Esenler Otogarı’nda taht kavgaları: TMSF bünyesindeki Veliaht’a merhaba!

‘Gel vatandaş, gel!’ Aşkın büyüsü, ihtirasın ateşi, şiddetin gölgesi, entrikaların düğümü ve aile içi güç savaşlarının sahnesi... Aradığın her şey bu dizide!

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesinde yeni yayın dönemine başlayan Show TV, FARO ve Gold Yapım ortaklığında ekranlara taşıdığı "Veliaht" dizisiyle izleyiciyi selamladı. Güçlü oyuncu kadrosu ve iddialı senaryosuyla daha ilk bölümden adından söz ettiren bu yapım, otogar kültürünün ‘gizemli dünyasını’, aile içi çekişmeleri ve ‘mafyamatik’ ilişkileri merkezine alarak izleyiciyi sürükleyici bir hikâyeye davet ediyor.

Başrollerinde Akın Akınözü (Timur) ve Serra Arıtürk’ün (Reyhan) yer aldığı dizide, Erkan Kolçak Köstendil (Yahya Kaptan) ve Ercan Kesal (Zülfikar Karslı) arasındaki gerilim dolu çekişme, hikâyenin temel taşlarını oluşturuyor. Esenler Otogarı’nın seçimi ise hem cesur hem de özgün bir tercih olarak dikkat çekiyor.

Zülfikar Karslı, otogarda kurduğu düzenin devamını sağlamak için kendisine bir veliaht aramaktadır. Ancak ciddi sağlık sorunları nedeniyle ömrünün son günlerini yaşarken, bu veliahtın psikolojik sorunları olan oğlu Zafer (Bora Akkaş) olamayacağına karar verir.

İşte tam bu noktada, babasından kalan borçlarla mücadele eden ve hayatını seyyar tamircilik yaparak kazanan Timur’un hikâyesi devreye girer.

Timur, yolda arızalanan Zülfikar Karslı’ya ait bir yolcu otobüsünü tamir etmiştir. Emeğinin karşılığını da nakit olarak ister. Şoför ise fatura karşılığı havale yapacağını söyler. Ancak Timur, bankaya olan borçları nedeniyle havale yöntemini kabul etmez ve nakit ödemede ısrar eder. Tartışma büyüyünce Timur, otobüsün önüne yatar ve tek ayağını kaportaya dayar. (Ciddiyetimizi koruyalım değerli okur, gülmeyin lütfen…)

Bu ilginç para isteme olayı Timur’un Zülfikar Ağamız ile tanışmasına vesile olur. Ancak hikâye burada bitmez; olaylar Yeşilçam filmlerini aratmayacak bir hareketlilikte devam eder.

Timur, gecenin bir vakti yedek parça almaya giderken yolda birilerinin bir kadını kaçırmaya çalıştıklarını görür. Kahramanımız ‘aman bana ne’ demez ve sorumlu bir birey olarak genç kadını kötü adamların elinden kurtarır. Ardından heyecan dolu bir kovalamaca başlar. Ve mutlu son…

Tesadüf o ki, Timur’un kurtardığı genç kadın Zülfikar Ağa’nın gelini Reyhan’dır.

Reyhan, kendisini kurtaran Timur’a sorar;

Reyhan: Neden kurtardın beni?

Timur: Kör merhamet rahat durmuyor işte!

Gülmeyin yahu…

Dizinin dikkat çeken unsurlarından biri de Timur’un garibanlıkla yoğrulmuş hikâyesi. Babasının borçları nedeniyle tefeci Bayram ile başı derttedir. Annesi ve kız kardeşi ile yaşadıkları evin kirasını ödeyemez, üniversite sınavında Tıp Fakültesini kazanan kız kardeşine bir bilgisayar bile alamaz. Üstelik nişanlısı da onu terk etmiştir.

Neden mi?

Nişanlısının şu sözleri ise derin bir gerçeklik taşır: “Yemeğe gideriz bakiyen yetmez, eve gideriz alacaklılarınız bitmez… Sen istediğim hayatı bana veremezsin Timur.”

