Biri Hostesleri Kullanır, Diğeri Kızını Oynatır!.. Siz Ne Biçim Adamlarsınız?..

Medyaradar sosyal olaylar analisti Atilla Akar, toplumdaki bazı olaylardan hareketle derinleşen “Ahlak krizi”ni yorumladı…

Efendim; pilotlar ve hosteslerin üzerine anlatılan erotik hikâyeler, fıkralar, çizilen karikatürler her dönem popülerdi. Güler geçerdik. Ne var ki bu kez mahkeme kayıtlarına kadar giren anlatılanlara gülemiyorum. Tam tersine midem bulanıyor, cinsim adına bu tarz adamlardan utanıyorum. Nasıl midesiz adamlarmış bunlar? Birde utanmadan birlikte oldukları hostes kadınları afişe etmişler. Böylesi tipler her alanda o kadar çoğaldı ki. Bunlarla aynı havayı solumak bir işkence. Varlıkları oksijen israfı!..

Meziyetli Hostesler!..

Türk Hava Yolları'nda uzun süredir gizli kalan bir söylenti, boşanma davalarıyla gün yüzüne çıkacaktı. Hosteslerin mahrem görüntülerini birbirleriyle paylaşan pilotlar, “kolay elde edilecekler” listesi bile hazırlamıştı. Dosyadaki delillerde o kadar fazla “Yüz kızartıcı” ifadeler mevcuttu ki insan hayret etmekten geri kalamıyordu.

Tüm bunların yanı sıra pilotların birlikte oldukları hosteslerin listesini yaptığı ve bunu WhatsApp gruplarında paylaştığı da ortaya çıkmıştı. Dava dosyasına delil olarak giren yazışmaların tümü “Bel altı” kelimelerden oluşmaktaydı. Daha da ilginci konuştukları WhatsApp grubunun adını ise dalga geçercesine “Meziyetli hostesler” koymuşlardı. İlaveten bu hosteslerin görüntüleri çekilerek pilot arkadaşları arasında paylaşılmıştı.

Ne Diyeceğimi Şaşırdım!..

Yanlış anlaşılmasın. Benim buradaki kızgınlığım hosteslerle ilişki kurmalarına değil. Kendi bilecekleri iş. Alan razı veren razı. Benim tepkim bu kadınlara saygı göstermemelerine. Benim anlayışıma göre kadın isterse “Vesikalı hayat kadını” olsun. Onun bile bir şerefi, onuru vardır. Ve bu erkekten sorulur. Aralarında ne geçerse geçsin, ayrılsalar bile o artık “Emanet sır” gibidir. Oysa bunlar güle oynaya kuralı çiğniyorlar.

Şerefli bir adam her ne halt yerse yesin kadının durumunu korur. Ne yaşarlarsa yaşasınlar kadını zor durumlara düşürmek istemez. Saklar. Oysa bunlar tam tersine her şeyi ve herkesi paylaşıp, utanmadan birde “Ortak havuz” oluşturmuşlar anlaşılan. Resmen “Organize” çalışmışlar adeta. Kadınlar onlar için değiş tokuş yapılan bir “Mal” dan öteye anlam taşımamış anlaşılan. Tıynetlerini göstermişler. Halk dilinde yaptıklarının bir kelime karşılığı var ama hakarete girer diye buraya yazamıyorum. Varın siz anlayın artık!..

TikTok'ta Kızını Dans Ettirip Para İsteyen Baba!..

İkincisi, ki bana göre birincisinden bile vahim. Çünkü orta bir babanın kızını TikTok’ta dans ettirip para kazanma çabası var. Sonuçta aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın şikâyeti üzerine emniyet tarafından gözaltına alınmış. Kızı ise devlet korumasına girmiş.

