Bu iddia CHP’de ortalığı karıştırır! Kılıçdaroğlu ne yapmaya çalışıyor?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, gazeteci Nevşin Mengü’nün Kılıçdaroğlu’nun savcıya ifade vermeye gitmemesine dair ortaya attığı iddiayı 12 maddede değerlendirdi…

Efendim; CHP’de bastırılmış ya da ertelenmiş çatışmalar ama direkt ama dolaylı bir şekilde her zaman su yüzüne çıkabiliyor. Yakın geçmişin tortuları arada köpürebiliyor. CHP ve Kılıçdaroğlu üzerine onca yazı yazmış biri olarak artık duruma nasıl bir teşhis koyacağımı inanın bende şaşırdım!..

Ancak bu seferki hiçbirine benzemiyor. Çok ilginç hatta ağır imalar taşıdığı anlaşılan iddialar CHP’yi yeniden karıştırmış durumda. Tam CHP durulma ve kararlı adımlarla muhalefet görevini yapmaya başlama alametleri gösterdiği ve partinin bir tür kuşatma altında olduğu bir sırada bu gibi iddialar gene ortalığı bulandırdı. Sonuçları ağır olabilir!..

Nevşin Mengü’nün İddiaları!..

Ancak bu seferki iddiaların mahiyeti biraz farklı. Çünkü bu kez için işine hukuk ve CHP’nin Tüzel kişiliği karışmış durumda. Olayı acayip kılanda bu durum zaten. CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'nda "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarına ilişkin soruşturmada "Mağdur" sıfatıyla ifadeye çağrılmıştı. Ancak Kılıçdaroğlu savcılığa ifade vermeyeceğini bildirmişti. Nitekim öyle de oldu. Kılıçdaroğlu son duruşmaya da katılmadı.

Lakin ondan sonra gazeteci Nevşin Mengü’nün “Bir kaynağa” dayandırarak ortaya attığı iddia durumu tamamen başka bir yöne çekecekti. Mengü'nün söylediğine göre tanık olarak çağrılan fakat gitmeyen eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na Cumhuriyet Savcısı tarafından bir mesaj iletilmişti. Mengü şöyle konuşacaktı: “Şöyle ki, Kemal Kılıçdaroğlu'na aslında, benim aldığım bilgi şu, Ankara'dan, hakikaten çok güvenilir kaynaklardan aldım ama tabii aldığım kaynak ismimi söyleme dedi. Savcı şunu söylemiş, şu mesajı iletmiş: "Ya Kemal Bey gelir, burada ifade verir, derse ki, 'Ya olur mu öyle şey canım? CHP'de bir yolsuzluk olabilir mi? Hele hele ki ben o zaman genel başkandım, kendi genel başkanlığım, kendi düzenlediğim kurultaydı. Öyle oldu böyle bir şey, iddialar bu yönde. Asla ben böyle bir şey kabul etmiyorum. Olmamıştır böyle bir şey. Ben görmedim, şahit olmadım.' derse, bu dosyayı kapatırız." demiş savcı" Ancak Kılıçdaroğlu yine de ifade vermeye gitmiyor. Yani demiyor, çıkıp kendisi kamuoyuna da bunu söylemedi.”

Mengü ilaveten “Savcı Bey ifadeye çağırdı, Kemal Bey ifadeye gitmedi söylemini şöyle yorumlayan oldu, Kemal Bey mağdur sıfatıyla ifade vermek istemiyor partiyi korumak için diye yorumlayanlar oldu. Benim anladığım tam tersiymiş arkadaşlar.”

Sinek Küçük Mide Bulandırır!

Bu iddiayı ne doğrulayacak ne de yanlışlama durumda değilim. Kesin konuşamam. Zaten iddia sahibi de ben değilim. Benim kulağıma böylesi mahrem bilgileri (Ama gerçek ama manipüle amaçlı) fısıldayacak kaynaklarımda yok. Ben sadece kimseyi suçlama niyeti taşımadan aklıma takılan noktaları ve merak ettiğim soruları dile getirebilirim. Örneğin…

