Mutlak butlan türbülansından çıkıldı! CHP uçağı piste kazasız belasız inebilecek mi?
Medyaradar analisti Atilla Akar, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın “Mutlak Butlan” iddiaları altında iptaline dair davanın reddi kararını ele aldı…
Efendim; sizi bilmem ama şu mutlak butlan tartışması artık beni bezdirmişti. “O mu olacak, şu mu olacak” diye düşünmekten bıkmıştım. O kadar ki hangi seçenek olacak diye üzerine iddiaya girilecekti neredeyse. İnanın bu konuda yazmaktan gına gelmişti. “Hayırlısıyla şu veya bu yönde bir karar çıksa da bizde rahatlasak” diyordum.
Hele de o aralar zaten dilimin dönmediği “Mutlak butlan” kelimesinden iyice nefret ettim. Böyle bir kelimeyi hukuk literatüründen silsek yeridir. Aylardır CHP’nin başında “Demoklesin Kılıcı” gibi sallanan dava nihayet netleşti. (Aslında kararın büyük ihtimalle bu yönde çıkabileceğini sezdim. Lakin yanılıp, mayına basmamak için yazmadım) Birileri üzülmüş ya da sevinmiş olabilir. Ama ben bir rahatladım ki sormayın. Sırtımdan bir yük atıldı sanırım. “Hele Şükür” diyelim bari!..
Dava “Konusuz” Kaldı!..
Oldum olası şu hukuk terimlerine kafam basmadı. İyi ki avukat filan olmamışım. Kavramı yanlış yorumlayıp kolaylıkla beraat edebilecek müvekkilimin en üst sınırdan ceza almasına sebep olabilirdim. Neyse ki bu alana el atmamışım!..
Bunu şundan diyorum; Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP’nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38'inci Olağan Kurultayı ile 6 Nisan 2025'teki 21'inci Olağanüstü Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davayı reddedecekti.
Gerekçe olarak ise “Konusuz kalmak” gösterilmiş. Hukukta “konusuz kalmak”, açılmış bir davada veya başvuruda, davanın ya da talebin temelini oluşturan uyuşmazlığın sonradan ortadan kalkması anlamına gelmekte imiş. Enteresan!..
“Mutlak Rahatlama” Oluştu mu?
Evet, “Mutlak butlan” ihtimali ortadan kalktı. Ne var ki o ihtimalinin kaybolması bir “Mutlak rahatlama” getirdi mi derseniz orası epeyce şüpheli. Şüpheli ama daha ziyade CHP ile kurumsal uğraşmadan çok başka yol ve yöntemlere başvurulacağa benzer.
Bu arada neler döndü bilmem. Bir tür “Arka kapı diplomasisi” mi işledi? (Komisyon, açılım, anayasa, erken seçim, vb gibi konularda bir anlaşma mı yapıldı acaba?) Yahut zaten CHP’lilerin dediği gibi “Devam ettiremeyeceklerini, bu davada tıkandıkları anladıkları için” mi oldu bilmiyorum. Kimi CHP’liler ise AK partililerin CHP’ye bu yolla yüklenmenin işe yaramadığını anladığını düşünüyorlar. Yeni suç isnatları oluşturacaklarını düşünenlerde var. Hele de şu an iddia edildiği gibi İBB’ye kayyum atanırsa bu tablo daha da netleşir.
Öyle ya, belki de devlet ya da AK Parti içindeki ekiplerden biri baskın çıktı ve bu davanın artık “Patinaj” yaptığını, durumu daha da kötüleştirmemek için vites değiştirdikleri de söylenebilir. Planlar revize edilmiş olabilir!..
Riskler Bitmiş Değil!.
Sonuçta CHP için gene de bir dolu risk oluşabilir. Başta İmamoğlu olmak üzere belediye başkanları halen içeridedir. CHP üzerindeki kuşatma sürmektedir. Her an başka sürprizlerle karşılaşabilir. Erken rehavete kapılmaya lüzum yok!..
Nitekim Ekrem İmamoğlu ve Tele-1 yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın “Casusluk” suçlamasıyla gözaltına alınması ve Tele-1’e kayyum atanması başka bazı hesapların yapılmış olabileceğini düşündürmektedir. Olayın ucu nereler varır ya da vardırılır şu an için meçhul. Anlaşılan yeni davalar oluşturulacak. Türbülans bitti ama daha uçak yere inemedi…
Sonuçları Ne olur?
Şimdi olayın tahmini yansımalarını kesin olmayan şekilde ve yanılma payımla birlikte belirtmeye çalışayım. Önce görünenler…
- CHP’nin önü –şayet bir sürpriz olmaz ise- açılmış gibidir. Bir ayak bağından kurtulmuşa benzemektedir. Alarm ve panik durumu son bulmuştur. (Gerçi davanın davalı taraf tarafından istinafa da götürülebileceği söyleniyor. O zaman iş tekrar karışabilir) Lakin –gidişatın rengi aşağı yukarı belli olsa da- risk tam bitti denemez.
- CHP direncinin semeresini görmüşe benzemektedir.
- Ülke mutlak butlan ihtimali geriliminden kurtulmuştur.
- Ekonomi biraz rahatlamıştır. Borsa yükselmiştir.
Peki başka ihtimaller var mı?.. Evet…
- Örneğin sosyal medyada “Erdoğan rakip olarak Özgür Özel’i seçti” türünden iddialar dolaşmakta imiş. İmamoğlu fiilen devreden çıkmış görünüyor, Mansur Yavaş’ı da bu gidişle çıkartacağa benzer. Geriye Özel kalıyor. Onu “Dişine göre gördü” diyenler mevcut. Öyle bile olsa bu formül tutmayabilir. Çünkü konjonktür değişti. Artık CHP kimi aday gösterirse seçilme şansı var. Eskisi gibi değil. Evdeki hesap çarşıya uymayabilir.
- Bana kalırsa İmamoğlu hariç herkes serbest kalabilir. Devlet veya derin devlet bir nedenle İmamoğlu’na takmış durumda.
- Kılıçdaroğlu’nun durumuna gelince o CHP’nin anahtarının altın tepside kendisine sunulmasını beklerken hayal kırıklığına uğradı. Bu şartlar altında süreçte adeta CHP’den kopmaya mecbur bırakılacak gibi. Kendisine bağlı bazı kadrolar ve bir kısım milletvekili ile (Baştan biraz beklese bile!) ayrı bir parti oluşumuna gidebilir. Mevcut şartlar altında şansı fazla olmasa dahi bu yolu deneyebilir.
- İşin garibi Kılıçdaroğlu ve yakınlarının kopması CHP’lileri üzmez. (Zayıflatacağını da sanmıyorum) Hatta bir tür “kirli kan” gözüyle bakıp böyle olmasını isteyebilirler. CHP’de “Kılıçdaroğlu nefreti” hafifler ama kolayca sönmez. Bu konuda orijinal bir teze sahip yazımı –şimdilik- önümüzdeki günlere saklıyorum.
Öyle veya böyle sahnede dekor biraz değişeceğe benzer. Başrol ve yan rollerde oynamalar olabilir. Ayrıca tekst biraz değişip, yeni sufleler verilebilir. Seyirci beğenir beğenmez o ayrı konu. Zaten seyirciyi fazla umursayanda yok.
Bakalım yeni sezonda oyun sahneye nasıl konacak?..
25. 10. 2025