Beyaz Toros provokasyonu! Devlet içi kavga işareti mi?
Medyaradar analisti Atilla Akar, TBMM önünde yakılan Beyaz Toros olayından amaçlananın ne olabileceğini tartıştı…
Efendim; şu beyaz Toros olayı giderek ilginçleşiyor. 90 yılların simgesi Renaualt marka beyaz Toros simge olarak tekrar hayatımıza girdi. Bir dönem özellikle Güneydoğu’da cinayetlerde, adam kaçırmalarda, işkencelerde, fail-i meçhullerde, JİTEM ve gizli operasyonlarda kullanılan, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Raporu’na da giren simge şimdi gene popülerleşti. Gerçi beyaz Toros günümüzde gene hatırlanıyor ama anlaşılan artık bir yerlere mesaj vermek için!..
Akli Dengesi Bozukmuş. Külahıma Anlatın!..
Neyse, devam edelim… İşte aynı Beyaz Toros’u güncelleştiren ise TBMM önünde bir şahsın Beyaz Toros’u cayır cayır yakması oldu. (Neden Beyaz Toros’u yaktı? Elinde 17 adet eski model araba olduğu söylenen birinin başka model arabası mı yoktu? Demek ki amaç özellikle bu simgenin ajite edilmesiydi) Ancak zamanlama bakımından ne ilginç ki, bu yakma eyleminin tam da TBMM’de Meclis’teki “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” nun “Şehit aileleri” ni dinleyeceği esnada gerçekleşmesiydi.
Daha da absürt olan eylemi gerçekleştiren Mersin’de ikamet eden, hurda araç alım satımı ile uğraşan, daha öncede araba yakma eylemi olan Mehmet Emin Fidan İsimli şahsın “ÖTV indirimi yapılmadığı için” protesto amaçlı eylemini gerçekleştirdiğini söylemesiydi. (Soyadı ister istemez Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı hatırlatıyor ve acaba ona yönelik de ayrıca bir mesaj mı var, o yüzden mi seçildi diye sorduruyor insana) Dahası devletin güvenlik kaynaklarına göre bu kişinin psikolojisi bozuktu. (Zaten sonunda bu gibi olaylar hep “meczubun biri” ne havale edilir!) Üstelik şahsın muhtelif suçlardan 16 adet sabıkası olduğu belirtilmekteydi.
Hadi buyurun bakalım!.. Bunlara inananın aklından şaşarım. O zaman bu gibi iddialar bir şeyleri saklamak için ortaya atılmışlardır derim. Bu tipin sabıkalı kriminal biri olması durumu değiştirmez. Hatta daha tercih nedenidir. Bu gibi şahıslar devlet içi kimi birim, gruplarca stoklanır, istihdam edilir, korunur, kollanır, bazı hareketlerine göz yumulur ve günü geldiğinde içlerinde en uygun tipolojideki kişi seçilip, ifadesi ezberletildikten sonra planlanan eyleme gönderilir. Muhtemelen bu olayda da öyle olmuştur!.
Devlet İçi Ekipler Savaşı mı?..
Peki neler oluyordu? Bana kalırsa devlet içindeki (Belki de hükümet ve parti içinde de uzantıları olan) farklı ekiplerin, güç merkezlerinin “İç savaşı” denebilirdi buna. En az iki kanat çarpışıyordu. Üstelik daha da kızışacağa benzer. Bu bir savaş ilanının ilk “İşaret” fişeği gibiydi. Ama kim kimdi orada biraz muğlaklık olabilir şimdi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ise olayı “Süreci zehirlemek isteyenler” e bağlayacaktı.
Lakin hemen belirteyim şimdi vurgulayacaklarım benim öznel varsayımlarım ve sadece sorularımdır. İlla böyledir diyemem. Hele de bu çatışmada bir tarafı tutmak hiç söz konusu olamaz. Sadece yüksek sesli düşüncelerim ve aklıma gelenlerdir. Gerçeğin kendisi olamazlar. Yanlış olabilirler. O halde bu kayıtla “İhtimaller” ne olabilirdi? Muhakkak ki başka ihtimallerde eklenebilir veya çıkartılabilir. Şimdilik bunlara bakalım…
Beyaz Toros Provokasyonu!..
- Bu bir doğrudan meclise, siyasilere ve topluma yönelik “psikolojik” amaçlı bir eylem miydi? Zihinler açılım konusunda beyaz Toros üzerinden yeniden formatlanmak mı istendi? Bir “korku dönemi” mi hatırlatıldı?
