Metan gazı açıklaması pek ikna etmedi! Askerlerimize “tuzak” kurulmuş olabilir mi?
Medyaradar analisti Atilla Akar, “Metan gazı” dolayısıyla Şehit olan 12 askerimiz olayında “Şüpheli” bir durum olup olamayacağını tartıştı…
Efendim; çok üzgün ve acayip kızgınım. Burnumdan soluyorum adeta. İnanın şayet bu 12 şehidimiz PKK ile çatışarak ölselerdi bu kadar üzülmezdim. Daha doğrusu üzülürdüm ama böylesi yaralayıcı olmazdı. Gerçi ben olayında müsebbibi PKK’yı görüyorum. Onlar böyle haltlar yemeseydi, o mağaraya vaktiyle yığınak yapmasalardı olmayacaktı. En çok ağrıma giden ise PKK mensuplarının mağarayı daha önce “Hastane” olarak kullanmış olmaları. Onlara şifa dağıtan mağara bizim askerimize ise ölüm dağıtmış. Onlar için hastane olan mağara bize mezarlık olmuş. Mağaralarınız batsın!
Üstelik daha önce bu mağaranın patlatılmak suretiyle askeri tabirle “Mühürlenmiş” bir mağara olduğu söyleniyor. Burada gaz birikmesi ihtimali adeta kaçınılmaz sonuç. Buraya gaz maskeleri, dedektörler ve beraberindeki önlemler alınmadan nasıl giriliyor? Acil bir durum olsa, içeride teğmenimiz canlı olsa anlarım. O da değil. O halde bu acele niye? Sonrasında ilk girenleri kurtarmak amaçlı panik mi olundu acaba?
Böylelikle “Pisipisine” diyemesem bile sonuçta saçma sapan bir durumla karşı karşıya kalmışlar anlaşılan. İşte o kızgınlık ve duygu yoğunluğu ile oturmuş bu yazıyı yazıyorum şu an. Türkiye düşmanları nasıl sevinmişlerdir kim bilir?..
Şehidimizi Ararken Şehit Düşmek!..
Yapılan resmi açıklamaya göre “Pençe – Kilit operasyonu” kapsamında yürütülen arama tarama faaliyeti esnasında bir mağaraya PKK’lılarca öldürülen şehit Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un kayıp naaşını arama amacıyla giren 19 askerden 12’si metan gazına maruz kalarak hayatını kaybedecekti. ( Olay önce medyada da “Metan gazı zehirlenmesi” olarak verildi. Ama bu yanlıştı. Metanın zehirlemediği ama tedricen bilinç kaybı yaşattığı anlaşılacaktı) Vah ki ne vah!..
Şu trajediye bakın. Şehidimizin naaşını ararken 12 askerimiz şehit düşüyor. Gerçekten isyan ettirici bir durum. Ne desek az!..
Şüpheler Yoğunlaşıyor!..
Kafama takılan ilk soru şu; Naaşın Hastane Mağarası’nda gizlendiği / gömüldüğüne dair bir istihbarat alınıyor. Bu istihbaratın kaynağı kim? Burada bir yönlendirme yapılmış olabilir mi?
İkincisi; burada bir tür “Tuzak” kurulmuş olabilir mi? Bize açıklanandan başka bir “Dümen” dönmüş müdür?
Üçüncüsü; “Hata” var ise nasıl önceden düşünülmez. Yok olayda komplovari bir durum varsa niye hesap edilmez. Bu nasıl bir aymazlıktır. Çok yazık!..
Dördüncüsü; PKK’lılar mağarayı terk etmeden önce bir düzenek kurmuş olabilirler mi? Burada türlü gaz ve kimyasallardan oluşan bir “Kokteyl” ve benzeri karışım bırakmış olabilirler mi? Metan gazı açıklaması yanlış mı?..
Beşincisi; İster istemez aklıma gelen bu soruyu paylaşmak mecburiyetindeyim. Yoksa başka bir durum varda “açılım” a halel gelmesin diye açıklanmıyor mu? Toplumdan bir şeyler gizleniyor olabilir mi? Olay başka türlü mü gelişti?..
