Onunkisi arabesk bir aşk hikayesi! “Bana yar olmayanı başkasına etmem” mi?

Medyaradar analisti Atilla Akar, CHP’de giderek sertleşen ve Kılıçdaroğlu'nun etrafında dönen tartışmayı değerlendirip ihtimalleri 10 maddede sıraladı…

Efendim; Kılıçdaroğlu ile ilgili süren tartışma giderek sertleşiyor. Bu tartışmanın 30 Haziran yaklaştıkça daha da yoğunlaşacağını varsayabiliriz. Hele de ihtimal dahilinde olan “Mutlak buttan” kararı (Kesin geçersizlik) alınırsa siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü!..

“Biz Yenilmedik Akçeli İşler Döndü!..”

Zaten artık gizlenecek yanı kalmadı. Kılıçdaroğlu ve ekibi kurultayda kaybedişlerini o esnada dönen birtakım “Akçeli işler” e bağlıyorlar. Bunu defalarca sözleri ve davranışlarıyla hissettirdiler. Kılıçdaroğlu bu anlamda kaybetmediğini ama “Kaybettirildiğini” düşünüyor olmalı. Delegelerin “satın alındığını” na inanıyorlar herhalde. Böyle telaffuz etmese de bir anlamda iktidar ve hak gaspı hatta darbe yapıldığı kanaatine sahip gibiler. Bu anlamda yapılan kurultayın hukuken geçersiz olduğunu, “Şaibeli” bir kurultay olduğunu ima ediyorlar. Onun lisanından “Hançerlenmek” buydu herhalde!..

Zaten öyle anlaşılıyor ki aynı bakış açısından 4-5 Kasım 2023 tarihli 38. Kurultaya dair hukuki süreç ve itiraz daha ziyade bu gibi iddialar üzerine yükselmişe benziyor. Zaten CHP yönetimini açıklama yapmaya davet eden Kılıçdaroğlu’nun "Yapmıyorsanız, sükut ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada." ifadesi bütün durumu özetler gibiydi. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan “Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP'lilerin kendileridir.” diyecekti.

Namus Meselesi Gibi!..

Dolayısıyla kendilerini haklı ve yapılan kurultayı da “Hukuksuz” gördükleri için olsa gerek herhangi bir rahatsızlık ya da vicdan sorgusu da hissedilmiyorlar herhalde. Onlar tam tersine CHP’yi bir beladan kurtarmaya çalıştıklarını düşünüyorlar sanırım. Olay kendileri açısından bir “Hakkın sahibine iadesi” demekti. Daha da açık konuşursak o bakıştan Ekrem İmamoğlu - Özgür Özel ekibi yahut ittifakı -böyle ifade etmeseler de- türlü hilelerle “CHP’ye çökmüşler” di. Bir tür “Namus meselesi” gibiydi!..

Arabesk Bir Aşk Hikayesi!..

Sizi bilmem ama göre bu iş arabesk bir aşk hikayesine dönüşüyor giderek. Sevdiği kız başkasına kaçan ya da kaçırılan çılgın aşığın “Seni başkasına yar etmem” demesi gibi bir şey yani. Bunun üzerine silahlarını kuşanan delikanlı kendini yollara vurur. Önce onu kaçıran Ekrem- Özel ikilisini vurur sonra tekrar kıza kavuşur.

Tabii bu hikâyenin çeşitli versiyonları türetilebilir. Ama bu “Kız kaçırma” davasının akıbeti 30 Haziran’da netleşecek. Kız tekrar eski aşığının korumasına mı verilecek, başka bir “Kayyum Damat”a mı yoksa “Olan olmuş, iş işten geçmiş bari kaçıranlarda kalsın” mı denilecek göreceğiz. Sonuçta kızın kocasız kalacak hali yok ya!..

Bir “Çılgın Aşık” Vakası mı?..