- Açılım komisyonunun “Şehit aileleri” ve Gazi yakınları ile ilgili toplantısında yapılması manidardı. Belli ki buradan bir mesaj verilmek isteniyordu. Yoksa “Bu işi çözün beyaz Toroslar tekrar gelir” korkusu mu verilmek isteniyordu?
- Yahut “Bunları boş verin. Bu iş beyaz Toroslarla çözülür. PKK’lılara zaten laf anlatamazsınız” mı denilmek istendi acaba? Tekrar “eski politikalara dönelim, bu iş şiddetle çözülür. PKK’lıları şımartmayın” mı denildi?
- PKK / DEM’ e “Bu olayı istediğimiz gibi yürütmez iseniz tekrar savaşçı politikalara dönmek durumunda kalırız. Aklınızı başınıza alın” mı denilmeye çalışıldı?
- Böylelikle bir kanat diğer kanata “Bizi beyaz Torosvari eylemlere zorlamayın. Ortalığı yakar, yıkarız” mı demek istedi?
- Gene aynı minvalde korku, endişe yayma amaçlı bir “Hatırlatma” yapılmak suretiyle ama bu kez tersinden “Bakın. Beyaz Toros zihniyeti halen gündemde. Bu işi başaramazsak tekrar hortlayabilir” mi dendi? Böylelikle tersinden bir “psikolojik operasyon” mu yürütüldü? Beyaz Toros korkusu yayılarak açılıma destek mi beklendi?
- Açılıma direnen devlet içindeki “Ulusalcı” bir kliğin tasfiyesi için “bahane” mi üretildi? Öyle ki adamın Ergenekon dava sürecinde ismi gündeme gelen, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ile bağlantılı olduğu söylenen “Cinali grubu” ile bağlantısı olduğu bile iddia edildi. (Daha evvel bir şehit cenazesini provoke etme durumu söz konusu imiş) Yeni bir Ergenekonvari “Ulusalcı operasyonu” mu tasarlanıyor? Şekil olarak benzemese bile Ergenekon dalgasını tetikleyen öncesindeki “Danıştay Baskını” nı hatırladım nedense. Bu da akla geliyor doğrusu.
- Yoksa bir ulusalcı kliğin gözdağı eylemi miydi? “Bize rağmen açılım yapamazsınız” mı denilmek istendi?
- Arabayı yakan kişinin üzerinde Muhsin Yazıcıoğlu baskılı tişört olması olayın bir şekilde ülkücülere havale edilmek istendiğini mi akla getiriyordu? İlaveten AK Parti ile ortaklık yapan BBP’ye de bir gönderme miydi acaba?
- Bu gibi niyetlerle komisyon ve üyeleri şu veya bu yönde baskı altına alınmak, etkilenmek mi istendi? Bilhassa Annelerin gündemde olduğu oturumda ayrıca “duygusal baskı” mı işletilmek istendi?
- Şehit aileleri gibi hassas bir konuda “Bakın savaş sürerse gene evlatlar ölür” mü denilmek istendi? Yahut “Evlatlarınızın intikamını yalnızca beyaz Toroslar alır “ mı dendi? Diğer annelere ise “Gerilla diye tutturursanız sonunda bununla karşılaşırsınız” mı denilmek istendi?
- Emniyet bürokrasisinin erken kanaat belirtmesi de ister istemez emniyeti de bu tartışmanın içine çekti. Bu niye yapıldı bilmiyorum ama “Üstümü örtülüyor” kuşkularını doğurduğu için sakıncalıydı. Ayrıca emniyet de zor duruma düşürülmek istendi? Emniyete de bir mesaj mıydı? Yanan arabanın emniyete de çok yakın olduğu söyleniyor.
Öyle veya böyle, beyaz Toros simgesinin tekrar devreye sokulması kendi başına manidardır. Üzerinde düşünülmelidir. Devlet içinde bazı kanatların “Açılım” konusunda birbiriyle sürtüşüp, birbirine gard almakta olduğunu gösterir. Bu konu şu anda komisyon olayında somutlanmaktadır. “Beyaz Toros” şimdilik sadece psikolojik bir simgedir. Gelişmelere bağlı olarak yakın vadede daha sertleşebilir. Bir seçeneğe işaret etmektedir.
Bakalım beyaz Toros’un frenleri mi patlayacak yoksa gene garaja mı çekilecek? Göreceğiz!..
- 08. 2025