Behzat Ç. Küfür Külliyatı mı, Sanatsal Dil mi?
Öncelikle, bu yazının Türkiye'mizin hiç düşmeyen tansiyonundan ötürü biraz geciktiğini belirtmek isterim. Bu durum için anlayış göstereceğinizi ümit ediyorum.
Öncelikle, bu yazının Türkiye'mizin hiç düşmeyen tansiyonundan ötürü biraz geciktiğini belirtmek isterim. Bu durum için anlayış göstereceğinizi ümit ediyorum. Bir Angaralı olarak, iki çift lafın belini de kırdığım, değerli sanatçı Erdal Beşikçioğlu’nun başrolünde yer aldığı kült yapım “Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi” nin ilk bölümünü nihayet izleme fırsatı buldum. Dizi, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in suikastını cesur bir şekilde ele alıyor. Bu, oldukça yürekli bir tercih. O yüzden kocaman bir ALKIŞ! Diyorum. Ancak, bu ALKIŞ’ın altını çizerek bir şerh koymayı da ihmal etmek istemem dostlar... Şerhin açılımını ise ilerleyen satırlarda paylaşacağını belirterek devam ediyorum.
Yapım, neredeyse her sahnesinde hoyratça karşımıza çıkan küfür külliyatı ile başlayarak devam ediyor. Senarist Emrah Serbes, tüm seride olduğu gibi bu seride de dilimizin veciz sözlerini gözlerimizin içine sokmaktan geri durmamış. Evet, dizinin bu yeni serisinin de yaratıcısı yine Emrah Serbes…
Behzat Ç., her zaman toplumsal olaylara dokunan hikâyeleriyle bilindi. Yeni sezonda da bu geleneği sürdürüyor ve Ankara’nın politik atmosferini karanlık bir dille yansıtıyor. Ancak dizinin gerçek ile kurgu arasındaki çizgiyi belirsizleştirmesi, izleyicilerde kafa karışıklığı yaratıyor.
Sinan Ateş Cinayeti: Cesur Bir Seçim mi, Yoksa Reyting Kaygısı mı?
Yeni sezonunda Sinan Ateş’in öldürülmesi gibi hassas bir konunun ele alınması, dizinin cesur bir adım attığını gösteriyor. Ancak bu tür olayların sanatsal bir yapıda işlenmesi, hem etik açıdan hem de toplumsal etkiler bakımından dikkatli bir denge gerektirir. Dizinin bu dengeyi ne kadar koruduğunu ise diğer bölümleri izledikçe görebileceğiz.
Şimdi gelelim koyduğum o şerhe!
Bu hassas ve tartışmalı mevzunun seçimi, reyting uğruna bilinçli bir tercih mi yoksa tesadüfî bir yönelim mi, diye düşünmeden edemedim. Zira böylesine bıçak sırtı bir konuya eğilmek, hem cesaret ister hem de niyetin sorgulanmasını kaçınılmaz kılar.
Değerli okurlar, yazımın başında da değindiğim gibi, küfürlerin neredeyse her sahnede yer alması, beni ziyadesi ile rahatsız etti. Bu dil, Behzat Ç.’nin yıllardır koruduğu sert ve gerçekçi üslubun bir devamı olarak görülse de evde aile ortamında çoluk çocuk varken izliyor olmak insanı rahatsız ediyor!
Evet, küfür hayatın her köşesinde, gündelik dilin ve insan ilişkilerinin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu gerçeği sürekli önümüze sermek, onu normalleştirmekten ziyade, dilin derinliklerini ve zarafetini yitirmemize neden olabilir. Dil, insan ruhunun aynasıdır; onu kirlettiğimizde, aynada gördüğümüz yansıma da bulanıklaşır.
Kusura bakma amirim şey pardon değerli başkan…
Savcı Esra’nın Geri Dönüşü: Yılların Merakını Gideren Hamle
Dizinin en büyük sürprizlerinden biri, yıllar önce öldüğü düşünülen Savcı Esra’nın hikâyeye geri dönmesi oldu. Her ne kadar bu ilk bölümde kendisini göremesek de dizinin afişlerinden ve fragmanından döndüğünü biliyoruz. Hikayeye nasıl bir giriş yapacak merak ettim doğrusu.
Ancak bu tür dönüşler, hikâyenin inandırıcılığını zedeleme riski taşıyor ve dikkatle işlenmesi gerekiyor diye de bir not düşmek isterim.
Cesur Ama Tartışmalı Bir Sezon
Evet, Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi’nin yeni sezonu, cesur temaları ve sert diliyle dikkat çekiyor. Ancak küfür kullanımındaki aşırılık ve gerçek olaylarla olan benzerlikler, diziyi eleştirilere açık hale getiriyor. Sanatın topluma ayna tutma görevi elbette önemli; fakat bu aynanın ne kadar net ve etik olduğu da sorgulanmalı.
Dizinin başrollerinde Erdal Beşikçioğlu, İnanç Konukçu, Berkan Şal, Derin Beşikçioğlu, Kaan Sevi, Eray Eserol, Selen Öztürk, Gonca Yakut, Önder Selen, Güven Kıraç, Ege Aydan ve Ayça Eren yer alıyor…
Behzat Ç. dizisinde Memduh Başgan karakterine hayat veren Güven Kıraç, sahne sanatlarına adanmış 40 yıllık bir emeğin temsilcisi. Kıraç’ın bu uzun soluklu sanat yolculuğu, yalnızca alkışlarla değil, aynı zamanda derin bir takdir ve minnettarlıkla da karşılanmayı hak ediyor. ALKIŞ!
Diziye dair küçük notlar…
* Dizide, cinayetin Çukurambar'da gerçekleşmesi, maktulün akademisyen ve Ankara İl Emniyet Müdürünün yakın arkadaşı olması detayları dikkat çekici.
*BehzatÇ.’nin Gençlerbirliği sevgisi kaldığı yerden..
*Sinan Ateş’in Bursaspor sevgisi…
*Dizinin senaristi Emrah Serbes: Alkollü araç kullanımı sonrası meydana gelen trafik kazası sonucu aynı aileden üç kişinin ölümüne neden oldu. Serbes 13 yıl 4 ay hapis cezası aldı. 3 yıl 8 ay cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
"Küfür, dilin karanlık köşelerinde saklanan bir çığlıktır; ancak her çığlık, sessizliğin zarafetini bozar."
Kalın sağlıcakla…
‘Ekran Kedisi’ne ulaşmak için: