Habertürk'ün ‘Özgürlük Çıkmazı’ ve Nasuhi Güngör vakası!
Değerli okurlar, Türkiye, ‘terörsüz’ bir geleceğe doğru önemli adımlar atıyor. Terör örgütü PKK’nın silah bırakma süreci, ülkemiz için tarihi bir dönüm noktasıdır. 41 yıl sonra bu noktaya ulaşmış olmak, büyük bir başarı ve umut kaynağıdır. Ancak bu süreçte, necip medyamızda yaşanan olaylar pek de umut verici değil.
Şimdi lafı çok uzatmadan asıl mevzuya girmek istiyorum. Hazırsanız başlayalım..!
Habertürk ve Nasuhi Güngör Vakası…
Habertürk, son dönemde medya dünyasında sıkça konuşulan bir mecra haline geldi. Özellikle Can Holding’in kanalı satın almasının ardından, "gücü özgürlüğünde" mottosuyla hareket eden bu haber kanalımızda gerçekleşen yeni atamalar medya dünyasının en çok konuşulan konularından oldu.
Kızağa çekilenler, koltuğunu koruyanlar ve ballı koltuklara oturanlar dikkat çekici…
Yeni atamalar ve değişen kadrolar, Habertürk’ün medya sahnesindeki rolünü tartışmaya açmış durumda.
Bu bağlamda kanalın yeni Ankara Temsilcisi olarak atanan Nasuhi Güngör’ün geçmişi ve tartışmalı dosyaları, X’de de gündeme girdi. Benim en çok sevdiği ifade biçimi ile ‘sosyal medya yıkıldı..!’
Evet, Nasuhi Güngör, geçmişte AK Parti’nin kuruluş sürecine dair bir kitap yazmış, ancak daha sonra bu kitabın içeriğini reddetmişti. TRT’deki yönetici pozisyonunda görev yaptığı dönemde ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları ise hala hafızalarda.
Yıllardır ‘derin görüş ve öngörülerine’ başvurulan, adeta ‘Bulunmaz Hint Kumaşı’ misali bir kanaat önderi olarak ağırlanan Nasuhi Güngör’ün geçmişteki kabarık siciline dair gazeteciler Akif Beki, Yavuz Oğhan ve İsmail Saymaz’ın Radyo Sputnik’te 2018 yılındaki "Söylemesi Bizden" programı, sosyal medyada yeniden gündeme geldi.
Bu yayının videosunu yazının sonunda buluyor olacaksınız… İyi seyirler diyorum!
Kıymetli okurlar, medyada böylesine manevra yeteneğine sahip isimlerin yükselişi, mesleğin geldiği vahim noktayı gözler önüne seriyor ve söze pek de gerek bırakmıyor...
“Bu ülke utanç eşiğini aştı. Büyük ölçüde değer kaybına, vicdan kaybına uğradı.” Bu çarpıcı sözler şair ve yazar Murathan Mungan’a ait.
Sizce de haklı değil mi üstat?
SÖZCÜ TV ve Satış İddiası…
Ve gelelim taaa Angara’ya kadar gelen dedikoduya…
SÖZCÜ TV’nin 10 gün boyunca karartılmasından kısa bir süre önce iktidara yakın bir grup SÖZCÜ Grubunun yurtdışında yaşayan patronu Burak Akbay’ın kurmaylarına ulaşıyor.
Muhalefetin kalelerinden biri olan SÖZCÜ TV’yi satın almak istediklerini söylüyorlar.
Ve Burak Akbay’a 150 milyon dolarlık bir teklif yapıyor…
Burak Akbay da gelen bu teklife önce şaşırıyor ardından da reddediyor.
Dostlar bunlar iddia! Doğru olup olmadığını Akbay’a soramadım çünkü telefonu ben de yok! Ama bu iddia bana kadar geldiyse vardır hikmeti diyorum…
Evet, terörsüz bir geleceğe dair umutlar yeşerirken, medya dünyasında özgürlük ve etik tartışmaları kafaları karıştırmaya devam ediyor.
"Medya ahlakı, toplumun doğru bilgilendirilmesi için bir vicdan meselesidir; gazetecilerin sicilinin temiz olması ise bu vicdanın güvenle inşa edileceği temel taştır." - Albert Camus
Değerli okurlar, iflah olmaz bir Ankaragücü taraftarı olarak, takımımın durumu hakkında spor gazeteleri ve programlarına göz atmadan duramıyorum. Ankaragücü, bu şehrin sevdası, umudu, geleceği… Ancak bu yazıda konumuz Ankaragücü değil.
Konu yıllardır beni rahatsız eden, transfer dönemleri ve bu süreçte yaşanan "at atabildiğin kadar, nasıl olsa kale boş" durumu.
Bildiğiniz üzere transfer dönemleri, futbol dünyasında heyecan kadar spekülasyonu da beraberinde getiriyor. Özellikle büyük takımların taraftarları, yıldız transfer haberlerini sabırsızlıkla beklerken, spor medyasında dolaşan heyecan verici transfer haberleri ve iddialı yorumlar da gündemi meşgul ediyor.
Bilirsiniz sosyal medyayı da yakından takip etmekteyim. Orada A Milli Futbol Takımımızın yıldızlarından Orkun Kökçü ile yapılan bir paylaşım gözüme takıldı.
A Spor ekranlarında Orkun Kökçü'nün Beşiktaş'a transferi tartışılıyordu. Gazeteci ve yorumcu Mehmet Özcan, bu transferin gerçekleşme ihtimaline kesin bir dille karşı çıkıyordu. Özcan, "Orkun Kökçü'nün Benfica'nın Feyenoord'tan 30 milyon euro ödeyerek transfer ettiği bir oyuncu olduğunu" ve "Türkiye'deki hiçbir takımın bu rakamı ödeyemeyeceğini" söylüyordu. Üstelik böyle bir yatırımın gerekmediğini de eklemekteydi. Olabilir büyük paralar bunlar çünkü…
Bu noktada başka bir yorumcu, Saffet İşler, Mehmet Özcan'ı destekleyerek benzer görüşlerini dile getirdi. İşler de "Orkun'un oynadığı mevkilerde zaten büyük takımlarda benzer ya da daha iyi oyuncular olduğunu" ve "30 milyon euro gibi bir rakamın verilmesinin mümkün olmadığını" ifade etti.
Ancak sonuç hiç de böyle olmadı. Orkun Kökçü, 25 milyon euro zorunlu satın alma opsiyonuyla Beşiktaş'a transfer oldu.
Bu durum, spor medyasındaki yorumların ve analizlerin ne denli temelsiz olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi bence.
Bu nedenle ne yapıyoruz; “Büyük lokma yemeye devam ediyoruz ama büyük sözler söylemekten kaçınıyoruz.”
Kalın sağlıcakla…
‘Ekran Kedisi’ne ulaşmak için: medyaradar@gmail.com