  1. Acaba birileri Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden CHP’yi karıştırma peşinde mi? CHP’nin karışmasından kimin çıkarı olabilir? Zaten yazılı bir “Senaryo” mu hayata geçiyor?
  2. Bu “Şaibe” eksenli tartışmalar İmamoğlu – Özgür Özel cephesini zora sokmaz mı? Yakın vadede onların tasfiyesi mi hedefleniyor? Yahut tersine Kurultay’a ilişkin söylenenler geçerli ve Kemal Kılıçdaroğlu’da koltuğunun gasp edildiğini düşündüğü için bu yollara mı baş vuruyor?
  3. Öyleyse bu iddialar ekseninde Kılıçdaroğlu zan altında kalmaz mı? CHP’deki olumsuz gelişmelerden o sorumlu tutulmaz mı?
  4. Kılıçdaroğlu’nun Kayyum atanma ihtimaline karşı onun imajını zedeleyici bir operasyon olabilir mi? Buradan Kılıçdaroğlu’da zararlı çıkabilir mi?
  5. Bir “3. Güç” mü bu iki kesimi birbirine kırdırmaya mı çalışmaktadır? Bu güç parti içinden mi dışından mı? Yoksa “Ortak” lar mı?..
  6. Acaba Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresi CHP’yi batağa saplayacak, yükselişini durduracak, bölecek, seçim kaybetmesine sebep olacak kadar gözü dönmüş bir hırs ve plan içinde olabilirler mi? Her şeyin arkasında “Onlar” mı var?
  7. CHP’deki Feodal / Rantçı, Ekipler / Lobiler savaşının bir yansıması mı? Konum “Kaybedenler”in “İntikam” arayışı mı? Bu durumu bir “Kaldıraç” olarak kullanıp, hukuki yollardan sıçrama yapma peşindeler mi?
  8. Kılıçdaroğlu için bir “Yol temizliği” mi yapılıyor? Kılıçdaroğlu’nun geri dönüşü için kongrenin yok hükmünde kararına bağlanıp, “Mutlak butlan” için koşullar mı olgunlaştırılıyor?
  9. Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu role itekleyen partideki konum kaybeden “Mezhepçi” yapı mı? Eski mevkilere yeniden kavuşma ihtiyacı mı?
  10. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir canlı yayında, seçimi kaybettiği son kurultaya ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı "şaibeli"ifadesiyle ilgili konuşmuştu. CHP yönetiminin açıklama yapması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Yapmıyorsanız, sükut ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada." ifadesini kullanmıştı. Bu sözlerle Kılıçdaroğlu adeta dolaylı olarak ithamda bulunmuş sayılabilir mi?
  11. Öte yandan hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan “Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP'lilerin kendileridir. 'Kurultayda şaibe var' diyerek mahkemeye şikayette bulunanlar CHP'li. Ama suçlu AK Parti.Sizin paylaşım kavganız sebebiyle başlayan yargı sürecini niye bize mal ediyorsunuz?” demesi hatırlanırsa burada “Mide bulandırıcı” yanlarda mevcut. Bunun taşıyıcıları hangi taraftaydı? Şimdi “Son darbe” mi vurulmak isteniyor?
  12. Kemal Kılıçdaroğlu tavrını aydınlatacak bir açıklama yapma gereği duyar mı?

Bu Tartışma Daha Sürer Gider!..

Öyle veya böyle. Her zaman dediğim gibi yeni sorular ilave edilebilir, çıkartılabilir yahut yanlışlanabilir. Önemli olan soruların ufuk açmasıdır. İlla gerçekleşecekler diye de bir kural yok. Bambaşka yollara da savrulabilir. (İlaveten Kılıçdaroğlu’nun siyaseten başarılı olup olmadığı tümüyle ayrı bir tartışma konusu) Bana kalırsa bu riskli tartışma daha çok su kaldırır. Söz konusu dava 30 Haziran’a ertelendi. O günlere doğru – bir aksilik olmaz ise- aynı tartışmanın bu kez daha sert yeniden alevlenebileceğini, hatta dananın kuyruğunun kopacağını söyleyebilirim.

Öyle veya böyle bu tartışma “Kayyum” tartışmalarıyla birlikte düşünüldüğünde CHP’de yeni bir gerilim yaratacağa benzer. Hele de “Mutlak butlan” ihtimali düşünüldüğünde. (Eğer bu ihtimal gerçekleşirse büyük ihtimalle “bölünme” olur. Ekipler ayrışır.) CHP, üzerinde onca yüke rağmen tam gaza basmış giderken birden frene basıp, yeniden iç sorunlarla boğuşmaya başlarsa oldukça güven zedeleyici olabilir. Bunun sonucu ise iktidar hayalinin suya düşmesidir!..

28. 05. 2025

NOT: Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybettikten sonra çeşitli çevrelerce hak etmediği kadar ağır ithamlar altında kaldığını düşündüm hep. Bunların onda yarattığı tepkileri bir yere kadar anlayabiliyorum. Bu da onlardan biri mi bilmiyorum. (Örneğin İmamoğlu destekçiliğiyle bilinen akademisyen Emrah Gülsunar'ın Kılıçdaroğlu için, "Bu şahıs partiden ihraç edilmeli ve her yerde yüzüne tükürülmelidir" sözleriyle ayıp etmiştir) Ancak Kılıçdaroğlu’nunda 13 yıl genel başkanlığını yürüttüğü CHP’ye karşı önümüzdeki süreçte daha hassas ve sorumlu olması gerektiğini de düşünüyorum