Kriminal azgınlık “alarm” veriyor! Nereden türedi bu manyaklar?
Medyaradar analisti Atilla Akar, cezaevi firarisi, “Balıkesir katili” olayını ele aldı ve kriminalizmin artık kırmızı alarm verdiğini belirtti…
Efendim; toplumdaki körlemesine “Kriminal azgınlaşma” maalesef katlanarak sürüyor. Gün geçmiyor ki bir hatta birkaç haber ajanslara düşmesin. Üstelik sadece “Nicel” yani sayısal artış bakımından değil aynı zamanda “Nitel” yani muhteva bakımından da farklılıklar göstermeye başlıyor. Gözü dönmüşlük ve şiddet dozu giderek artarken trend daha da yükseliyor!..
Nitekim Balıkesir’in Edremit ilçesinde son yaşananlar artık bu dalganın pik yaptığını gösteriyordu. Cezaevi firarisi Mustafa Emlik, uzman çavuş Kemal Ekri'yi öldürdükten sonra aracını gasp ederek kaçmaya çalışmış, ardından Jeoloji mühendisi Göktuğ Çalık'ı öldürüp, 2'si polis 7 kişiyi yaralamıştı. Çıkan çatışmada Mustafa Emlik, zar zor etkisiz hale getirilmişti. Sonradan anlaşıldı ki yakınlarda bir evde cesedi bulunan Olcay Özdemir isimli kişiyi de öldürmüştü. Arkasında toplamda 3 ölü 7 yaralı bırakmıştı. Adama “Suç makinesi” ya da “cani” demek bile yetersiz kalıyor!..
Katil Doğanlar!.
Bu olay son derece “Ekstrem” görülebilir. Oysa değil. Yeni tip suç ve suçlu dalgasının “Normal” idir. Bundan sonra daha sık karşılaşacaksınız. Suçun karakteri değişirken dominant hale gelen bu tarz vakalardır. Son olayı onlardan ayıran ardı ardına gelmesiydi. Bazıları klişeden “Seri katil” demiş. Değil. Arada zaman geçmesi gerekir.
Burada klasik suç bilimi literatüründe olan Cezare Lombrosso’ya atfen söylenen “Doğuştan suçlu” kavramı mı geçerlidir bilmiyorum. Öte yandan suç ve biçimleri “Toplumsal çürüme” nin yaydığı kokudur. Toplumda uygar ilişkilerin –belki de hiçbir zaman olmayan- tümüyle bitmeye doğru gittiğinin açık ispatıdır. Bir toplumun kendi içine çökmesidir.
Bunları yazarken aklıma nedense Oliver Stone’nun yönetmenliğindeki1994 tarihli o müthiş kült film “Natural Born Killer” (Katil Doğanlar) geldi. Bu suç tipinde asosyal davranış zirve yapar, kurallar biter. Sadece katilin içgüdü ve keyfi tercihleri yerini alır. Vahşilik geçerlidir. Bir nedene bağlı olarak oluşması gerekmez. Ya da neden sadece katilin kafasındadır!

Ne Yazık ki Eşitiz!..
İşte olaya toplumsal mercekten baktığımızda suç ve suçlular adeta frenleri patlamış gibi yokuş aşağı üzerimize geliyorlar. Artık her birimiz sokağa çıktığımız andan itibaren tehlike ve tehdit altındayız. Hangi manyağa çatacağımız, hangi psikopatla cebelleşeceğimiz, ne tür bir kriminale denk geleceğimiz meçhul. Kendi haline, yasalara sadık, kimse için tehdit oluşturmayan uygar vatandaşlar büyük risk altındadırlar. En ağrıma gidende bizlerin bunlarla “Eşit” kabul edilmesi. Çok yazık!..
Devlet ise halen bu sorunun üzerine gitmekte, radikal önlemler almakta epeyce yetersiz hatta niyetsiz görünüyor. Önlem almayı oturdukları yerden cezaları arttırmak zannediyorlar ama bunları yapan asosyal yaratıkların ne ceza alacakları zaten umurlarında değil. Öyle anlaşılıyor ki tam bir “Saldım çayıra Mevlam kayıra!” ortamı oluşmuş vaziyette. Yöneticiler halen bu konunun ciddiyetini kavramış gibi görünmüyorlar. Hoş, kavrasalar kaç yazar? Başa çıkmak için bir perspektifiniz yoksa ne işe yarar? Tabii kendileri koruma eskortları ile dolaşanlar bunu anlayamaz!
Kötülük Soluduğumuz Havaya Sinmiştir!..
Peki bu kriminal çakalların ulumaları daha ne kadar sürecek? Korkarım ki liberal hukuk ve müsamaha kuralları işledikçe artarak sürecek. Dahası toplum artık öyle bir noktaya gelmiştir ki bütün değerler altyapısı ve geleneksel davranış kalıpları ayaklarımızın altından kaymaktadır. Aile kurumu zaten dökülüyor. Okullardan artık edepli insan yetişmiyor. Bütün bunlar cehaletle de harmanlandığında varın sonunu siz tahmin edin. İnsanın canı, malı, namusu, huzuru kolaylıkla çiğnenebilir oldu. (Biz bu kadar öküzü hangi ağılda yetiştirdik?) Kötülük soluduğumuz havaya sinmiştir!..
Uygar insan malzememiz hızla tükeniyor. Artık uygar olmaya çalışmak cezalandırılmak, aşağılanmak ve bunlara yem olmak anlamına geliyor. Bırakın yeni ve ahlaklı insan inşasını eskisini bile koruyamıyoruz. Kriminal davranışlar, saldırganlık, magandalık, lümpenlik sıradanlaşmış, toplum yetersiz siyasetçiler tarafından kaderine terkedilmiştir. Toplumu korumanın yerini kendi konumu, iktidarını korumak öncelikli hale gelmiştir.
Kriminal Tehdit Yakınımızda!..
Toplum giderek bir “Orman yasası” vakumu içine çekiliyor. Sadece organize suç olarak değil, bireysel manyaklıklar ön planda sahne alıyor. Ufukta bir “Kriminal kaos” ihtimali beliriyor. Ne yazık ki bunun hukuki, ekonomik, sosyal, kültürel, eğitimsel, vb önlemlerini alabilecek ve insanı, kuşakları ruhen yeniden inşa edebilecek irade ortada görünmüyor. Saçma sapan tartışmalar ömür törpümüz oluyor. Gerisi nutuk ve palavra!..
Hayatımız anti sosyal saldırgan manyakların olmayan insafına emanet!..
22. 10. 2025