Ağızdaki baklayı çıkartın artık! Niye karnından konuşuyorsun Sırrı Sakık?

Medyaradar yazarı Atilla Akar, DEM’li Sırrı Sakık’ın Atatürk’ü ima eden sözlerini ele aldı…

Efendim; son günlerde özellikle TBMM çatısı altında karşılıklı kışkırtıcı beyanlar vermek, saldırgan üsluplar kullanmak normal davranışlar haline geldi. Bilhassa da DEM’liler bazı şeyleri alışkanlık haline getirdiler. Onlar orayı her akıllarına eseni söyleyebilecekleri bir forum yeri zannediyorlar galiba.

Gerekli, gereksiz her topa giriyorlar, ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor çoğu kez. Hiçbir olgunlukları yok. Her şeye atar yapan, sivilceli ergen çocuklar gibiler. Düzelecekleri de yok görünüyorlar. Etnikçi bakışları onları sanki “Kör” etmiş. Agresif tavırları adeta “Huy” edindiler!..

Hatırlatmaya gerek var mı bilmem. Örneğin daha yeni DEM’li Gülistan Kılıç Koçyiğit’in TBMM Grubu toplantısında şehitler için “Gencecik cesetler” demesi, “Kürdistan” ibaresi kullanması, “Biji Serok Apo” sloganları atılması, Pervin Buldan’ın gazetecileri hedef göstermesi bu minvalde davranışlardı. Daha eskilere ise hiç gitmiyorum!..

Ağzındaki Baklayı Çıkar Artık Sırrı Sakık!..

İşte tam bu esnada birde baktık İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu partisinin grup toplantısında "Siz bu milletin başına bela olan terör örgütünün siyasi uzantısısınız. En az onlar kadar da alçaksınız. Böylesine arsız, böylesine yüzsüzsünüz" diyecekti. Belki bu sözlerin DEM’lilere cevap hakkı doğurması bir ölçüde normal karşılanabilirdi. (Aslında bunun öncesinde Meclis'te İYİ Parti'li Turan Çömez'in Pervin Buldan’a yönelik “Alçak teröristin ulaklığını yapma” polemiği vardı.) Fakat olay buraları aştı.

Ancak Dervişoğlu'nun sözlerini cevaplayan Sırrı Sakık ima yoluyla olayı bambaşka yerlere çekecekti: "Son günlerde Meclis'te son süreçle ilgili 'hain, alçak' kelimeleri havada uçuşuyor. Asıl alçaklık nedir biliyor musunuz? Asıl alçaklık ülkeyi birlikte kurduktan sonra dönüp Kürt'ü yok sayanlar alçaktır. Bir halkın dilini yasaklayanlar alçaktır, bir halkın haklarını gasp edenler alçaktır"

Dolaylı Yoldan Atatürk Dönemi Hedefleniyor!..

Burada önemli cümle “Asıl alçaklık ülkeyi birlikte kurduktan sonra dönüp Kürt'ü yok sayanlar alçaktır.” cümlesiydi ve belli ki dolaylı olarak Atatürk dönemi ve hatta bizzat Atatürk’ün kendisi hedefleniyordu. Ancak direkt Atatürk’ün adı geçmediği için “Nasıl olsa yerler” sandı herhalde. İlaveten varsayalım ki, hakikaten bu amaçla söylemeseniz bile önemli olan “Algı” dır. Türkiye’nin kurucu kadrolarına saygı besleyen milyonlarda infial yaratırsınız. Yılların siyasetçisi olarak bilmeniz gerekir. Şimdi “Ben onu kastetmedim” diye kolayca yan çizemezsiniz!

Onların o döneme ilişkin fikirlerini bilmesek inanacağız. Hemen hepsi “Atatürk’ün Kürtleri kandırdığını, sözünde durmadığını” ağızlarına sakız ettiler yıllardır. Anlarım. Entelektüel içerikte bir tarihi tartışma keşke olabilse. Doğru veya yanlış bir tez olarak öne sürülebilirdi. (Misal şu “Birlikte kurduk” lafzı ne kadar doğru idi acaba? O zaman en kritik anlarda “Kürt isyanları” neden oldu?) Ancak siz haddinizi fersah fersah aşmışsınız. Bari biraz cesur davranıp adını da açıkça söyleseydiniz. Burada niyet farklı…

Ağızlara Fren Tertibatı Lâzım!..

Misal x hesabınızda “Güncel tartışmalar ve hakaretler üzerine yaptığım konuşmanın adresi ve eşgali nettir. Sağa sola çekerek hamaset devşiremezsiniz” demiş. Doğrudur. Cümlenin ilk girişi Müsavat Dervişoğlu’na cevap gibi görünüyor.

