TBMM'de kritik karar... İsrail'i kınayan tezkere Meclis'ten geçti!
TBMM Genel Kurulu’nda, İsrail’in Suriye’de düzenlediği saldırılara karşı hazırlanan Meclis Başkanlığı tezkeresi oylanarak kabul edildi. Tezkerede saldırılar sert ifadelerle kınandı.
TBMM'de kabul edilen tezkerede şu ifadeler yer aldı:
‘Uluslararası toplumun anlaşılmaz sessizliği pervasız saldırganlığına cesaret vermektedir’
* İsrail’in hukuk tanımazlığı bugün yüzünü bir kez daha Suriye’de göstermiştir. Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden soykırım, Lübnan ve İran’a yapılan saldırıların ardından bugün de Suriye’nin başkenti Şam’ın hedef alınması, İsrail yönetiminin bölgesel barışı topyekün tehdit eden bir çatışma stratejisi yürüttüğünü açıkça ortaya koymaktadır.
* Uluslararası toplumun müşterek taahhüdü olan Birleşmiş Milletler Şartı’nı ve uluslararası hukukun kural ve prensiplerini ayaklar altına alan İsrail, bir taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünü açıkça ihlal etmekte, diğer taraftan Filistin halkına karşı sürdürdüğü soykırımı dikkatlerden uzaklaştırmaya yönelik yeni bir saldırganlığa girişmektedir.
* İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar, Suriye’yi ve bölgeyi istikrarsızlaştırma amacı taşımaktadır. Bu noktada uluslararası toplumun anlaşılmaz sessizliği ve etkisizliği İsrail’in bu hukuk tanımaz ve pervasız saldırganlığına cesaret vermektedir. Bu saldırılara karşı tüm insanlıkça güçlü bir tepki verilmediği sürece hem bölgemizde hem de dünyada barış, güvenlik ve istikrar ortamının zarar görmeye devam edeceği aşikârdır.
‘SURİYE HALKININ YANINDA OLDUĞUMUZU YİNELİYORUZ’
* Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak; İsrail’in başta başkent Şam olmak üzere Suriye’ye yönelik alçak saldırılarını en sert şekilde kınıyoruz. Uzun yıllar boyunca büyük acılar çekmiş Suriye halkının yanında olduğumuzu yineliyoruz.
* Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğimizi, dost ve kardeş Suriye halkının istikrar temelinde tüm engellemelere karşı yanında olduğumuzu en güçlü şekilde vurguluyoruz. Suriye’deki barış ve istikrarın bölge barışı ve istikrarına da hizmet edeceğini, tersine gelişmelerinse sadece, varlığını kan ve çatışma üstüne kuran Netanyahu ve ekibine çıkar sağlayacağını ifade ediyoruz.
* Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bölgemizdeki huzur, istikrar, güven ve barış ortamı için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğimizi ilan ediyoruz. İsrail’in bölgesel krizi derinleştiren ve dünya barışını tehdit eden saldırganlığına karşı uluslararası toplumu sesini yükseltmeye; etkili, tutarlı ve kararlı önlemler almaya bir kez daha davet ediyoruz.
NE OLMUŞTU?
Reuters‘ın görgü tanıklarından aktardığına göre Bedevi aşiretlerle, Dürzi grupların çatışmaları 13 Temmuz’da Süveyda’da bir dizi insanın kaçırılmasıyla başladı. AA’nın aktardığı yerel kaynaklarsa sürecin iki tarafın birbirine ait araçlara el koymasıyla tetiklendiğini öne sürüyor.
‘Suriye ordusu’ da ‘gerginliği durdurmak’ iddiasıyla çatışmalara dahil olmuştu.
Geçici hükümetin savunma bakanlığı dün Süveyda’da kanaat önderleriyle ateşkese varıldığını duyurmuştu. Ateşkese rağmen ‘Suriye ordusu’ ile Dürzi gruplar arasında çatışma devam etti.
Çatışmaların dördüncü gününde daha önce Dürzilere karşı herhangi bir tehdide müsamaha göstermeyeceklerini bildiren İsrail, saldırıları gerekçe göstererek bugün Suriye’yi vurdu.
İsrail bugün hem Şam’daki cumhurbaşkanlığı yerleşkesine, hem de genelkurmay başkanlığı binasına saldırılar düzenledi. Saldırılarda bir kişi öldü, en az 28 kişi yaralandı.