Ballı mevkiler herkese kısmet olmaz! İskender Pala’nın ne işi var Türk Telekom’da?
Medyaradar analisti Atilla Akar, Edebiyatçı – Yazar İskender Pala’nın Türk Telekom yönetim kuruluna atanmasını değerlendirdi…
Efendim; önce şunu belirteyim ki yanlış anlaşılmasın. İskender Pala Türk edebiyatının tanınmış isimlerinden biridir. Açık söylüyorum kitaplarını okumadım. Tanışma fırsatım da olmadı. Ama okurlarınca sevildiğini, eserlerinin belli bir kitlece beğenildiğini biliyorum. Ayrıca alanının en “Velud” (Üretken) yazarlarındandır. Dolayısıyla onun edebiyatçılığını yargılamak bana düşmez. Zaten ben onun bu vasfını yargılamıyorum. Ancak kimse kusura bakmasın, bu konu farklı ve bana pek bir garip geldi.
Eskiden “Arpalık” Kontenjanları Vardı!..
Bilemiyorum, benim böylesi ballı işlerle hiç şansım olmadı. Dört ayak üzerine ise hiç düşemedim. Daha doğrusu hayatım boyunca öyle ilişkiler kurmadım. Vaktiyle çok parasız, pulsuz kaldım. Kimse “Şu garibin elinden tutalım da birazda o kalkınsın” demedi. Hoş, bende kimseden böyle şeyler istemedim. Uzak durdum. Züğürtte kalsam aristokrat ruhumun onuruna dokundurmadım!..
Benimde az kitabım yok, yaklaşık 30 adetçik diyeyim. Ben daha ziyade sol çevrelerde bu noktada haybeye dolandım. Anca kuru ekmeğimi zar zor kazandım. O da sürekli değil. Çok kazık yediğim oldu ama. Orada belli bir çemberin içinde değilsen böyle şeylerden yararlanamazsın. (Ne yalan sağı bu konuda çok takdir ediyorum. İnsanına sahip çıkıyor. Kuru kuruya, aç karnına idealistlik pek olmuyor!) Onunda şartı aydın değil, “Nefer” olman gerekir. O yüzden ben “Almayayım, kalsın” en iyisi dedim hep. Eskiden bu gibi işler için herkesin “Arpalık” kontenjanları vardı!..
Telefonun Tellerine Şanslılar Konar!..
Pala’nın telekomünikasyon sistemi üzerine ne gibi bir bilgi ve deneyimi var bilmiyorum. Bir edebiyatçının bu konuda ne tür bir katkısı olabilir? Bizim bilmediğimiz bir “Formasyon” u mu var? İkisini bir araya getirmekte zorlanıyorum. Daha da önemlisi böylesi bir görev tevdi edilse bile “Düşündüğünüz için teşekkür ederim. Bu benim alanım değil. Daha uygun birini atayın” diye neden reddetmez? Çok mu ihtiyacı, vardı oradan gelecek paraya? Gerçi iddialara göre ayda 110. 000 lira akıl çelici bir para olarak fena da değil hani!..
Ancak bana göre burada daha da ters düşen bir şey var. O da İskender Pala’yı bu göreve layık görebilmeleri. AK Parti ve Külliye çevrelerinden birileri “Bu pek uygun düşmez, İskender Bey’e de ayıp bile olur” diyemedi mi? Kültürle, edebiyatla, sosyal alanla ilgili bir konu olsa eyvallah. (Zaten kendisi Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu başkanı idi galiba) Hatta uygun düşer. Kimse de itiraz edemezdi o zaman. “Yakışır” der geçilirdi…
Bu kez “Vasıfsızlık” değil, “Vasıflılık” Problem!..
Çok ilginç. Vefat eden Yiğit Bulut’un yerine yapılan atamada bu kez vasıfsızlık değil vasıflılık problem görünüyor. (Bu arada Yiğit Bulut telekomünikasyondan ne derece anlardı acaba?) Daha doğrusu Pala’nın vasfının atamasının yapıldığı alana uygun düşmemesi mesele yaratıyor. Bunun tek istisnası askerde “Muhabereci” olma ihtimalidir ki o bile durumu fazla kurtarmaz!
Malum, AK Parti iktidarı sürekli vasıfsızlığı, yetersizliği özendirerek adeta bir “vasıfsızlar iktidarı” yarattı ve bunu normalleştirdi. Bu devlete ve topluma pahalıya mal oldu, olmakta. Üstelik hemen her alanda, her düzeyde örnekleri olduğu söyleniyor. Tek kriter “Yandaşlık” olunca “Ehil insan” stoğumuz kalmadı gibi bir şey. Varsa da fırsat verilmedi, önü kesildi herhalde.
Aklıma -sonradan istifa etse de- güreşçi Hamza Yerlikaya’nın Vakıfbank Yönetim kuruluna atanması geldi. Ne işi vardı güreşçinin banka işleriyle? Hangi vasfıyla oradaydı? Yoksa faizleri kündeye mi getirecekti? Enteresan!..
Yazarların Yükselmesine Karşı Değilim!..
Öyle veya böyle, ne birilerinin hak ettiği ve uyduğu sürece bir yerlere atanmasına karşıyım ne de abartılı olmadığı sürece kazandığı paralara. Hele abuk sabuk popçuların, topçuların, sosyal medya fenomenlerinin milyonlarla oynadığı bir ortamda bu ülkenin entelektüel birikimini yansıtan yazarların -şekil A’da görüldüğü üzere- üç kuruşa talim etmesini istemem. Yeter ki vasfıyla konumu uygun düşsün. En güzel edep ve hak ediş bu olsa gerek!..
29. 07. 2025.
NOT: Sayın İskender Pala’nın bu konuda bir itirazı ya da açıklaması olur ise bu sütunlarda yer vermeye hazırım.