Avrupalı gazeteci örgütleri nerede?

Avrupalı siyasetçiler kendi meslektaşları için harekete geçmeyi geç de olsa akıl etti…

Avrupa Parlamentosu Üyesi Dario Nardella, önümüzdeki hafta Avrupalı belediye başkanlarıyla birlikte İstanbul’a geleceklerini duyurdu.

Nardella, “Avrupalı belediye başkanları, haksız yere tutuklanan belediye başkanlarının serbest bırakılmasını talep edecek. AB bu duruma göz yumamaz” ifadelerini kullandı…
İyi, güzel de…

Ya içerideki gazeteciler?

Bu ülkede onlarca gazeteci hala cezaevinde çürüyor.

Onun on-on beş katı kadar gazeteci ceza davası kıskacında…

Çok daha fazlası hakkında ise asla ödeyemeyecekleri tazminat davaları açıldı.

Suçları ne?

İktidarın ya da Cumhurbaşkanı’nın canını sıkacak haber yazmak veya yorum yapmak…

Birçok gazeteci, haklarında tek bir somut kanıt olmamasına karşın “terörist” damgasıyla yaftalandı ve cezaevlerinde unutuldu.

UMURLARINDA DEĞİL!

Avrupalı siyasetçiler kendi meslektaşları için harekete geçmeyi geç de olsa akıl etti…

Peki; ya anlı şanlı Avrupalı gazeteciler, sözde özgür ve bağımsız medya kuruluşları, bir araya geldiklerinde dünyayı titreten gazeteci örgütleri…

Onlar neden Türkiye’de tutuklanan, ev hapsine çarptırılan ya da haklarındaki davalar süren yüzlerce meslektaşlarına sahip çıkmıyor?

NEREDE KALDI İNSAN HAKLARI?

Siyasetçiye gelince kıyamet kopuyor…

Belediye başkanlarına dokunulunca Avrupa’dan heyetler yola çıkıyor…

Ama gazeteci hapse atılınca kimseden çıt çıkmıyor!

Hadi muhabirleri, tanınmayan editörleri geçtik; Fatih Altaylı gibi anlı şanlı gazeteciler için bile kimse kılını kıpırdatmıyor!

Bu mudur Avrupa’nın demokrasi anlayışı?

Bu mudur meşhur insan hakları duyarlılıkları?

SINIFTA KALDILAR

Kusura bakmayın Avrupalı meslektaşlar…

Sınıfta kaldınız!

Çünkü yaptığınız şey düpedüz ikiyüzlülük.

Türkiye’de görev yapan Türk gazeteciler olarak bizim başımıza gelenlerin onda biri sizin ülkelerinizde olsa tüm dünyayı ayağa kaldırırsınız…

Bize gelince umursamıyorsunuz…

Unutmadık; Türk kökenli bir gazeteci olan ama Alman medyası adına çalışan Deniz Yücel’i Türkiye’deki cezaevinden çıkartana kadar göbeğiniz çatladı. Başbakanınız bile devreye girdi ama, Türkiye’de sırf mesleğimizi yaptığımız için bize yönelen yargısal tacizi ve hatta şiddeti görmüyor, gündeme bile getirmiyorsunuz.

Yoksa sizin özgürlük ve demokrasi anlayışınız sadece kendi topraklarınız ve vatandaşlarınız için mi geçerli?

GENELEV PİYANOCULARI!

Buradan açıkça çağrıda bulunuyorum:

Bu zor günlerimizde yanımızda olmadığınızı…

Tek bir duruşmayı izlemek için bile Türkiye’ye gelmediğinizi…

Ailelerimizle ve meslektaşlarımızla dayanışma göstermediğinizi…

Asla unutmayacağız…

Sadece gazeteci örgütlerine değil sözüm; aynı zamanda Avrupalı aydınlara, sözüm ona özgürlük savunucularına, siyasetçilere ve sivil toplum örgütü yöneticilerine:

Türkiye’deki gazeteciler için tek kelime etmeyenlerin, İmamoğlu’nun ya da başka bir belediye başkanının arkasında durması bana hiç de inandırıcı gelmiyor.

Halkın doğru ve güvenilir haber alma hakkı için mücadele eden, gerektiğinde özgürlüklerinden vazgeçen bu insanların yanında olmazsanız…

İktidar sahipleri ve yandaş yargı üzerinde baskı kurmazsanız…

En azından demokrat olduğunuzu söylemeyin…

Biz sizin genelevde piyano çaldığınızı düşünelim.

Çünkü şu andaki haliniz, duyarsızlılığınız ancak böyle bir izlenim yaratıyor.

VAROL ERSOY Diğer Yazıları