Hedonizm muhafazakârları da sarmış! Nereden türedi bu şımarık kimlikler?

Medyaradar analisti Atilla Akar, İzmir’de bir gece kulübündeki zenne ve tesettürlü kadın görüntüleri üzerinden “Muhafazakâr” kesimdeki giderek acayipleşen davranış kodlarını tartıştı…

Efendim; İzmir’de bir gece kulübündeki eğlencede ilginç görüntüler oluşmuş. Bir zenne ile twerk yapar gibi poposunu sallayan tesettürlü bir kadın birlikte dans eder görünüyorlardı. (Aslında bu zennenin yeni videosu değil. Daha öncede türbanlı kadınları eğlendirirken benzeri birçok videosu vardı.) Zaten muhafazakâr kadınların son dönemlerde böylesi görüntüler vermesi de yeni değil. Şimdi bu konunun arka planını biraz deşmeye çalışalım bakalım…

“Dönemin Ruhuna Uygun” Derler ya!..

Neyse, toplumsal süreçlerdeki değişim o toplumun tüm bireylerini şu veya bu ölçüde etkiler. Kültürel ve yaşamsal kalıplarını - farkında olsunlar olmasınlar- dönüştürürler. Çok izole kişilik veya iyice kapalı marjinal topluluklar hariç herkes bundan payına düşeni alır. Zaten kuşak davranışları da değişerek bambaşka formlar kazanmaktadır. Bazıları buna kolaylıkla adapte olur bazıları zorlanır. Dönemin ruhu esasta herkesi sarıp sarmalar!..

Artık devir “AKP devri” ve toplum onların tercihlerine göre şekilleniyor. Bu arada kendilerini de çaktırmadan yeniden şekillendirdiler. Eskinin sarıklı, cübbeli İslamcıları gitmiş yerlerini takım elbiseli, cep mendilli, iş adamı kılıklı adamlar, son model makam arabası meraklısı, sekreterli, korumasız dolaşmayan, o makamı korumak için on takla atan, koltuğunu dolduramayan, çapı yetersiz badem bıyıklı bürokratlar almış. Ve tabii onların yol açtığı yeni bir sermaye kesimi. Tekamül bu yönde oluşmuş!..

“Muhafazakâr Burjuvazi” nin Gösterişçi Kadınları!..

Öyle ki, kendi içlerinde parayla oynayan kültürel arka planı zayıf, özü avam, sözüm ona yeni bir görgüsüz “Elit sınıf” oluşmuştu. Rezidanslarda ve yüksek güvenlikli sitelerde yaşayan, umrelerini bile “VİP” gerçekleştiren, konaklamaları lüks otellerden aşağı kurtarmayan, tatillerini yurtdışında geçiren, uçaklardan inmeyen, içinden, geldikleri yahut savunduklarını söyledikleri “Alt tabaka” insanlara günden güne yabancılaşan, sadece kendi gibilerle muhabbet kuran bir yeni sınıftır bu.

Bilhassa da bu sınıfın kadınları ve kızları pahalı giysileri, marka başörtüleri, takıları, pahalı cep telefonları, muhtelif aksesuarları ile dikkat çeker olmuşlardır. Topuklu ayakkabıları, pahalı siyah gözlükleri, şık çantaları ile marka ve lüks bağımlısıdırlar. Kendileri için ayrı bir “moda” akımı doğmuştur. Hiçbir tesettür giyim defilesini asla kaçırmazlar. Tik Tok şımarıklığı da cabası!..

Şimdilerde pahalı jeeplere, lüks arabalara binen kadın ve kızlardır bunlar. Kendi çevrelerinde bir sosyal hayat, özel günler, eğlenceler tertip eder veya katılırlar. Muhafazakâr kadınların disko müzikleri ve DJ’ler eşliğindeki matinelerde eğlenceleri dikkat çekmektedir. Yanı sıra bu kesime yönelik bekarlığa veda partisi için alkolsüz şampanyalar üretilmiş, hatta alkolsüz tekila ile “Shot” bile atmışlıkları vardır.

Laik Kesimden Kopyalanan Özenti Davranışlar!..

“Baby Shower” mevlitleri, düğün sonrası “After Party” leri, lüks yatlarda benzeri tarz eğlenceleri doğmuştur. (Hatta “Muhafazakâr kadınların yılbaşı eğlencesi” diye bir şeye rastladım. Şaşırıp kaldım!) Bu profilde şımarıklık ve paçalarından akan görgüsüzlük belirgindir.

Aslında bunların çoğu laik kesimden kopya davranışlar gibi gözüküyor. Sadece kendilerine uyarlamışlar. Tabii alttan alta seküler yaşamlara bir özenme ve de epeyce miktar “Görmemişlik” sezilmiyor değil. Düne değin “Masonik burjuvazi” de eleştirdikleri ne varsa üç aşağı beş yukarı ödünç alınmış gibidir sanki. Modernizm onları da kuşatmıştır. Onlarda dünyevileşmişlerdir!..

