Ver anayasayı al özgürlüğünü! İmamoğlu’nun salınması anayasa şartına mı bağlı?
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, bu kez İmamoğlu’na götürüldüğü iddia edilen teklifi ele aldı.
Efendim; artık eminim. Siyaset ve siyasetçilerinin asıl derdi vatana çekidüzen vermek, vatandaşın refahını sağlamak, toplumda uygar ilişkileri hakim kılmak, ekonomiyi düzeltmek, vb filan değil. Onlar apayrı bir evrende yaşıyorlar adeta. Onların asıl derdi varlıklarını sürdürmek, dediklerini yaptırtmak, kendi etki alanlarını genişletmek, günü kurtarmak, vb. Millet bitap düşmüş, apayrı dertleri varmış, siyasilerin kavgaları, sinsi pazarlıkları toplumu hiç ilgilendirmiyormuş kime ne? Hepsi de “Dediğim dedik, öttürdüğüm düdük” modundalar. Özellikle de iktidar olanakları ellerinde ise!..
Ben aslında bu yazıyı dün yazacaktım. Ama araya MHP – İYİP yazısı girdi. O zamanki şüphem başkaydı. Fakat şimdi gazeteci Barış Pehlivan’ın “Onlar TV’de”deki programda söylediklerini görünce kafam daha da netleşti. Böylelikle kanaatim daha pekişmiş oldu. Ben sadece İmamoğlu mavi boncuk attı zannediyordum oysa o mavi boncuk diğer cenahtan çoktan atılmışa benziyor.
CHP ve İmamoğlu’nu Zorlama,!..
Malum şu ara en güncel tartışma konusu Bahçeli’nin “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu" dediği, CHP’lilerin ise “Terörsüz ve Demokratik Türkiye Komisyonu” (Adlandırmalar değişebilir) olarak tanımladığı komisyona MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin verdiği önem ve çağrısı ise biliniyor. Bunun için yoğun bir faaliyet yürütülüyor.
Ancak öyle anlaşılıyor ki bu CHP desteği olmadan pek gerçekleşecek gibi görünmüyor. Ne var ki CHP’nin buradan bir şey almadan destek vereceğini de sanmıyorum. Bu kozu kullanmak isteyecektir. Bu ise tutukluların salınma şartına dönüşebilir. Zaten başka çarede görünmüyor gibi. (Tabii sonuçta CHP kendi taraftarlarınca suçlanabilir o başka.) Bütün bu zorlamalar CHP ve İmamoğlu’nu bu noktaya getirmek için mi yapıldı acaba? Hani iyice burnu sürtülsün diye…
İmamoğlu’ndan Nabız Yoklama!..
Neyse, önce kendi ilk şüphemi anlatmaya çalışayım. İBB operasyonunda tutuklanan ve görevinden alınan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, PKK'nın fesih kararının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM'de komisyon kurulması çağrısına destek vererekti: "Süreci salimen tamamına erdirebilmek üzere, konunun meclisimizde bir genel görüşme açılarak ele alınması ve mecliste temsil edilen bütün partilerin katılımıyla 'Terörsüz ve Demokratik Türkiye Komisyonu' oluşturulması milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gerekliliğidir"
Ben bunu o gün için “İmamoğlu’ndan Bahçeli’ye mavi boncuk atma” olarak algılamıştım. İmamoğlu Bahçeli üzerinden ya Erdoğan’a baskı yapılmasını istiyor ya da bizzat Bahçeli’den yardım istiyor diye varsaymıştım. Karşılığının ise komisyonda ve anayasada destek olduğunu düşünmüştüm. Aynı zamanda bir çaresizliğin ifadesiydi. Öyle veya böyle sanki ortak bir “zemin arayışı” hissediliyor gibiydi…
MHP’den yayılan Sinyaller!..
Öte yandan ardından MHP cenahından verilen sinyaller ise hayli enteresan ve hukuka çağrı mesajıyla dolu. Nitekim MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın “Masumiyet karinesi” ne dikkat çekerek “şüpheden sanık faydalanır” ilkesini hatırlatması manidardı. Feti Yıldız, "Duruşmaların aleni, davaların makul sürede sonuçlandığı, delillerin vasıtasız olduğu" bir hukuk düzenine işaret ederek “Mutlak zorunluluk yoksa, tutuklama yerine başka tedbirler düşünülmelidir.” demesi de ayrıca dikkate değerdi.
Demek ki MHP kanadı bu noktalarda ortağı AK Parti’nin aksine bir sıkıntı olduğunu düşünüyor ve bir tür “Sinyal” veriyordu. Bakalım ucu nereye varacaktı?.. İmamoğlu’nu da kapsayacak mıydı?..
Bir “Pazarlığa” Dönüşmüş Olabilir mi?..
Öyle seziliyor ki bu noktada epeydir süren bir trafik ya da niyet var. O kadar ki bu eğilim “Anayasa Komisyonu” tartışmaları başlamadan hatta daha Ekrem İmamoğlu tutuklanmadan önce başlamışa benziyor. (Öyle ise tutuklama bile bunun için gerçekleşmiş denebilir belki de) Bunu nereden çıkartıyorsun derseniz?
Bunu da Barış Pehlivan’ın “Onlar TV” deki yaptığı yeni açıklamadan çıkartıyorum. Pehlivan şunları söylüyor: “Tutuklama öncesinde İmamoğlu'na bir mesaj gidiyor. Deniyor ki, 'Yeni anayasada siz de var olun, biz de size operasyon yapmayalım.” Öyle ki bu teklifin “diploma meselesi” ni de kapsadığı söyleniyor. Bu teklif hükümet yandaşı bir yayın organının ünlü genel yayın yönetmeni tarafından iletiliyor. Pehlivan “ben bu iddiayı İBB’den bazı insanlara söyledim, yalanlamadılar” diye de not düşüyor. Fakat teklif reddedildiği için tutuklamanın yapıldığını da sözlerine ekliyor.
İmamoğlu Aniden Serbest kalabilir mi?..
Bu iddia ne derece doğru ne derece yanlış bilmiyorum. Lakin “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözünü hatırlarsak “Olabilir” diye de düşünmek mümkün. Olayların seyri de buna müsait görünüyor. Ancak böylesi bir anlaşma ya da temasın olduğu, halen el altından pazarlıklar sürüp sürmediği de muğlak. Fakat bir karşılıklı “boncuk atma” var gibi de. Olup olmadığını ise süreç gösterecek. Olay kendi başına pek manidar!..
Ne bileyim, nasıl bir sabah Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı sonra da tutuklandığı haberiyle sarsıldıysak gene bir gün “Ekrem İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanmasına karar verildi” benzeri ani bir haberle karşılaşabiliriz. Bence hiç şaşırtıcı sayılmaz!..
Türkiye’de –maalesef- öyle bir noktaya geldik ki siyasetin satrancında artık hiçbir şeye kolaylıkla “Olmaz” diyemiyoruz. Hissiyatım önümüzdeki günlerde bizi çok enteresan gelişmelerin beklediği yönünde!..
23. 05. 2025