Samimi ve tutkulu... Veliaht’tan zirveye: Akın Akınözü

Perşembe akşamının huzurunda, demli çay ve patlamış mısır eşliğinde Show TV’nin bu sezonun iddialı dizisi Veliaht için ekran başındaydık.

Değerli okurlar, bizim evde kumandanın hâkimiyeti, sultanımın zarif ellerinde şekillenir. Ancak, hafta sonlarının o coşkulu maç saatlerinde, gönlünün genişliğiyle beni kırmaz; mutfağın sadık emektarına doğru bir yolculuğa çıkar. O anlarda ben de kalemimle vedalaşır, futbolun coşkusuna kapılırım. Bu arada sezon başı olmasına karşın sizlere hakem hatalarından söz etmeyeceğim.

O yüzden mevzuya devam…

Bizim evde ne zaman patlamış mısır kokusu salonu sarmışsa, bilirim ki eşimin gönlünü fetheden bir dizi başlamak üzeredir.

Edebiyatın ve hikâyenin büyüsüne tutkuyla bağlı olan eşim, senaryoların dramatik yapısını ustalıkla çözümleyen bir izleyicidir. Hikâyenin derinliklerindeki duygusal örüntüleri incelikle analiz eder. Onun bu yeteneği, adeta bir yazarın kaleminden dökülmüşçesine, dizilere başka bir boyut kazandırır.

Ve elbette, elleri dert görmesin; yaprak sarması yaparken gösterdiği maharet, o dramatik hikâyelere eşlik eden bir ziyafet gibidir.

İşte dün böyle bir akşamdı bizim için.

Perşembe akşamının huzurunda, demli çay ve patlamış mısır eşliğinde Show TV’nin bu sezonun iddialı dizisi Veliaht için ekran başındaydık. Bu yazıda dünkü bölümün analizine girmek yerine, diziyi henüz izlememiş olanlar için "Veliaht"ın genel konusundan kısaca bahsetmek ve bu diziyle birlikte benim de yeniden keşfettiğim önemli bir isme dikkatinizi çekmek istiyorum.

Dizi, Esenler Otogarı’nın kaotik atmosferinde geçen bir hikâyeyi anlatıyor. Güç ve iktidar mücadelelerinin ortasında, imkânsız aşklar ve karmaşık ilişkilerle örülü olaylara odaklanıyor.

Kanser hastası olan ve yalnızca altı aylık ömrü kaldığı söylenen Zülfikar Karslı, çocukken annesinin gözleri önünde öldürülmesi nedeniyle dış dünyayla tüm bağlarını koparan oğlu Zafer’i kendi yerine hazırlamak ister. Ancak Zafer, bir türlü evin kapısından dışarı adım atamaz. Zülfikar Ağamızın oğlunu bu zorlu misyona hazırlama çabası nafiledir.

Kızı Derya bu göreve talip olsa da Zülfikar Ağamız erkek egemen bir dünyada onun başarılı olamayacağını düşünür.

Bu yüzden Zülfikar Ağa, insanlara Zafer diye tanıtacağı birini bulmaya karar verir. Tam bu esnada, Zülfikar’ın babasını öldürdüğü Yahya, intikam almak için Esenler Otogarı’na geri döner ve Zülfikar’ın üzerindeki baskıyı artırır. Çaresizlik içinde kalan Zülfikar, tesadüf eseri tanıdığı ve gelini Reyhan’ın kurtaran seyyar oto tamircisi Timur’u gözüne kestirir. O artık Zülfikar Ağanın veliahtıdır.

Timur, (Akın Akınözü) babasının kumar borçlarını kapatmak ve annesi ile kardeşine daha iyi bir hayat sunmak için Zülfikar Ağa'nın silah zoruyla yaptığı teklifi kabul eder. Bu teklif gereği, resmi kayıtlarda öldüğü ilan edilir ve kendisine yeni bir kimlik verilir. O artık Zülfikar Karslı'nın oğlu Zafer’dir.

Her bölümde gerilim giderek artarken, gizli kalmış duygular gün yüzüne çıkıyor ve sırlarla dolu bir yolculuk devam ediyor.

Akın Akınözü: Yeteneğin Işığında Yükselen Bir Yıldız

Dizinin oyuncu kadrosu gerçekten çok etkileyici. Neredeyse hiçbir karakter gereksiz bir rol üstlenmiyor. Akın Akınözü’ne gelince, dizideki en zorlu görevlerden biri ona düşüyor. Daha önce ‘Hercai’, ‘Kaderimin Oyunu’ ve ‘Tuzak’ gibi yapımlarda tekdüze bir jön karakterini canlandıran Akınözü, bu dizide öyle bir performans sergiliyor ki bambaşka bir oyuncuyla karşı karşıya olduğunuzu hissediyorsunuz. Bu durum oldukça değerli, çünkü oyuncunun rolüne ciddi anlamda kafa yorduğu ve elinden gelenin fazlasını ortaya koymaya çabaladığı açıkça görülüyor.

Dizideki en zorlu görevin Akın Akınözü'ne ait olduğunu söylemişken, ona ayrı bir parantez açmazsak haksızlık etmiş oluruz.

Değerli okuyucular, oyunculuk yalnızca fiziksel görünüşle sınırlı kalmaz; gerçek anlamını, derin bir yetenekle birleştiğinde bulur.

Akın Akınözü, bu gerçeği her adımında kanıtlayan bir sanatçı olarak karşımıza çıkıyor.

“Yakışıklılığıyla dikkat çeken bir başlangıç yapmış olsa da asıl başarısını, yeteneğiyle harmanlayarak oyunculukta olgunlaşmanın ne demek olduğunu bizlere gösteriyor.

Her yeni projede, canlandırdığı karakterin ruhuna dokunan ve izleyiciyi hikayenin içine çeken etkileyici bir performans sergiliyor.”

Akınözü,‘Veliaht'ta bizlere yalnızca bir karakteri canlandırmakla kalmıyor; o karakteri adeta yaşatıyor.

Kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Akınözü, Türk televizyon ve sinema dünyasında kalıcı bir iz bırakacağını şimdiden güçlü bir şekilde hissettiriyor.

Dizinin dramatik yapısı her bölümde daha da derinleşirken, izleyiciyi imkansız aşklar, derin aile sırları ve zorluklarla dolu bir mücadeleyle örülü etkileyici bir hikayenin içine çekiyor. Dahası, hikaye bizim evin sultanını da derinden etkiliyor...

Reytinglerdeki başarısı da bu etkileyici anlatının gücünü ve izleyiciler üzerindeki etkisini kanıtlar nitelikte.

Evet, emeği geçenlerin ellerine sağlık; umarız ki bu başarı, daha da ileriye taşınarak devam eder.

"Sanat, insan ruhunun derinliklerine dokunduğunda ölümsüzleşir; çünkü gerçek başarı, yalnızca görünende değil, hissedilende saklıdır."

Kalın sağlıcakla…

‘Ekran Kedisi’ne ulaşmak için:

EKRAN KEDİSİ Diğer Yazıları