Evdeki hesap çarşıya uymayabilir! Ya İmamoğlu “oyun dışı” kalırsa?
Medyaradar siyaset analisti Özgür Özel’in T24 röportajında Özgür Özel’in dikkatlerden kaçan “manidar” cevabını değerlendirdi. İlaveten CHP’de bir “aday değişimi” olması halinde CHP’lilerin bu durumu nasıl karşılayacağını tartıştı…
Efendim: Bazı şeyler bir süreçtir. O yüzden sürecin başında görünene aldanmamak lazım. Hele de politika söz konusu olduğunda. Tarihte “Kesin” gözüyle bakılan nelerin, kimlerin süreçte elendiğine şahit olduk. Zaman öyle sürprizler yapar ki şaşırır kalırsınız. Dahası bunların kendiliğinden mi yoksa planlanmış olduğunu ilk anda anlayamazsınız. Bir bakarsınız oluvermiş!..
Ağızdaki Bakla Çıktı mı?..
Biliyorum, şimdi belki de kimi CHP’liler “Sorun varmış gibi bir intiba yaratılmak isteniyor” diyecekler, kötü niyet arayacaklar ama inanın - başkalarını bilemem kendi payıma- sadece kafamda oluşan “Soru” ları paylaşmaya çalışıyorum. İşte aklıma gene böylesi bir “Şüphe” düştü. Acaba, süreç kendiliğinden onu mu öne çıkartıyor yoksa Özgür Özel alttan alta kendini cumhurbaşkanlığı adaylığına mı hazırlıyor? Yahut olayların gelişimi onu kaçınılmaz olarak buna mı zorlayacak?..
Malum, şu anda CHP’nin resmi adayı Ekrem İmamoğlu. Her şey, mitingler onun için yapılıyor, beyanlar onun için veriliyor, protestolar onun için yapılıyor. Herkes onun hapisten çıkmasını, hakkındaki davaların düşmesini ve seçilme haklarına kısıtlamasız yeniden kavuşmasını bekliyor. En çok koşturanda bizzat Özel. Toplanan kitleler onun için adını bağırıyor. İyi ama ya öyle olmazsa? Ya evdeki hesap çarşıya uymazsa? Zaten ve aslında kendi de bu ihtimale vurgu yapıyor. Ancak ağızdaki bakla gene de tam çıktı sayılmaz. Gene de sezdiği bir şey olsa gerek. Ufaktan alıştırma yapıyor sanki…
İmamoğlu Oyun Dışı Kalırsa?..
Hatırlanacak olursa, önceleri Özgür Özel cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı kastederek "Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu. Günü geldiğinde arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak. Maçın son dakikasında bir penaltı kazanıldığında teknik direktör, ‘Bırakın ben atacağım’ demez.” diyordu. İlaveten kendisini “teknik direktör” olarak tanımlarken adaylara dair bağlayıcı sözler ediyordu.
Oysa şu an alttan alta bir tavır değişikliği, “Rota ayarlaması” yapılıyor sanki. Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun aldığı ya da alacağı cezalardan veya diploma meselesinden dolayı kadrodan düşüp, maçtan atılırsa ne olacağı meselesi var. Yani diyelim ki ana forvet sakatlanıp oyun dışında kalırsa ne olur? O zaman “Şartlar değişti” mi denilecek?..
İsteyen bunu “Normal bir önlem hesaplaması” olarak isteyen “Bir fırsatı değerlendirme” hatta “Planlama” olarak görebilir. Artık bakış açınıza göre. Öyle veya böyle, beyanın parti içinde ve muhalif kamuoyunda yeni bir tartışma yaratacağı kesin…
İkinci “Forvet” in Adı Yok!..
Özgür Özel T24 sitesinden Gökçer Tahincioğlu ve Ceren Balta Teke’nin ilgili sorusuna verdiği cevap şu şekilde: “Aday olamadığı bir nokta olduğunda o gün dönülüp bakılır kim kazanacak, en doğru aday kim? Kimle kazanılıyor? Başka bir karar vermek gerekirse ve ümit ediyorum gerekmez. O kararı hep beraber, birlik beraberlik halinde veririz. Önemli olan şu; yani bu iktidarı değiştirmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapacağız.”
Dikkat edilirse burada “İkinci forvet”in adı dahi geçmemektedir. Normalde “O olmazsa ikinci forvetimiz Mansur Bey var” denmiyor. Onun yerine “O gün dönülüp bakılır kim kazanacak, en doğru aday kim? Kimle kazanılıyor?” denmekte. Oysa daha önce iki adayın ismi zikrediliyordu. Mansur Yavaş zaten çoktandır fiilen yarışın dışına düşmüş, süreç onu diskalifiye etmiş gibiydi. Özel şimdi bunu tescil ediyor adeta!..
CHP’liler Özel’in Adaylığını Nasıl Karşılar?..
