Mason üstadına operasyon! “Biraderler” hedefte mi?

Medyaradar yazarı Atilla Akar, Can Holding Operasyonu kapsamında gözaltına alınan Mason Locası Üstat-ı Azam’ı Remzi Sanver olayına dair düşüncelerini paylaştı…

Efendim; Türkiye günlerdir “Can Holding Operasyonu” ile çalkalanıyor. Ancak ben göz ucuyla bakmak dışında pek ilgilenmedim. Bu konuyu önemsiz bulmamdan değil ama artık böylesi konulardan biraz usanmam olabilir herhalde. Dolayısıyla bu bir Can Holding yazısı değil. Sizde o gözle okumayın…

HKEMBL “Büyük Üstadı” Gözaltına Alınıyor!

Lakin –herkes gibi- benimde Mason Locası Üstat-ı Azam’ı Remzi Sanver’in 2. Dalga Operasyon’da gözaltına alınması dikkatimi çekti. Malum Sanver Türkiye’deki iki “Obediyans” tan birinin yani İngiliz ekolündeki Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (HKEMBL)’nın “Büyük Üstadı” idi. (Diğeri ise Fransız ekolündeki “Özgür Masonlar Büyük Locası (ÖMBL)’dır. Tepebaşı veya Nur-u Ziya ya da 111’ler ya da 25’ler diye de anılırlar) Aynı zamanda Eski Bilgi Üniversitesi Rektörü ve akademisyen olup Galatasaray Kulübü sözcüsüydü. Kendisi mali suçlarla ilgili bir araştırmadan dolayı gözaltına alınmıştı. Bildiğim kadarıyla ilk kez bir büyük üstat bu tarz bir iddiayla gözaltına alınıyordu. Şüphesiz bu kendi başına önemliydi.

Masonların bu gibi mali suçlarla ilgili olarak isimleri en son 1990’daki İSKİ Skandalı dolayısıyla biraz geçmişti. Diğer yandan 2003-2005 yıllarında loca büyük üstadı olan Kaya Paşakay’la loca içi harcamalarla ilgili –sonradan beraat etse de- dava edilecekti. Bu ise “Biraderler arası kavga” idi!..

Elitlerin Ezoterik Örgütü!..

Başkalarını bilmem ama Türkiye’de bu konuda hayli bir şeyler okumuş, araştırmış hatta yazmış yazarlardan biriyim. (Derin Dünya Devleti / Gizli Doktrinin Küresel Efendileri. Profil.) O zamanlardan tutum olarak biraz daha serttim. Şu an ise daha esnek ve gerçekçi bakabiliyorum. Artık benim için tarihsel ve sosyal bir olgu…

Sonuçta kıytırıktan bir köy derneğinin, en avamından bir tarikatın, cemaatin bile “Güç biriktirme” ye uğraştığı, siyasete, ekonomiye, sosyal hayata etki etmeye çalıştığı bir dünyada masonlara sadece buralardan bakmak manasızdı. (Masonları diğerlerinden ayıran ise küresel çapta örgütlenmeleri, elitleri devşirmeleri ve özel ezoterik simgeleriyle ritüelleriydi.) Bu sayede toplumun kilit ve tepe noktalarında etkili olabildiler. Temel prensipleri “Elitleri toplarsan toplumu da yönetirsin!” idi. Dünyada ve tarihte birçok olayın arkasında onların etkisi hissedildi.

P-2 Locası Skandalı Çıkar mı?..

Neyse, dikkatimi çekti. (Ki, Ahmet Hakan’da bu noktaya vurgu yapmış ama olayı maalesef iyice gayrı ciddi şekilde basite alarak, karikatürize etmiş ve “Masonluk mu kaldı” lakaytlığına vurmuş!) Diğer yandan AK Partili olması muhtemel kişilerde bir sevinç ki sormayın. “Sıra onlara geldi”, “Masonların lideri paketlendi”, “Temizlik başladı”, “Kurtlar Vadisi Operasyonu gibi” vb türünden laflar. O kadar ki “Batı karşıtlarının batı yandaşı küreselcilere operasyon çekmesi” diye değerlendirenler olmuş. Kısaca bu olay özelinde “Anti – Mason” duygular yeniden canlanmıştı…

Onları anlıyorum. Yıllardır neredeyse her şeyden masonları sorumlu tutup, tarihi onlar üzerinden okuyan ama onlara dokunulduğunu göremeyen hayli geniş bir kitle var. Fakat bence yanılıyorlar. Bu yaklaşımın simgesel değeri olabilir ama operasyon daha ziyade ekonomik içerikte bir operasyona benziyor. Dolayısıyla buradan bir vakitlerin İtalya’sındaki gibi “P - 2 Locası” türünde skandal bekleyenler yanılır. Olayın buralara kadar varacağını –yanılma payımla birlikte- şimdilik hiç sanmıyorum.

