Obez Toplama Kampları Kurulsun!.. Şişmanları İtlaf mı Edelim?..
Medyaradar analisti Atilla Akar, bu kez de Sağlık Bakanlığı’nın obezlerle ilgili kampanyasını ironik bir dille ele aldı…
Efendim; Hayırdır İnşallah!.. Dün gece garip bir rüya gördüm. 2. Dünya Savaşı filmlerini hatırlatan bir Nazi toplama kampı benzeri ortamından kaçmaya çalışıyormuşum. Dikenli telleri kesmiş ve sürünerek dışarı çıkmışım. Zifiri karanlığı nöbetçi kulelerindeki ışıldaklardan yayılan ışık huzmeleri aydınlatıyormuş. Arada turlayan nöbetçileri ayak sesleri çınlıyormuş kulaklarımda.
Tam “Kurtuldum galiba” derken birden sirenler çalmaya “Achtung” gibi bağırışlar yükselmeye başladı. Bütün kamp alarma geçmişti. Ardından bana doğru silah sesleri ve mermi vızıltıları yağmaya başladı. Hızla ayağa kalkıp ilerdeki ormana doğru zikzak çizip koşmaya başladım. Arkamdan kurt köpekleri havlıyordu. Tökezleyip düştüm. Sonra birden ensemde bir el hissettim. Dönüp baktığımda Nazi pazubentli, eli kamçılı birinin bana “Nereye kaçıyorsun pis şişko, bizden kurtuluş olmadığını bilmiyor musun?” diye sırıtarak baktığını gördüm. Kan ter içinde uyandım…
“Obez safarileri” Tertiplenebilir!..
Şaka bir yana bir gün benim bu rüyam gerçek olursa şaşırmam. Bana kalırsa gidişat oraya doğru. Zaten bu gibi işler hep “Sizin sağlığınızı düşünüyoruz” diye başlar. Sonra birde bakarsınız bir dizi yasak konuvermiş. (Misal, sigara mevzuu da öyle başlamadı mı?) Hatta süreçte obezler “Toplum ve devlet için tehlikeli unsurlar” olarak fişlenip vebalı muamelesi bile görebilirler. (Düşüncenizi saklayabilirsiniz ama kilonuzu nasıl saklayacaksınız ki?) Şu an için size hayli fantastik bir durum gibi gelebilir. Ama inanın bana bir gün gerçek olabilir…
Gülmeyin, bir “Obez faşizmi” zamanla kurumlaşıp, “Şişman avlama timleri”, oluşturabilirler. Bu arada Emniyet “Obez dedektifleri” diye ayrı bir birim kurma kararı almış galiba. (Parmak izi yerine “Göbek izi” diye bir şey icat etmişler) Şakası yok bu işin. Ciddiye alsanız iyi olur. Düşünsenize hiç sokağa çıkmasanız bile vatanperver bir komşu ihbarı sonucu “Kilo Gestaposu” bir sabah evinize baskın verip, ellerinizi arkadan kelepçeleyip götürebilir. Akıbetiniz meçhul olabilir!..
“Obez çevirmesi” ne Denk Gelmemeye Bakın!..
“Bütün bunları da nereden çıkartıyorsun” derseniz? Çok basit Sağlık Bakanlığı’nın yeni uygulamaya koyduğu bir kampanyadan dolayı Meydanlarda “Kilo Kontrolü” birimleri kurulmuş. Amaç “Fazla kilolu kişiler tespit etmek” imiş.
Boy, kilo ve vücut kitle indeksi ölçümleri yapılmak suretiyle belli merkezlere yönlendirileceklermiş. 81 ilde sürecek olan faaliyetle 10 milyon kişi hedefleniyormuş. Ne diyeyim bunu duyduktan sonra ardından seri ve kitlesel tutuklamalar bekliyorum!..
Artık Tehdit Altındayım!..
Bu haberi gördükten sonra bir tırstım ki sormayın. Kendimi birden tehdit altında hissettim. Kilom 139’a varmıştı. Bu gidişle sanayi tipi kantarları bile patlatırım. Artık evdeki basit tartılara bile çıkmak istemiyorum. Ölürsem de vinç kiralarlar sanırım. Şu an bedenime uygun giysi bulmakta zorlanıyorum. (En son 25 sene öncesinden damatlık takımım vardı. Ona da artık sığmıyorum.) Kapitalizmin Small, Medium, Large standartları hep zayıflardan yana!