Sosyolojiden Politikaya!..

Zaten sosyolojideki değişiminin bir yansıması olan politika klasik İslamcılığı da değiştirdi. Bir yandan post – modernizmin baskısı, diğer yandan siyasal iktidarı ele geçirmenin getirdiği ekonomik imkânlarla artık bambaşka, acayip tip ve olgular ortaya çıkardı. Paranın, iş bitiriciliğinin, dünyaya tutku derecesinde bağlılığın, mal mülk düşkünlüğünün, gösterişin, “ne oldum” kibrinin, laylaylomculuğun, vb herkesi sardığı bir ortamdayız. Bunlar ideolojileri, inançları yıkıyor, tanınmaz hale getiriyor. İşin ilginci kimse ne kadar tuhaf hale geldiklerinin farkında değil. Hoş umurlarında olduğunu da sanmıyorum!..

Ben bunu içinde bulunduğumuz, oksijenini soluduğumuz havaya benzetiyorum. Nasıl hava şahıslara göre gelmiyorsa bir tür zehirli hava sayabileceğimiz kültürsüzlük de ortama aşağı yukarı eşit dağılıyor. Oran değişebilir belki. Muhafazakârlar kıyısından dolanıp geliyorlar sadece. Toplum bir kez rotasından sapmaya görsün. Falancalar, filancalar ayırmıyor!..

İslami İnsanlar Eğlenmeyecek mi?

Şimdi burada haklı olarak sorulacaktır. “İslami – Muhafazakâr tandanslı insanlar, kadınlar, kızlar eğlenemeyecek mi?”, “Eğlenmek sadece laik kesimin hakkı mı?”, “Onlarda hayattan zevk almayacaklar mı?” Çok haklı ve yerinde bir soru. Elbette eğleneceklerdir. Hayattan keyif almak onlarında hakkı. Ama nasıl?

Lakin herkes kendi dünya görüşü çerçevesinde tutarlı olmak zorundadır. Eğleniyorum diye kendi inanç dizgene aykırı davranışlar sergileyemezsin. Hele böylesi şımarığını hiç. Kimliğinin gereğini şaşırmış insanlar önce o kimliğin çağrıştırdıklarıyla çelişmektedir. Hiç şüphesiz başörtüsü takmak durumu kurtarmıyor. (Hoş, bunların çoğunun muhafazakârlığının da şekli olduğunu düşünüyorum o başka!) Zaten samimi “Geleneksel İslamcılar” ında mevcut gidişattan rahatsız olduklarını biliyorum. Ortaya çıkan insan tipi onları da mutlu etmiyor.

Herkesi Kuşatan Egemen Davranış Hedonizmdir!..

Eskiden ultra hedonist davranışlar sadece laik cepheye ait ekstrem tiplere has bir şey sanılırdı. (Onlarında kendi kulvarlarında sapıtmışlıkları ayrıca mevcuttur!) Şimdi İslamcı cephe adeta onlarla yarışıyor. Artık toplumda egemen davranış kalıbı hemen her kesimi saran “Haz bağımlılığı” diye özetleyebileceğimiz, yükselen ölçüsüz hedonizmdir. Doz yükselişi de giderek artmaktadır. Zaten bahse konu abuk sabuk ve şımarık görüntüleri ortaya çıkartanda budur!..

Bu trend palazlanmış muhafazakârlara da ister istemez bulaşmıştır. Artık onlarda kapitalizmle haşır neşir oldukça maneviyat ve anlam kopukluğuna uğramışlardır. Yanı sıra bu tavır ekonomik ve siyasi güç edindikçe daha da belirgin hale gelmektedir. Nefisler kabarmış, davranışlar hadsizleşmiş, erdem arada bulasın hale gelmiştir. Ne kadar sakil kaçtıklarının bilincinde bile değillerdir.

Genel olarak tüm toplum bu durumdayken belli ölçüde müsebbibi olan muhafazakârların bundan payını almaması beklenemezdi. Bu yüzden gelinen nokta hiç şaşırtmıyor beni!..

27. 09. 2025

NOT: Bazıları da tuhaf yorumlarda bulunmuş. Bunu adeta “İslam’a ve İslamcılara yapılmış bir komplo” olarak algılayıp, sorunu dışlaştırmışlardır. Bu gibilerden bazıları “Bunlar aslında Kemalist ve amaçları Müslümanları kötü göstermek” gibi yorumlarda bulunmuşlar. Böylelikle olayın asıl sosyo-ekonomik ve kültürel zemini görmezden gelmekteler. Dolayısıyla çözülmeyi anlamaktan uzaklar.

ATİLLA AKAR Diğer Yazıları