Altıncısı: acaba silah bırakma şovu sonrası artan silahlarını mağaralarda depolama hesabı yapan PKK, bundan sonra mağaralarda arama yapılmasını engellemek, Türk ordusunu mağaralarından uzak tutmak için mi böylesi bir hileye kalkıştı?
Yedincisi; İlaveten bir yabancı istihbarat bağlantısı ile Türk ordusunun prestijini sarsmak, bölgedeki operasyon kabiliyetini baltalamak, psikolojik olarak yıldırmak, “Bir mağaraya bile giremiyorlar” dedirterek itibarsızlaştırma peşinde miydiler?
Nitekim şu anda toplumda birçok insan buna benzer sorular soruyor ve şüpheler duyuyor. Şüpheler acilen giderilmelidir. Bu yüzden kızılamaz. Varsa sorumlular hakkında soruşturma açılmalı, mesuliyet sahipleri cezalandırılmalıdır. En ufak bir soru işareti dahi kalmamalıdır. Toplum acıyla karışık tereddüttedir.
Öngörüsüzlük Başat Huyumuzdur!..
Muhakkak ki bu olayda bir dizi hata, yanlış karar veya öngörüsüzlük, vb gibi davranışların etken olması çok daha büyük ihtimaldir ve muhtemelen de öyle olmuştur. Askeri saha operasyonlarında yazık ki hatalar olabilir.
Bilemiyorum, yanlış bir şey söylemek ve ısrar etmek istemem. Tersi durumda olabilir. Resmi açıklama da doğru olabilir ihtimal ki. O yüzden söylediklerim sadece birer sorudur. Kesinliği yoktur. Ama bence sorulmaya değerdir. Gene de her ihtimali düşünerek temkinli bakmakta yarar var.
Örneğin 5 Eylül 2012 tarihinde Afyonkarahisar'da Türk Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı'na bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı'nda, el bombalarının depolandığı cephanelikte patlama yaşanmıştı. Patlama sonucu 25 asker öldü, 4 asker yaralandı.
Farklı Düşünmekten Korkmayın!..
Farklı bakışta bulunmama ve soru sormama korkusu ya da kompleksinden (Başta devlet yetkilileri olmak üzere) kurtulmak lâzımdır. Farklı bakanlara adeta “Etki ajanı”, “Yanıltıcı bilgi yayıcılar” gözüyle bakılmamalıdır. Bu derece büyük çaplı olaylarda soruların doğması normaldir. Umarım işin içinde başka bir “Tezgâh” yoktur ve sadece bunlar soru düzeyinde kalır. Fakat her ne olursa olsun sonucu çok acı. Öfkemiz her hâlükârda geçerlidir!..
Askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, milletimize ve onun bir parçası olan, zor koşullarda faaliyet gösteren ordumuza başsağlığı dilerim…
08.07. 2025
NOT: Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan TTK’dan bir uzman mühendisin şu sözleri oldukça manidardır: "Mağarada toz atsanız, kağıt tutsanız bile hava akımı belli olur. Hava akımı yoksa ya maske, ya detektör şarttır. Nasıl olur da bu kadar risk ortamında en basit önlem alınmaz ya da verilmediyse nasıl olur da bu eğitim verilmemiş olur. Verilmişse bu hatanın yapılmaması gerekir. Bakanlığın 'Metan gazına maruz kalma açıklaması' yanlıştır. Metan fazlalığı oksijen azlığından boğucu ortam oluşturur. Ancak metan havadan hafiftir ve mağaranın üst kesiminde birikir ve en küçük akımda ortamı terk eder. O bölgeyi bilen bir madenci olarak net ifade edebilirim, o bölgede metan gazı olan maden ve mağara ortamı yoktur. Bu vaka 'metan maruz'u ile açıklanamaz. Soru işareti kalmaması için konu ayrıntılı olarak araştırılmalı ve kamuoyu bilgilendirilmeli." Daha ne desin adam?.. (İlgili cümlenin altını ben çizdim)