Hanım ise zaten “Kilo ver” diye ensemde boza pişiriyordu. (Bende “En iyi savunma saldırıdır” deyip hemen patenti bana ait şahsıma ait özel “Komplo teorimi” öne sürüyorum. “Hadi canım sende..” diyorum, “Evlenmeden önce tığ gibiydim, dobiş oldum. Evlendikten sonra kadınlar güzel yemekler yapmak suretiyle, sırf başka kadınlar bakmasın diye erkekleri bilinçli şişmanlatıyorsunuz”) Artık tehlike altındayım. Her an birileri “Hey sen Dombili gel bakayım buraya…” diyebilir.
Zaten geçenlerde yolda yürürken veledin teki arkamdan “Şişko… Şişko…” diye bağırdığından bu yana alarm halindeyim. Annesi “Çok ayıp… Beyefendiden özür dile…” dedi ama “Mühim değil hanımefendi çocuk o..” demiştim. Sahte bir sevgi ve şefkat gösterisiyle velede dişlerimi gıcırdatarak öyle kötü bakmış olmalıyım ki çocuk korku ile annesinin eteklerine sığınıverdi. Artık kışkırtılan obez düşmanlığı bu yaşlara kadar indi demek ki!..
“Obez Faşizmi”ne Geçit Yok!..
Öyle anlaşılıyor ki önümüzde biz obezlere yönelik şiddetli bir baskı dalgası geliyor. Yakında ellerinde devasa kepçelerle obez avlama peşinde bir takım “Obez zaptiyeleri” ile işportacılar gibi kaçışan benim sıkletimdeki zavallı kumpirlik “Şişko patates” leri görebilirsiniz. Lakin o kiloyla fazla koşamayacağımız için zaten hemen yakalanacağız demektir. Baksanıza, tombik döner gibi dolaşıyoruz ortalarda!..
Duyduğuma göre hükümet bu konuda bazı yasal hazırlıklar içindeymiş. (Obezlere hapis cezası gelecekmiş. Kilo durumunuza göre cezanız artacakmış. İyi haber ise hapiste kilo verirseniz erken salınma ihtimaliniz olabilirmiş!) Hatta Adalet Bakanlığı bir “Obez toplama kampı” ile ilaveten “Gaz odası” ve “Obez imha fırını”nı bile ihaleye açmış. (Yanı sıra Reis “Obezlik ülkemiz için bir beka sorunudur” diye beyanat vermiş!) Dedikodular bu yönde. Artık günahı söyleyenlerin boynuna!..
Obez Direnişi Örgütleyelim!..
Velhasıl, bende şafak attı. Acilen bir şeyler yapmak lâzım. Artık bizlere karşı bu ayrımcılık ve hedef gösterme yeter. Hemen Obez direnişi örgütleyelim. Tıkınmaktan biraz feragat edip, hızla teşkilatlanalım. Varlığımız tehlikede. Amblemimiz göbek üzeri hamburger, pizza, Tako ya da Adana dürüm ve lahmacun olabilir. (Firmalardan sponsorluk bile alabiliriz!) Pankart ve dövizlerimizde “Göbeğimiz onurumuzdur. Çiğnetmeyiz!”, “Göbişime dokunma!”, “Faşizme karşı göbek göbeğe”, “Kilon kadar konuş” “Ağır abilik böyle olur”, vb gibi sloganlar yazabilir.
Hülasa “Obez Faşizmine Geçit Yok”, bayrağı yükseltelim!..
18. 05. 2025
NOT: İşin şakası bir yana siz bu söylediklerimi çok fazla ciddiye almayın. Sürç-ü lisan ettikse affola! Çünkü bugün obezite dünyada ve ülkemizde modern beslenme alışkanlıklarımızdan dolayı mühim bir problemdir. Kendimden biliyorum. İnsanın hareketlerini sınırlaması bir yana önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Sağlık önemli iştir. Prensipte doğru yapılıyor. Ben bu sorunumu maalesef çözemedim. Çünkü her şey kafada yani iradede bitiyor.