Kılıçdaroğlu şu an her şeyi göze almış “Çılgın aşık” pozisyonunda. Önüne kim çıkarsa ezip geçecek görüntüsü veriyor. Kızda kimin gözü varsa gözünü oymaya kararlı görünüyor. Olmadı “Ya benimsin ya kara toprağın” deyip, önce eski yavuklusuna sonra da kalan son kurşunu kendi beynine sıkmaya kararlı görünüyor. O yüzden olay bir “Siyasi intihar” a da dönüşebilir. Kaldı ki bu saatten sonra sevdiceğine kavuşsa bile oradan bir “Mutluluk hikâyesi” çıkması zor görünüyor. Daha çok “Acılı arabesk” hikâyesi gibi…

Şimdi işin şakası bir yana gidişata baktığımda şu anda Kılıçdaroğlu’na medya üzerinden baskı uygulanmaya, geri adım attırılmaya çalışılıyor. Ben bunun pek işe yaramayacağını, hatta tam tersine Kılıçdaroğlu’nda zaten mevcut tepkici tavrı daha da derinleştireceğini düşünüyorum. Denemesi bedava!..

“Tehditlerinize Pabuç Bırakmam” Tavrı!..

Çünkü Kılıçdaroğlu şu ana kadar hiçbir esneklik emaresi göstermedi. Zaten Kılıçdaroğlu savcılığın çağrısına uyup, gidip “Ben böyle bir şey bilmiyorum” deyip durumu kurtaracakken yapmaması da böylesi bir “Niyet” e yorulabilir sanırım. Durduğu yerden geri adım atmadı. Şu an itibariyle de atacak gibi görünmüyor!..

Zaten oldukça “Öfkeli” diyebileceğimiz son konuşmasında Kılıçdaroğlu " Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz… Beni elektrik direğine asmakla tehdit edenler de var, silahla vurulmamı isteyenler de… Beni yakacaklara, taşlatacaklara, bir adım attırmayacaklara ve lamalara söylüyorum: Sizden korkan sizden namerttir” demesi de bu noktadaki kararlılığını gösteriyordu.

Bundan Sonra Ne Olabilir?..

Önce bir hatırlatmada bulunalım: bu bakışa göre “Erdoğan’a kazandırırmış” gibi iddialar önemli değildi. Önemli olan partinin bu gibi yollarla “Ele geçirilmesi” ydi. Neyse, sorular çok…

  • Bunun üzerinden başta hükümet olmak üzere hesap yapan türlü kesimler vara benziyor. Böylelikle Kılıçdaroğlu’na “Ekmeğe yağ sürücü” rolü mü biçilmiş oluyor bilmem. Ama ondan sonra bu cenahta çok suçlanacağı kesin. Nefret katsayısı artar mı azalır mı?
  • Kemal Bey artık siyasi ömrünün sonlarına geldiğini ve daha “Olgun” bir rol oynaması gerektiğinin bilincine varır mı acaba?
  • Oldu da CHP’de dizginleri tekrar ele geçirdi. Zaten şahlanmış partiyi daha da mı şahlandırır inişe mi geçirir. Sizce hangi ihtimal daha kuvvetli?
  • Artık ipleri elinde tutan Kemal Bey istediği değişlikleri yapar ve bir yıl sonra kurultaya götürür. Tabii bu kez aynı hataları yapmaz. Kilit mevziler onun adamları ile dolar. Sonra kendi seçtiği ve güvendiği genç birine partiyi teslim eder. Böyle bir seyir doğar mı?
  • Bu arada “CHP bölünür mü” diye sorarsak burası biraz karışık gibi. Muhtemelen öyle görünüyor. Ama öyle olmayabilir de. Bugün iktidar olanlar tekrar muhalefete geçer. Her şey sıfırlanır ve mücadele tekrar başlar. Ancak bu CHP’ye tekrar bir seçime mal olabilir mi?
  • Ayrılanlar ayrı parti kurar ve gövdenin büyük bölümü oraya kayar. Yeni parti eskisini siler geçer mi?
  • CHP iyice daralıp, iddia edildiği üzere bir “Mezhep partisi” ne dönüşür mü? Bu da “CHP’nin sonu” anlamına gelir mi?
  • Bütün bunlara gerek kalmadan Kılıçdaroğlu attığı adımların sonucunu son anda da olsa görüp, vaz geçer mi?
  • Özgür Özel’le görüşüp bazı garanti ve tavizler neticesi ısrarından feragat eder mi?
  • CHP’nin “Derin Ağabeyleri” devreye girip (Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Altan Öymen) eski genel başkanlar olarak onu kararından caymaya ikna ederler mi?..

Öyle ki öfkeli aşığın gözü dönmüş görünüyor. Damardan arabesk bir ruh hali mevcuda benziyor. Bu isyancı ruh hali neleri yakar, yıkar, geçer bilemiyorum…

02. 06. 2025

ATİLLA AKAR Diğer Yazıları