Münevver Karabulut olayı: Cem Garipoğlu'nun mezarındaki poşette insana ait olmayan kan bulundu

Türkiye'nin yakın tarihine kazınan en sarsıcı kadın cinayetlerinden biri olan Münevver Karabulut olayı, yıllar sonra yeniden gündeme oturdu. 2009 yılında vahşice öldürülen 17 yaşındaki Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu’nun mezarı, DNA incelemesi için 3 Ekim’de açılmıştı. Garipoğlu’na ait olduğu açıklanan kemikler üzerindeki incelemelerin ardından, mezardan çıkan poşetteki kan örnekleri hakkında çarpıcı bir rapor hazırlandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı, poşetin içinden alınan kanın insana ait olmadığını açıkladı. Bu bulgu, yıllardır süren “Cem Garipoğlu ölmedi mi?” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Türkiye'nin yakın tarihine damga vuran Münevver Karabulut cinayeti, yıllar geçmesine rağmen bitmeyen tartışmalarla yeniden gündemde. Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasının ardından yapılan incelemede poşetten çıkan kan örneğinin insana ait olmadığı tespit edildi; bu bulgu, Garipoğlu’nun cezaevindeki ölümü ve mezardaki bulgulara dair şüpheleri daha da güçlendirdi. Aile, DNA raporuna itiraz etmeye hazırlanırken kamuoyunda “Gerçek ne? Garipoğlu gerçekten öldü mü?” soruları yeniden alevlendi. Peki Münevver Karabulut olayı nedir, cinayet nasıl işlendi ve son inceleme ne anlama geliyor?

MÜNEVVER KARABULUT OLAYI NEDİR?

3 Mart 2009’da, İstanbul Bahçeşehir’deki aile villasına giden lise öğrencisi Münevver Karabulut, sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından evde öldürüldü. Cinayet sonrası Karabulut’un bedeni ve başı Etiler’deki çöp konteynerine bırakıldı. Türkiye’de büyük infial yaratan bu cinayet, yalnız vahşetiyle değil, “firar süreci”, “delil karartma iddiaları” ve “adalet mekanizmasındaki aksaklıklar” ile de hafızalara kazındı.

17 yaşındaki Karabulut’un öldürülmesi, Türkiye’de kadın cinayetlerine karşı büyük bir toplumsal hareketin doğmasına yol açtı. Cinayetin ardından başlayan 197 günlük firar sürecinde Garipoğlu ailesinin nüfuzu, kamu görevlilerinin hataları ve soruşturmadaki eksiklikler uzun süre tartışıldı.

MEZAR AÇILDI: CEM GARİPOĞLU DNA TESTİ SONUÇLARI

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, mezardan alınan kemiklerin DNA’sının:

• Cem Garipoğlu’nun babasıyla

• Cem Garipoğlu’nun annesiyle

• 2014’te otopsisi yapılan “intihar etmiş cesetle”

birebir uyduğunu açıkladı.

Ancak mezarda bulunan poşet ile ilgili inceleme devam etti. Sonuçlar ise kamuoyunda büyük şaşkınlık yarattı.

POŞETTEKİ KAN İNSAN KANI DEĞİL

AA’nın aktardığı bilgiye göre:

• Poşet UV ışık taramasından geçirildi,

• DNA izolasyonu yapıldı,

• Renk reaktif testleri uygulandı.

Kriminal Daire Başkanlığı, poşetteki kanın insan kanı olmadığını raporladı. Ayrıca kanın genetik analizlere cevap vermediği ifade edildi. Bu bulgu, “Çürüyen insan kanı tespit edilemez mi?”, “Poşet kim tarafından ve neden mezara kondu?”, “Bu kan neye ait?” gibi soruları beraberinde getirdi.

KARABULUT AİLESİ RAPORA İTİRAZ EDECEK

Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, yaptığı açıklamada “Avukatıma rapora itiraz edilmesini ve üniversitelerden yeniden inceleme yapılmasını talep ettim” dedi.

Aile ayrıca kemiklerde kemik yaşı tespiti yapılmasını istedi.

Avukat Rezan Epözdemir ise mezar açıldığında kefenin bulunmadığına dikkat çekerek, bunun “ciddi bir soru işareti” olduğunu vurgulamıştı.

UZMAN: “SONUÇ CEM GARİPOĞLU OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, Gazete Pencere’ye yaptığı açıklamada:

“Anne ve baba DNA’sıyla eşleşme net bir sonuçtur. Mezarın Cem Garipoğlu’na ait olduğu kesinleşti” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU: MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ

• 3 Mart 2009: Münevver Karabulut, Cem Garipoğlu tarafından öldürüldü.

• Bedeni parçalanarak çöp konteynerine bırakıldı.

• Olay Türkiye’de büyük bir toplumsal tepkiye yol açtı.

• Garipoğlu 197 gün kaçtı, sonra teslim oldu.

• 24 yıl hapis cezası aldı.

• 2014’te cezaevinde intihar ettiği açıklandı.

• Ancak “Çin’e kaçtı”, “Kaçırıldı”, “Mezardaki kişi o değil” iddiaları yıllarca sürdü.

Garipoğlu ailesinin nüfuzu, soruşturmada yaşanan skandallar ve kamuoyundaki güvensizlik, bu şüpheleri günümüze kadar taşıdı.

ŞÜPHELER BİTMEDİ

DNA eşleşmesine rağmen;

• Mezar açıldığında kefenin bulunmaması,

• Poşette insan dışı kan tespit edilmesi,

• Yıllardır süren kaçış ve delil karartma iddiaları,

Cem Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili tartışmaları tamamen sona erdirmedi.

Münevver Karabulut cinayeti, Türkiye’de kadın cinayetlerinin simgesi olmaya devam ediyor. Aile, mezarın yeniden incelenmesi için hukuki süreci sürdürüyor.