Bunu aklına getirene şaşarım! Bahçeli’ye “darbe”ye kim teşebbüs edebilir?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, “Devlet Bahçeli’ye yönelik darbe” iddiasının neden mümkün olamayacağını maddeler halinde izah etti…

Efendim; şu “Darbe” lafı artık joker bir kelime haline geldi. Kim, nasıl işine gelirse öyle, olur olmadık her yerde kullanıveriyor. Eskiden kolaydı. Darbe deyince sadece askeri darbeleri anlardık. Böyle anlamakta da haklıydık. Askeri darbe geçmişi -ne yazık ki- hayli kabarık bir ülkede yaşıyorduk çünkü.

Bugün ise kim kime fiske vursa, ayağını kaydırsa, gard alsa, vb bile hemen bu kelimeye sarılıveriyoruz. Maalesef kavramların cılkı çıkartıldı son zamanlarda!..

Şamil Tayyar’ın Sözleri ve Bahçeli’nin Tepkisi!..

Neyse, aslında her şey eski AK Partili milletvekili Şamil Tayyar’ın bu konudaki sözleriyle başlamıştı. Aslında Şamil Tayyar’ın Öcalan’a ait olduğu söylenen sözlerden çıkardığı yorumdu bu: “Son görüşmede süreç başarılı olmazsa, hani DEM Partili Gülistan Koçyiğit anlatıyor ya, ‘darbe mekaniği işler’ diye… Orada biraz daha açıyor konuyu Devlet Bey’e önemli cümleler kullanıyor. Onun girişimini çok önemsiyor. Eğer süreç başarılı olmazsa MHP içinde Devlet Bey’e darbe yapılacağını söylüyor.”

Nitekim MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’de söz konusu yaklaşıma tepki gösterecekti: "MHP içinden şahsıma darbe yapılacakmış. Demokrasi sevdalısı Milliyetçi-Ülkücü Hareket’ten nasıl darbeci çıkacak, işin doğrusu gülümseyerek düşündüm. İftira ve isnatlar bizi yolumuzdan döndüremez. Bunların hepsi fasa fiso"

Koçyiğit Tekzip Ediyor!..

Aslında tartışmanın kökeninde DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit’in Apo’dan naklen söylediği sözler vardı. Buna göre uyarı aslında Abdullah Öcalan’dan gelmekteydi. Sözlerin aslının “sürecin başarılı olmaması halinde darbe mekaniğinin devreye gireceği” şeklindeydi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit’in önce Öcalan’ın bu anlamda sözler etmediğini, manipüle edildiğini belirtecek ve yaptığı açıklamada ise şunları vurgulayacaktı: "Bu bir manipülasyon ve yapan kişiyi de herkes tanıyor. Şamil Tayyar’ın söylediği gibi bir şey değil. Sayın Bahçeli ilk günden beri ciddi bir biçimde risk alarak bu sürecin ilerlemesi için sorumluluk üstlenen olması gerekeni de çok açık ve net bir şekilde ifade eden bir yerde duruyor. Bir odak var. Bu odak çoklu bir şekilde çözüm karşıtı hattın güçlenmesini istiyor ve herkesi de buraya çekmeye çalışıyor.”

Ada Seferi Sonrası Tekrarlanan İzah!..

Ardından Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol adaya gidecekler ve sonrasında DEM Parti adına şu düzeltme gibi açıklama yazılı olarak yapılacaktı: “Sayın Öcalan, yakın zamanda yoğunlaşan süreç karşıtı söylem ve çıkışlar hakkında, geçmiş çözüm girişimlerine karşı geliştirilen sabotaj girişimlerini anımsattı. Bu süreçlerin tümünde karşılaşılan bir durum, bir habitus olarak darbe mekaniğine dikkat çekti. Bunun klasik bir darbe çalışması olarak değil, süreci ilerletmeye yönelik her adıma karşı bir hamle yapmak suretiyle kırılgan ve tehlikeli bir ortam yaratma çabası şeklinde anlaşılması gerektiğini vurguladı. Günümüzde norm-dışı güçlerin taşıyıcılığını bu çevreler yapmaktadır”

Bu “Darbe mekaniği”, “Norm dışı güçler”, “Habitus” gibi janjanlı tabirlerle tam olarak ne kastedildiğini bilmiyorum. Lakin bence daha da “Kafa karıştırıcı” oldukları kesin. Belki de öyle isteniyordur!..

Bahçeli’ye Böylesi Bir Darbe Mümkün mü?..

Tabii bu olayda kastedilen MHP’de bir yönetim ve lider değişikliği herhalde. Yoksa birilerinin Bahçeli’nin kolundan tutup, silah zoruyla “İn bakalım o koltuktan aşağı” diyecekleri zoraki bir durumu anlamıyoruz. Her neyse, kendimi şartlamadan, beynimi özgür ve gerçekçi frekansta bıraktığımda -yanılabilirim o başka- şunları gördüğümü zannediyorum. Gelelim fasulyenin faydalarına…

  1. Bugünkü koşullarda Bahçeli’ye yönelik şu veya bu biçimde belirtildiği şekilde bir darbe bana göre mümkün görünmemektedir. Zaten tam olarak ne kastedildiği de tam anlaşılamamıştır. Bu şartlarda hangi niyet ve içerikte olursa olsun böylesi bir darbeden söz etmek hayaldir.
  2. Muhtemelen bu iddia Öcalan’ın kimi kaygılarının ve hesaplarının yansıması şeklinde oluşmuştur. Belki de böyle düşünülmesini o istemiştir. Ajite edici, yönlendirmeci bir “Etki” yaratmayı ummuş olabilir.
  3. Belirtildiği şekliyle MHP içinden bir yönetim darbesi söz konusu değildir. Kaldı ki MHP içinde bu tarz bir “Muhalefet” zaten yoktur.
  4. Bunu isteyebilecek odaklar olabilir. Belki birileri bunu arzulayabilir. Ancak fiiliyata dökebileceklerini zannetmiyorum. Avuçlarını yalarlar.
  5. Fakat bana göre en önemlisi -söyleye söyleye dilimde tüy bitti- söz konusu açılım projesi Bahçeli’nin kendi projesi değildir. Projeyi Bahçeli yapmadığı gibi vazgeçecek olan da Bahçeli olamaz.
  6. Bahçeli sadece projenin kamuya açık yüzü, sözcüsü konumundadır. Projenin müellifi ve arkasındaki güç benim “Derin Dizayncılar” dediğim yapıdır. Derin dizayncı mantığı ve işleyişi anlamayanlar halen olayı Bahçeli’nin kişisel girişimi zannedebilir.
  7. Onlar istemediği, karar ve strateji değiştirmediği sürece Bahçeli gitmez. Bahçeli’yi o koltuğa oturtanda yerine geçeceği saptayacak olanda onlardır.
  8. Bu da -şayet bir gün olursa- darbe şeklinde değil misal bir senaryo olarak atıyorum üslubunca, onurunu zedelemeden (Örneğin sağlık gerekçeli gibi) çekilmesi şeklinde olabilir. Şimdilik bunu gerektirecek bir durum gözükmemektedir.
  9. Kaldı ki, MHP’de Bahçeli’nin alternatifi hazırlanmadan bir “Lider değişimi” söz konusu dahi olamaz. Şimdilik ortada Bahçeli ayarında ve onun misyonunu sürdürebilecek, doldurabilecek kapasite ve imajda -en azından bilinen- bir isim gözükmemektedir. Muhtemelen bu yapı şimdiden –Bahçeli’nin yaşı ve sağlık sorunları dikkate alınırsa- “Bahçeli sonrası senaryolar” kurmuş ve bazı isimler üzerinde durmuştur. Ancak bugün ne yeri ne de zamanıdır. Bu boşluk şu an doldurulamaz görünmektedir. O isim hazırlanmadan -Bahçeli’nin vefatı dışında- böyle bir durumla karşılaşılmaz.
  10. Öyle ki Bahçeli’nin bir nedenle başarısız olunması durumunda -biraz bocalasalar dahi- söz konusu derin oluşumun projeden vazgeçeceğini zannetmiyorum. Projenin varlığı veya yokluğu –etkilese bile- Bahçeli’nin varlığı ya da yokluğuna bağlı değildir.
  11. Bahçeli’ye “Darbe” yapacak tek yapı bu yapı olabilir. Onu da istemeyeceklerine göre darbe marbe hikâyedir.
  12. Bir ihtimal olarak nedense pek akla getirilmek istenmiyor ama eğer süreç bir nedenle akamete uğrar ise lider değişimi “Normal” hale gelir. Buna da “Darbe” denilemez herhalde….

Hakikaten bu tartışmayı şu an için çok saçma bulduğumu belirtmeliyim…

4. 12. 2024

ATİLLA AKAR Diğer Yazıları