Bilemiyorum, bu şahıs nasıl biri? Kızını dans ettirip para toplamayı nereden akıl etmiş? Hiç mi utanması yok? Ancak ne yaptığının, takipçilerin üzerinde ne gibi bir etkisi olduğunu bildiğinden “Ağzının suyu akıyor tik tok çakallarının. Ulaşamadığı ciğere mırnav diyor” demekte. (Burada gerçek “Çakal” kim oluyor acaba?) Tabii bunu izleyen, para atan kişilere de bence soruşturma açılmalı o başka!..

Ahlaki Kriz Derinleşiyor!..

Her toplumun marjında böylesi cüruf kişilikler vardır. Yani bir ölçüde normaldir. Ancak artık “İstiap haddi” ni doldurmuş görünüyor. Öyle ki bugün Türkiye’de birçok kriz türü var. Örneğin bir türlü aşılamayan ekonomik kriz ki diğer tüm krizleri belirliyor görünüyor. Fakat bunların içinde bir tanesi var ki tüm toplumu içten içe çürütüyor. Bu da Ahlaki / Manevi krizdir. Giderek yükselen bir çizgi izliyor.

Ahlaktan, maneviyattan sadece dini anlayanlar bunu anlayamaz. ( O bizim hayat içinde nerede ve nasıl duracağımız ile ilgili bir sorundur) Dolayısıyla çözümde üretemez. Camii vaazlarının ötesine geçemez. O yüzden 23 senedir Türkiye’yi yönetip de bu konuda toplumda dişe dokunur bir adım atamamaları hiç şaşırtıcı değil. (Putperest denilebilecek ya da ateizmin baskın olduğu toplumlar vardır. Ama ahlak, edep duyguları çok gelişmiş görünüyorlar.) Demek ki ahlakı olmayanların dini olsa ne olacak? Eğitime gelince nasıl bir insan tipi yetiştiriyoruz acaba? Okulları tümden kapatsak ne kaybederiz? Bu ülkenin diğer kültürel kurumları ne işe yarar? Ciddi bir “Proje” leri, önerileri var mıdır?

Bunlarda Bir Şey mi Kardeşim!..

Denilebilir ki “Bunlarda bir şey mi toplumda neler yaşanıyor, basına yansımayan ne olaylar var?” Doğrudur. Tahmin etmek güç değil. Yolunu şaşırmış bir toplum vakası ile karşı karşıyayız. Bu gibi olaylar birer “Çürüme fotoğrafı” dır ve toplumsal dokumuzun ne hale geldiğini ya da gelmekte olduğunu göstermektedir.

Bu çözülmeden bir önceki adımdır. Siyasiler ise bu konuda cahil derecede ne yapacaklarını bilemez durumdadırlar. Makamları bir işe yaramayan, boş beleş adamlar doldurmuştur. Aralarındaki abuk sabuk didişmelerden dolayı gerçek bir sorunla da ilgilenememektedirler!

Herhangi bir konuda işe yarar, yaraya merhem olabilecek bir fikirleri olduğunu da zannetmiyorum. Partisine bakılmaksızın herkesi şu veya bu ölçüde saran bir beceriksizlikten söz etmeye çalışıyorum. Cahil derecede bilgisiz, ufuksuz, bir perspektifi olmayan bir ortalamadan, vasat hegemonyadan da fazla bir şey beklenemez zaten. Lakin afra tafralarından geçilmez o başka!

Bunu çürümenin resmine bakarak anlıyoruz!..

21. 09. 2025

NOT 1: Bu arada Manifest konserinden sonra Mabel Matiz’in “Perperişan” isimli şarkı klibini de unutmayalım. Sanat kisvesi altında tümüyle LGBT bir temayı işleyen bu parça gerçekten çok adice geldi bana.

NOT 2: Aynı şekilde Cevizlibağ Kız Yurdu’nda öğrencilerin odalarına girip, eşyalarını karıştırıp yağmalayan, iç çamaşırlarına kalpler çizen ve odalara prezervatif bırakan kişileri de hatırlamak lâzım. Bunlar son haftanın birkaç olayı sadece!..

ATİLLA AKAR Diğer Yazıları