Gizem Perdesiyle Kapalı Kutu!..

Öte yandan elbette ki bir mason büyük üstadının içeri alınması önemlidir. Sonuçta “Kanarya Severler Derneği Başkanı” değil. İşin içinde başka “Bit yenikleri” var mı bilmiyorum. İnsanlar ister istemez “Bir şeylerin döndüğünü” düşüneceklerdir. Gözaltına alınanlar arasında başka mason var mı? Varsa aralarında irtibat söz konusu mu? Diğer mason isimlere de sıçrar mı? Yeni gelişmeler olmazsa şimdilik mümkün görünmüyor gibi sanki. Lakin belli de olmaz!..

Buradaki esas sorun masonluğun bir “Gizem perdesi” ile örülü olmasıdır. Haklarında türlü rivayetler buradan kaynaklanıyordu. Fakat bu gizem perdesi başlangıçta işe yararken şimdilerde aleyhlerine dönmüş bulunuyor. Haklarında –çoğu negatif- türlü rivayetlerin türemesine yol açıyor. Şimdilerde nispi imaj atakları yapsalar dahi kendilerine dair yerleşmiş algıyı kolaylıkla kıramıyorlar. Ancak kaç asırlık geleneğin kapalılığı başka türlüsüne imkân vermezdi zaten. Son olaya dair şüpheleri de bunlar tetikliyor.

Ne Abartın Ne Küçümseyin!..

Dolayısıyla masonluk olgusunu ne abartın ( “Her yere masonlar hakim, her taşın altında onlar var” söylemi gibi) ne de küçümseyin. (“Ne olacak bunlar bir avuç prostatlı yaşlılar” , “Etkileri kalmadı”, “bunları ciddiye alan yok”, “bunlarla kafa bulunmalı” gibi) Bence bu tarz uç iddialar masonluk olgusunu anlamayı ve doğru temelde, sakince tartışmayı engelliyor.

Cadı Masalına Çevirmenin Alemi Yok!..

Şahsi kanaatime göre olayı ne bir “Cadı masalı” na çevirmenin ne de hafife almanın manası yok. Masonlukta –biraz garip gibi dursa da- sonuçta tarihsel bir olgu. Beğenelim beğenmeyelim, bir ağ oluşturmuşlar. Bir amaçları var. Sonuçta her ezoterik yapılanmada olduğu gibi “Tekris töreni” ile başlayan süreç nihai bilgiye (“Sır”) erişene kadar aşamalardan geçerek damla damla verilir. (Gene iddialara göre 33. Derece) Gerisini bilemiyoruz. Rivayet muhtelif!..

Öyle ki buradan doğacak ilişki ağını hafife almamak gerek. Üstelik haldeki hamaldan, sokaktaki simitçiden, sinemadaki yer göstericiden söz etmiyoruz. (Sahi onları bünyelerine niye almazlar acaba? Onların masonik literatürdeki gibi “Ham taş olarak yontulmaya” yani olgunlaşmaya ihtiyaçları yok mu?) Öyle ya!..

Onun yerine hep toplumun kalburüstü kesimlerinden üye devşirirler? (Başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, profesörler, hukukçular, doktorlar, sanatçılar, yazarlar, vb) Neyse, kendi bilecekleri iş. Ama bu “Dayanışma ağı” ndan siyasi, ekonomik, kültürel bir “Güç birikmesi” oluştuğu muhakkak. Bunu nerede ve nasıl kullanıyorlar acaba? Benim gibi “Hariciler” le paylaşacak değiller elbet!..

“Dul Kadının Çocukları” Yardıma Koşabildi mi?..

Son olay nereye varır bilmiyorum. Büyük üstat Remzi Sanver salınsın salınmasın, olay daha da genişlesin genişlemesin sanırım buradan Masonlara dair bir “İşaretleme” ya da belki de bir tür “İkaz” yapılmıştır. (Örneğin ben biraz “İngiliz ekolü” oluşlarından işkillendim.) Asıl nedeni derinlerde saklı olmalı. Bakalım “Dul Kadının Çocukları” üstatlarının yardımına koşabilmişler mi koşamamışlar mı anlayacağız!..

20. 10. 2025

NOT: Konunun meraklılarına son zamanda okumayı tamamladığım, hayli dolu ve hacimli şu kitabı tavsiye edebilirim: “Kardeşlik / Hür masonlar Modern Dünyayı Nasıl Şekillendirdi? John Dickie. Kronik Kitap. 2023.”

ATİLLA AKAR Diğer Yazıları