Bahçeli’nin “manidar” uyarısı!.. Mesaj kime ve niçin verildi?..
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Devlet Bahçeli’nin son açıklamasının analizi yaptı…
Efendim; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son ve ani mesajı bana göre neredeyse ilk verdiği “Açılım” mesajı kadar önemliydi. O mesajla hepimiz nasıl şok olduysak bu mesajla en azından şöyle bir sarsılmamız gerekiyordu herhalde. Öyle veya böyle Devlet Bahçeli şaşırtıcı çıkışlarından birini daha yapmıştı belli ki!..
Muhataplara Ayar Atma!..
Sanırım buna gidişata bol uyarılı bir “Ayar atma” çabası demek yanlış olmaz. Peki o halde Bahçeli bu ayarı atmaya neden ve şimdi karar verdi? Bu kararla amaçlanan ne? Burada neler ve kimler hedefe konuluyor? İstenen ne olabilir? Hayra mı şerre mi yormalı?..
Metinde bazı ipuçları var ama bana kalırsa metnin genel havası daha önemli. Benim anladığım Bahçeli bu davalarda bir yetersizlik ve tıkanıklık olduğunu düşünüyor. Bu yüzden “İvedilikle” çözüme kavuşturulmasını istiyor. Burada önemli ve muğlak olan “Hangi yönde çözüm” istediğidir. (Bunu açıkça söyleyemezdi) Biran önce ceza kesilmesi mi yoksa biran önce berat ettirilmesi mi? “Faturayı kesin bitsin” mi yoksa “Boşa ve gereksiz çabadır uğraşmayın” mı?
Herkes beklentisi ve tarafına göre bu mesajları olumlu veya olumsuz olarak okuyor. Örneğin mesajı “İmamoğlu’nu gecikmeden cezalandırın” olarak okuyanda var. Tam olarak bunu isteseydi “Delillendirin” demezdi. (İlaveten “Suçsuzsa” vurgusu da önemli.) Demek ki delilleri yetersiz buluyor. Ayrıca toplumunda ikna olmadığının farkında.
Endişeler ve Gerekçeler!..
Dedik ya, öyle veya böyle bir “Ayar atma” çabası hatta ondan bile ötesi var. İyi ama kime ve neden? Şimdi bunları -gene kesinliği olmayan şekilde- anlamaya ve yorumlamaya çalışalım bakalım. Bunlar sonuçta benim sübjektif hissedişlerimdir…
- Erdoğan’a Tepki: Erdoğan’ın bu davalara meydan vererek yanlış yaptığını düşünüyor. Bahçeli “Bumerang etkisi” ile sürecin aleyhlerine döndüğünü ve tıkanmanın aşılamayacağını fark etti. Ayrıca Erdoğan’ın davalarla kendisini bir şekilde oyaladığını gördü. Bu bağlamda asıl endişesi “Açılım”ı frenlememek. Ayrıca davalarla açılım arayışının bir arada yürüyemeyeceğini anladı. Apo’yu çıkartmayı, PKK’lıları serbest bırakmayı düşünürken diğerlerini fazla içeride tutması mümkün olamazdı. Bu anlamda çağrının asıl ve gizli muhatabı Erdoğan’dır. “Biran önce durumu düzeltin, dengeleyin” demeye getiriyor. Olaya bir fren, tampon koymaya çalışıyor. Erdoğan’ın bu noktadaki inadını kırmaya yönelik bir çağrıdır. “Turp” saplantısından vazgeçmeye çağırıyor.
- Dosyaların Yetersizliği: Bu bağlamda iddiaların içinin doldurulmadığını görüyor ve bunun Cumhur İttifakı’na zarar vereceğini anladı. Ondanda öte zaten yıpranmış görünen devlet mekanizmasına zarar verdiğini düşünüyor. Bunun uzamasının ciddi riskler doğurabileceğinin farkında. Aslında mevcut davaların bu şekilde uzun süre sürdürülemeyeceğini hesap ediyor. Bunun tam anlamıyla bir “Adalet Krizi”ne dönüşmeden “Zararın neresinden dönülse kârdır” demeye getiriyor.
