‘İnci Taneleri’nin hayal kırıklığı yaratan sezon finali!
Değerli okurlar, medya koridorlarında dolaşmaktan ve yoğun haber bombardımanından bitap düştüm. Eşim de sağ olsun elime tutuşturduğu bir melisa çayı ile birkaç gündür akşamları beni stresten uzak tutmaya çalışıyor. Bu çabası kısmen başarılı oldu olmasına ama bu kez maaile izlediklerim benim şekerimi tavan yaptı. Nasıl mı? Anlatayım efendim…
Çarşamba akşamı eşimin favori dizisi ‘Eşref Rüya’yı ardından da Perşembe akşamı sezon finali yapan ‘İnci Taneleri’ni izledik…
Ama önce dün biz ‘Angaralıları’ korkutan deprem ile ilgili küçük bir izlenimimi paylaşayım.
Konya'nın Kulu ilçesinde 5.2 büyüklüğünde meydana gelen depremi ben hissetmesem de birçok aile dostum hissetti. O saatte mutfak alış-verişi için dışarıdaydım. Eve girdiğimde eşim ‘deprem oldu hissettin mi?’ diye sordu. ‘Yok hissetmedim’ dedim ve hemen haber kanalları arasında dolaşmaya başladım
Değerli okurlar, haber kanallarının ekrana çıkardığı sunucuların özellikle deprem gerçeği karşısında nasıl bir tutum sergileyeceklerini bilememesi gerçekten üzücü ve kabul edilemez bir durum. Ekranda sergilenen panik hali ve ne söyleyeceğini bilememe durumu, bu konuda yeterli hazırlığın yapılmadığını açıkça gösteriyor. Bu kadar önemli bir meselede daha bilinçli ve profesyonel bir yaklaşım beklemek, izleyicilerin en doğal hakkıdır.
Bu konuda TRT Haber’i bir kenara koymak lazım diyorum. Deprem sırasında ekranda olan arkadaşlar alsınlar yayınlarını tekrar tekrar izlesinler derim. Bir ara CNN Türk’teki deprem uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal’ın anlatımlarına kulak verdim. Ekranda Burçak Bozkuş Hanım kızımız vardı.
Deprem uzmanı hocamız kritik uyarılarda bulunarak "Tehlike var. Bu fay kırılırsa 7'den büyük deprem üretebilir" diyerek 4 ili işaret etti.
Yayın sırasında Konya Valisi İbrahim Akın da canlı yayına bağlandı ve ekiplerin saha tarama ve inceleme çalışmalarına devam ettiğini belirtti. Kendilerine olumsuz bir durumun ulaşmadığını aktardı. Vali beyin doyurucu açıklamaları verdiği bilgiler yüreğimize su serpti. Ancak Burçak Bozkuş’un ısrarla valimize benzer soruları sorması rahatsız ediciydi. Deprem nedeniyle yoğun bir mesai içinde olan valiyi gereksiz bir şekilde ekranda tutma çabası bence olmadı. Bu arada ‘Yüksek bir deprem oldu’ ifadesi sanırsam CNN Türk spikerlerinin olmazsa olmazı!
Koş İzleyici Koş Komedinin Kralı Burada! Eşref Rüya
Çağatay Ulusoy bilmediği bir aşkın esiri 'Eşref Tek' karakterine hayat veriyor. Demet Özdemir ise Rüya’dan sonra Eşref’in kalbine giren genç müzisyen Nisan rolü ile karşımıza çıkıyor.
Eşref Tek, dizide gözü kara, gücü, parası ve her şeyi olan bir yetim yağız delikanlı.
Son bölümde belalısı Nusret Ağa’yı tam haklayacakken polis baskını ile gözaltına alınıyor. O sırada kardeşi için emniyette olan Nisan kızımız Eşref’i görüyor.
Diyalog şöyle;
Nisan: Hapse mi gireceksin?
Eşref: Bekleme beni Nisan git!
Nisan: Bekleyemem zaten nasıl bekliyim hapisten ne zaman çıkacağını bilmiyorum ki?
Eşref: Hapse değil nezarete gidiyorum…
Öyle bir kahkaha atmışım ki melisa çayım üstüme döküldü. Hanım sert sert bana bakarken bende mahcup bir çocuk edası içinde izlemeye devam ettim. Eşref Tek, Nisan kızımızın hayalini gerçekleştirmek adına onu usta müzik insanı Metin Özülkü’nün stüdyosuna götürüyor. Bu sırada Eşref’in kalemi kırılmış ölüm emri verilmiştir.
Eşref’i öldürecekler Benjamin Franklinleri görünce işi kabul ederler ve ışık hızında kusursuz bir plan yaparlar.
Eşref ve Nisan’ı Metin Özülkü’nün stüdyosuna kadar takip ederler ancak burada planlarını uygulamazlar.
Peki, ne mi yaparlar?
Önce Eşref’in gözü gibi baktığı ve her yere onunla gittiği 1970 DeVille Coupe model Cadillac’ın benzin deposunu boşaltıyorlar.
Ardından da yol üstündeki benzin istasyonunda pusu kuruluyor.
Nasıl bir öngörü var adamlarda değil mi? Helal olsun diyorum!
Eşref bu, düşer mi pusuya?
Hemen fark ediyor durumu ve anında topuk yapıyor… Ama gelin görün ki tetikçiler bu ihtimale karşı da önlemini almış ve yol üstüne başka bir pusu daha kurmuştur.
İşte o anda silahlar konuşur. Korkmayın kahramanlarımız elbette ölmeyecek! İnanmıyorsanız önümüzdeki hafta izlersiniz.
Yahu senarist arkadaşlar ne olur biraz olsun aklımızla alay etmeyin! İzleyeni enayi yerine koymayın. Çocukça çalakalem yazdığınız bu işler sizi süper lige çıkarmaz, amatör ligde oynarsınız. NOKTA!
İnci Taneleri ve Hayal Kırıklığı Yaratan Sezon Finali!
Yılmaz Erdoğan’ın kaleme aldığı ve başrolünü üstlendiği “İnci Taneleri” dizisinin sezon finali, benim beklentilerimi karşılamakta yetersiz kaldı. Daha önce final kararı alınıp vazgeçilen dizinin bu bölümü, maalesef tatmin edici bir kapanış sunamadı. Sezon boyunca izleyiciyi ekrana bağlayan dizilerden biri olan “İnci Taneleri”, final bölümünde sahne geçişlerindeki kopukluklar ve özellikle, her karaktere bir final yazma çabası, hikayenin bütünlüğünü bozmuş gibi geldi bana.
Bölüm boyunca kullanılan yoğun müzik ise sahnelerin duygusal etkisini artırmak yerine, hikayenin akışını daha da karmaşıklaştırmış. Beşiktaş sevdalısı Azem Hoca’nın futbol terimiyle “doldur boşalt” taktiğini andıran bu yaklaşımı, beklenen derin etkiyi yaratamadı.
‘Anti-klimaks’ ifadesini üstad Erdoğan iyi bilir. Bir hikayenin ya da olayın beklenen doruk noktasına ulaşamaması ve izleyicide ya da okuyucuda tatminsizlik yaratmasıdır. "İnci Taneleri"nin sezon finali, beklentimin altında kaldı yani bende anti-klimaks bir etki yarattı.
Sonuç olarak, sezon finali, dizinin genel başarısını gölgeleyen bir bölüm olarak hafızamda yer etti.
“Hayata pamuk ipliğiyle iliştirilmiş, şu bizim inci taneleri…”
‘Ekran Kedisi’ne ulaşmak için: [email protected]