CHP’lilerin kendi aralarında bir değerlendirme yaptıkları ve böyle bir ihtimali hesaba kattıkları anlaşılıyor. Öyle ya, partiyi adaysız bırakacak değiller herhalde. (Özgür Özel, bunun sinyalini üslubunca çakmış bulunuyor. “Ben almam” demesin kimse o makamı kolay rededemez. “İstemem yan cebime koy” da olmasın.) Yeter ki açıkça söylensin günü geldiğinde…
Peki bunu CHP’liler nasıl karşılar? Yani İmamoğlu’nun adaylığı fiilen düşerse ve Özgür Özel süreçte fiilen öne çıkarsa? Bana kalırsa CHP’lilerin umurlarında olmaz. Ha İmamoğlu ha Özel. Onlara “Erdoğan’ı devirecek” biri lazım. “Erdoğan nefreti” ile gözlerini iyice karartmış bir kesim için ha Ali ha Veli fark etmez. Bu açıdan fazla bir sorun çıkacağını zannetmiyorum. (Vaktiyle Ekmeleddin’e bile okey vermiş bir kitlenin Özel’e hayır diyecek hali olmaz herhalde!) Yeter ki sonuç alabileceklerine inansınlar. Ayrıca Özel, şu ana kadarki performansı ile bunu hak etmiş görünüyor. Elbette ki “Karizmatik” lik vasfı açısından Özel, İmamoğlu ile normal koşullarda kıyaslanamaz. Ama “normal koşullar”dan bahseden kim?..
Özel Pasif İmajını Sildi Attı!..
Ancak belki de en önemlisi Özel’in İmamoğlu’nun yanında gölgede kalan “Pasif imajı” nı hayli silip atması. Hatta ne silmesi Özel’in içinden on kaplan gücünde bir canavar çıktı adeta. Olağanüstü bir enerji ve liderlik çabası ile (Eksikleri ve pişmesi gereken yanları olsa da) CHP’lilerin güvenini ve gönlünü kazanmasını bildi. Bu anlamda İmamoğlu’nun hapse girmesi belki de en çok Özel’in işine yaradı bile denebilir!
Dolayısıyla ters bir durumda Özel’in cumhurbaşkanı adayı olmasına kimsenin kolaylıkla itiraz edeceğini sanmam. (Şayet büyük, tökezletici hatalar yapmaz ise!) Önceleri fazla ciddiye alınmayan Özel, zamanla boşlukları doldurdukça ciddi bir seçenek olduğu anlaşıldı. Bende onu bu yüzden öncesinde ihtimal verilmeyip küçümsenen ama sonradan Roma imparatoru olan Cladius’a benzetmiştim kendisini.
Özel, İmamoğlu için canla başla çalışıyor görünse de aslında bütün puanlar kendine yazmakta. Sanki İmamoğlu için değil, kendinin parlaması için bir kampanya yürütüyor gibi. Öyle de oluyor zaten. Doğrusu çok da başarılı. Kitleleri yönlendirmesi (Ki, bu yüzden tehdit alıyor anlaşılan), hitabeti, yılmadan koşturması, Erdoğan’la girdiği polemikler, meselelerin üzerine gitmesi, vb ile “Genel Başkan olamaz” diyenleri bile şaşırttı. Özel’e en şüpheci, en negatif bakanlar bile “Aferin” demeye başladı. Ha, tabii cumhurbaşkanlığı koltuğunu doldurur mu, çapı yeterli mi o ayrı bir tartışma konusu.
Şarta Bağlı Seçenek!..
Tabii bu ihtimal ancak İmamoğlu’nun hapisten çıkamaması ve siyaset yasağı gelmesine bağlı. O zaman başka bir “Alternatif isim” aranacaktır. Bana göre şu an bu Özgür Özel’den başkası olamaz. Bu kasıtlı yürütülmüş bir süreç midir değil midir ayrı bir tartışma konusu.
Ancak şu kadarını söyleyebilirim, düne kadar -parti çevrelerinden kimileri dahil- bunu bir “AKP komplosu” na bağlayanlar vardı. Yani bilhassa o yumuşama döneminde “Erdoğan’ın İmamoğlu’na karşı Özgür Özel’i karşısında aday görmeyi tercih edeceği” gibi.
Erdoğan’ın Hayal Kırıklığı Özel!..
Lakin o günden bugüne çok şey değişti. Özgür Özel umulduğu gibi çıkmadı ve bir “hayal kırıklığı” olarak kaldı. Hatta sokakları harekete geçirdiği için “tehdit” e döndü. İlaveten ekonominin bir türlü düzelmemesi, hayat pahalılığı, devlet imkânlarının kötüye kullanımı, vb insanları AK Parti’den soğuttu. Kutuplaştırıcı hamlelerde onu kurtaracağa benzemiyor. Dolayısıyla mevcut şartlar altında CHP / Muhalefetin kendi adayını seçtirebilme şansı eskiye oranla çok daha fazla arttı. Artık Özgür Özel’de onlar için “Kolay lokma” sayılmaz.
Özgür Özel’in bu şartlar ve İmamoğlu’nun kıstırılmışlığı sürdüğü sürece önüne koyulan “Misyon” dan kaçınamayacağını düşünüyorum. Kendisinin de bunun farkında olduğunu sanıyorum. Bana kalırsa süreç -şimdilik- Özel lehine işliyor…
31. 07. 2025
NOT: Lütfen 09 Nisan 2025 tarihli “Kurultaydaki ‘boş koltuk’un düşündürdükleri! İmamoğlu’nun ‘rakibi’ Özgür Özel mi olacak?” başlıklı yazımı okuyunuz.
NOT: Bu yazı yazıldıktan sonra Özgür Özel SÖZCÜ TV’de Özlem
Gürses’e konuşuyor. “Cumhurbaşkanı adayı olmayacağım” demiş.
Doğru! Burası net. Bence de kendi aday olmayacak. Bir grup CHP’li
milletvekili onu aday gösterecek. Ayrıca o zaman “Anketler beni
gösteriyor” diyebilir. “Ben olmuyorum beni gösteriyorlar” olacak.
“Ben artık bu görevden kaçamam” olacak. Tipik siyasetçi taktiği bu.