Kadın haklı beyler, ‘beş parasız adamla bir ömür geçer mi? Geçmez! Aşk karın doyurur mu doyurmaz”

Dizi "Magarsus", yer yer "Çukur" dizisini andırıyor ve bu durum, özgünlükten uzak bir izlenim yaratıyor.

‘Halk bunu istiyor’ kafası!

Senaryonun derinlikli ve güçlü olduğunu şimdilik söylemek zor!

Sahneler arasında belirgin bir kopukluk hissediliyor. Bir sahneden diğerine geçişte bağlam eksikliği, izleyiciyi bir anda alakasız bir olayın içinde bulmaya itiyor. Ayrıca dizideki karakter yoğunluğu, kim kimdir sorusunu sıkça sorduruyor ve hikâyeye odaklanmayı güçleştiriyor.

Ercan Kesal'ın ustalığı, bir kez daha kendini gösteriyor. Erkan Kolçak Köstendil ise performansıyla Çukur dizisindeki Vartolu karakterini anımsatıyor. Bu arada yeni imajı da çok hoş olmuş...

Bu arada, Yahya Kaptan’ın oralet sevdası, yüzümde tatlı bir tebessüme vesile oldu. Çünkü oralet, çocukluğun o masum ve buram buram nostalji kokan anılarını taşır; bana da o saf ve neşeli yılları yeniden hatırlattı.

Damar Replikler ve Ümit Besen…

Yahya Kaptan Zülfikar Ağa’nın kızı Derya'ya (Hazal Türesan) yanıktır. İşte o anda devreye Ümit Besen girer.

"Seni unutmaya ömrüm yeter mi?

Dön desem tersine, dünya döner mi?

Gururum aşkıma öyle düşman ki,

Geri dön, beni sev, dön diyemem ki..."

Ayrıca dizide, derin anlamlar taşıyan ‘damar sözler’ de dikkat çekiyor. Yahya Kaptan’ın içe işleyen cümlesi:

“Çocuklar, babalarının günahlarını çekerlermiş.”

Bir başka sahnede, Zülfikar Karslı ise kızı Derya'ya haykırıyor:

"Ama ben günahlarımı sırtlayacak birisini bulmadan çekip gitmem. Kafana sok bunu!"

Derya Karslı ise babasına duyduğu sevgiyi,

"Ben senin günahlarını sırtlarım baba." diyerek dile getiriyordu.

Sosyal medyada ise ‘Veliaht’ın ilk bölümünün final sahnesi yani Timur için kazılan mezar “Peaky Blinders’a” benzetilmiş.

'Veliaht', ilk bölümüyle reytinglerde zirveye yerleşmeyi başardı. Ancak, perşembe akşamlarının güçlü rakibi, Kanal D'nin iddialı dizisi 'İnci Taneleri' ve NOW TV'nin yeni dizisi 'Halef: Köklerin Çağrısı' karşısında nasıl bir performans sergileyeceğini bizlere zaman gösterecek.

Bir sonraki bölümün fragmanından anlıyoruz ki, Zülfikar Ağa, seyyar tamirci Timur'u ölü olarak gösterecek. Saçları kesilmiş, ekmek teknesi ateşe verilmiş olan Timur, bir feryatla “Ne yaptınız lan siz bana?” diye haykırıyor.

Mezarı başında sevdikleri, Adana Demirspor, peçeteden yapılmış bir gül...

Artık adı da Zafer Karslı’dır Timur’un; kaderin acımasız ellerinde, yeni bir hayatın içinde oradan oraya savrulacak gibi!

Evet, ilk bölümlerin hataları görmezden gelinir diyerek, 'Veliaht'a bol şanslar diliyorum... Yolu açık olsun…

‘Gel vatandaş, gel!’ Aşkın büyüsü, ihtirasın ateşi, şiddetin gölgesi, entrikaların düğümü ve aile içi güç savaşlarının sahnesi... Aradığın her şey bu dizide!

Kalın sağlıcakla…

‘Ekran Kedisi’ne ulaşmak için:

EKRAN KEDİSİ Diğer Yazıları