı veren o “Akıl” olabilir mi acaba?..
“İnşallah Türkiye değişmez!..”
Ben bu iradeye çoktandır vurguladığım gibi “Derin dizaynırlar” diyorum. (Bu tanımı negatif manada kullanmıyorum.) Onların yakın vade Türkiye’sine ilişkin bir hesapları ve belli ki aceleleri var. Öyle ki hızlanan süreç “Açılım planı” na endeksli olarak bir “erken seçim” kararıyla neticelenebilir. 2002’deki ani vites değiştirme düşünülürse hiç şaşırtıcı olamaz!..
Lakin ben “Proje” nin bugüne ait, birdenbire ortaya çıkmış yeni bir durum olduğunu düşünmüyorum. Muhtemel ya raftan indirildi ya da en az 2 sene önceden beri kotarılmakta. Hatırlanacağı üzere Bahçeli 2003 Mayıs’ında o zaman kimsenin bir anlam veremediği bir laf edecekti. Ona da yeni tebliğ edilmiş olmalıydı ki kendi de biraz şaşırmış görünüyordu.
Cümle o gün için hayli manidar ve esrarengizdi: "Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez." Demek ki proje o saatten beri adım adım güncellendi ve şimdi uygulamaya kondu. (Yahut bir nedenle ertelendi) Bahçeli o kadar afallamış ya da tereddütle karşılamış olmalı ki, “İnşallah Türkiye değişmez." temennisinde bulunmaktaydı. O söz şimdi bir yerlere oturuyordur herhalde!..
Proje Tarihsel Hedeflidir!..
Öyle veya böyle, bilemiyorum, olayı Devlet Bahçeli hatta MHP ve dahi AK Parti’den ibaret görenler yanılır. Ortada “Tarihsel hedefli” ve gene tarihsel sonuçları olan Cumhuriyeti yeniden dizayn çabası olduğu aşikâr. (Erken seçim ihtimali Erdoğan direnmeye devam ederse o bakıştan bu sürecin zorunlu bir basamağı olabilir sadece.) Söz konusu çabanın süreçte hayırla mı şerle mi neticeleneceğini bilemem. Türköne’nin analizinin bu noktada isabetli olduğunu zannediyorum.
Ama bunu tasarlayan güç olayı sonuna kadar götürmeye -şimdilik- kararlı görünüyor. Bahçeli onun önemli bir yüzü. Mümtazer Tüköne’de o kodları deşifre edip, topluma daha anlaşılır ve dolaysız şekilde sunmaya çalışıyor sanırım. Daha ilginç yorumlar geleceğinden eminim…
22. 04. 2025