Ümit Besen reklam uğruna ‘Nikah Masası'nı ‘yemek masasına’ çevirdi

Sadece kalbi kırıkların rakı masasında, dertli gecelerde demlik demlik çayların tellendiği sigara dumanında değil, bu memleketin ‘yeni evli çiftleri dansa bekliyoruz’larında milli marş olmuş bir şarkıdır Nikah Masası… Şu ülkenin yarısının tüm sözlerini bilmese dahi müziğini ıslıkla çalabildiği bir şarkıdır Nikah Masası…

Ah be Ümit abi sen bu şarkıyı… 'Nikah Masası'nı yemek masasına çevirmeyecektin be Ümit abi.

Şimdi o dertli gecelerin hatıralarına, yeni evli çiftlerin limonata-pastalı geçmişlerine balyozu indirdin be abi… Sen bu memleketin geçmişindeki o hüzünlü bile olsa temiz hatıralarının alnının ortasına üç kuruşluk reklam için (kaç para aldın be abi, biz vereydik de…) balyozu küüüüt diye indirdin be abi… Hadi bu olsa ‘ucuz yırttık’ bile diyebiliriz. Ama en ağırı ne biliyor musun be abi, gelecek nesilleri hiç düşünmedin. Şimdi hangi şarkı ‘nikah masası’ kadar giden sevgilinin ardından söylenecek? Bir memleketin geleceğine de reklam balyozunu koyuverdin şakkadanak be abi.

Bizimki sana sitem. Nasıl etmeyelim ki? Masaya ihanet bu Ümit abi. Sıradan olmayan hani desem ki abime ‘İstiklal Marşı’ndan sonra en çok bilinen’ yalan değil hani.

Masaya ihanet ettin. “Bu ihanetin bedelini n’ağır ödeyeceksin” repliğini yerleştirelim buraya senin oynadığın o filmdeki gibi.

Reklamcılar kurnazdır Ümit abi. Reklamcılar oltanın ucuna yemi takmayı iyi bilirler. Ama sen o oltaya gelmeyecektin be abi.

Kırkı ister biri alır, ata biner ya nasip dersin tamam… Reklamcının anlaşma masasına oturduğunda ‘at artık imzayı at bir an önce’ bakarken senin gözlerine “Nayır olamaz” diye kalkmalıydın be abi… Yoksa etrafına mı bakındın da biri çıkacak “Nayııır bu nikah kıyılamaz” diye seslenmesini mi bekledin, o kadar mı çaresizdin be abi. İnan bak bize haber vereydin, o kalbi kırık milleti toplar basardık o ‘nikahı’ alır götürürdük seni ordan. Haber bile vermedin be abi… İhanetini kırmızı mendili yakana takarak ilettin bize.

Tüm bu ‘duygusala bağlamadan’ sonra soğuk bir seslenişle konuyu bağlayalım: Topluma mal olmuş şarkılar diyoruz ya adı üstünde ‘topluma-kamuya mal olmuş’… Reklamcısını, ürün sahibini sevindirir ama sanatçısı için risklidir.

Şimdi kapatırken ekranı, Pamela'yla söylemiştin ya hani “Seni unutmaya ömrüm yeter mi”yi şuraya bırakayım. Bizden sana gelsin...

Haaa abi haberin olsun piyasaya yeni giren bir ‘makas firması’ seni arıyormuş. Nikah Masası için… Eh 'Nikah Masası'nı yemek masasına gönül rahatlığıyla çevirdiğine göre, ‘Nikah Makası’nı da yapar söylersin kırmızı mendilinle…