- CHP / Özgür Özel’e: Kullandığı ifadelerden Özgür Özel’in çok “Aşırı” gittiğini, “Otokontrolünü kaybettiğini” toplumu, gençliği kışkırttığını düşünüyor. Özgür Özel’in siyaset yapma biçiminden rahatsız. CHP’nin “Kriz, kaos ve kargaşa siyasetine” prim verdiğine inanıyor. Bahçeli’nin kendi tabiriyle Özel’in “Şımarık ve şuursuz siyaseti” nin sürmesinin ciddi sıkıntı yaratacağı kanaatinde. (Burada aklıma tümüyle faraziye bir “Acaba” yerleşmiş bulunuyor. Bilemiyorum, acaba devletin derinlerinde birileri Özel’i “Aşırılığa meyilli” ve “sakıncalı” bulup İmamoğlu ile anlaşma yoluna gitmiş olabilir mi? “Seni çıkartırız ama sende Özel’i uzaklaştır ve CHP’ye yeniden çekidüzen ver. Aşırılıkları törpüle, aşırıcılarla arana sınır çiz. Partiden tasfiye et” demiş olabilirler mi?) Niye olmasın?
- Kaos endişesi: Hemen bu paralelde işlerin çığırından çıkmasından çekiniyor. Sürecin Gezi’den, Saraçhane’den daha sert olaylara gebe olabileceği endişesini taşıyor. ( Fakat burada aklıma başka bir “Acaba?” düşüyor. Şayet sertlik yanlısı bir karar çıkar ve İmamoğlu ceza alırsa asıl o zaman bu tarz eylemler tetiklenmiş olmaz mı. Bahçeli bunu mu engellemeye çalışıyor? ) Her zamanki gibi olaylara “Devletin bekası” perspektifinden bakıyor. Sisteme zarar vermesinden korkuyor.
- Proje Arayışı: Bütün bunlardan çok daha büyük bir “Proje” mi var? Derinler siyaseti Bahçeli ve Erdoğan sonrası için hazırlamaya mı çalışıyor? Acaba İmamoğlu terbiye edilip “Sistemin sadık ve uslu çocuğu ol, solu kontrol et, o zaman her şey olabilirsin” mi deniyor? Burada “Devlet aklı” ya da “Devlet refleksi” yahut çok sözü edilen “Derinler”in başka bir hesabı mı var? Daha kapsamlı bir yakın gelecek tasarımı mı yapılıyor?..
Bana kalırsa var gibi ve “Derinler” siyaseti Bahçeli ve Erdoğan sonrası için yeniden formatlamaya çalışıyor. (Söz konusu uyarılarda tıpkı önceki açılım mesajı gibi Bahçeli’nin aklına birdenbire düşmedi sanırım!) Bu ilk aşama olsa gerek. Burada İmamoğlu’na terbiye edilmek suretiyle yeni bir “Rol” biçilmiş olabilir mi? (Ne bileyim derinler tanrı gibidir. Onların hikmetinden sual olunmaz!) Belki de o rol baştan beri biçilmiş olabilir mi? Biraz daha parlatmak istenilmiş olabilir mi? Siz en iyi benim hayal mahsulü vehimlerimi fazla ciddiye almayın. Sadece uçuk ve farazi sorular bunlar…
Öyle veya böyle, Bahçeli’nin uyarı dolu mesajları İmamoğlu eksenindeki davaların erkenden tıkandığını ve yeni bir aşamaya gelindiğini gösteriyor. Bu uyarı ve tespitlerin yankılarının kısa sürede belli merkezlerde, en çok da Külliye - hükümet - AK Parti üçgeninde hissedileceğini düşünüyorum…
15. 04. 2025