Ya sonrası? Tam bir facia. Bu bölümün Dervişoğlu ile ne alakası var? Anlaşılan ağzınıza fren koyamamışsınız, bilinçaltının kanalizasyonları patlak vermiş. Lakin bu gibi söylemler ilk defa olmuyordu galiba. Odatv listesini tutmuş. “Alçaksınız, it sürüleri, ırkçısınız, o. çocukları…” gibi sözler bir vakitler havada uçuşmuş.

Dervişoğlu’da Yanlış Yapmış!..

Ha bu arada İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun hissiyatını anlamakla beraber doğru bulmadığımı belirtmeliyim. Siyaseten doğru bulabilirler ama bence bunlar “Ucuz ajitasyon” ve hiç gereği yok. Daha münasip bir cevap verilebilirdi ama belli ki istenmemiş. Böylelikle tepki oylarına seslenilmiş herhalde. Ya da belki de DEM’lilerin damarına basmak ve böylesi bir tartışmanın içine çekmek amaçlanmış olabilir. Hoş, onlar zaten dünden hazır!..

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise adeta level atlamış ve işi fiiliyata dökmeye karar vermiş. Özdağ’da Sakık'ın konuşmasını x hesabından paylaşarak, şu ifadeleri kullanmıştı: “Allah bilir eğer o genel kurul salonunda olsaydım Atatürk'e, İstiklal Harbimize, Türkiye Cumhuriyetine hakaret edeni döverdim.” Ne var ki Özdağ Dervişoğlu gibi TBMM çatısı altında konuşmuyor. Kendi bireysel x hesabından ayrıca tepki olarak vermiş. Hem ona Süleyman Soylu’yu düello’ya davet etmesinden alışığız zaten. Ne diyeyim? Bu gidişle TBMM’ne bir boks ringi kurmak gerekecek sanırım!..

Ayrıca Sakık’ın ona verdiği “Ben Şafiyim. Abdestim bozulur” lafı neydi öyle? Ne kadar ayıp bir cevaptı? Şafi inancına göre “Köpek” demeye getirmiş aklınca. Birde utanmadan gülme emojisi koymuş. Seviyesini göstermiş. Çok çirkin!

Ahmet Hakan’a da Bir çift Lafım Olacak!..

Ahmet Hakan’ı en sona sakladım. Aslında yazısında prensip olarak doğru söylemiş. Dervişoğlu ve Sakık’a kendince ayar atmaya kalkmış. Teknik olarak haklı. Gerçekten şu an herkese hakim ve kullanılan dil “Barışın dili” değil “Savaşın dili” olarak gözüküyor. Daha çok “Lümpence” sınıfından bir üslup.

Peki sorun nerede o zaman? Sorun şuradaki her ikisini de eşitlemiş, aynı terazinin kefesine koymuş. Dervişoğlu (Hoş olmasa bile) sonuçta bir kişiye en fazla siyasi rakiplerine bunları söylüyor. Oysa Sırrı Sakık, ortaya söyler gibi yapıp istiklal harbimizin manevi anlamına, Atatürk’e ve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne laf etmiş oluyor. İkisi eşit ağırlıkta değil. Ya da Özgül ağırlıkları farklı. Ahmet Hakan bu ikisini eşit göstererek durumu basitleştiriyor. Aradaki fark silikleşiyor.

Niye Böyleler?

Evet, daha öncede söyledim; çünkü kendilerini oraya ait hissetmiyorlar. Çünkü kendilerini özenle ayırıyorlar. Bu tavır her davranışlarına sinmiş durumda. TBMM’yi hatta bu ülkeyi gelip geçici, kazara oldukları, ilk fırsatta arkalarında bırakacakları bir yük olarak görüyorlar. Ait hissetmiyorlar. “Yabancı” gibi görüyorlar. Böyle bir zihniyetle ne kadar yol alınabilir? Süper açılım yapsanız kaç yazar? Bu gibilerle nerede uzlaşacaksınız? Harbiden söyleyin…

Sırrı Sakık ve onun gibiler şimdilik sadece karınlarından konuşuyorlar. Buldukları ilk boşlukta açıktan konuşacaklardır. Bence fena da olmaz. Hiç değilse içimizde kim kimdir bilelim!..

17. 10. 2025

NOT 1: Bu alçak tartışması hızla yanlış bir yöne doğru gidiyor. O yüzden siyasilerin ortamı daha da geren ifade ve tavırlardan kaçınmalarını tavsiye ederim. Herkesi ölçülü olmaya davet ederim…

NOT 2: Sahi CHP’nin ilk anda böylesi bir ifadeye elle tutulur, somut bir tepki vermemesi neden acaba? İşlerine geldiğinde “bu koltuk Atatürk’ün koltuğu” edebiyatı yaparlar ama!..