Sıra, bahisçi futbol yorumcularında...

Borsada oynayan sözde ekonomi gazetecileri nasıl gazeteci değilse; siz de gazeteci falan değilsiniz! Siz, kirli ve kara paranın medya ayağısınız. Karanlık işlerin ve ilişkilerin parlatılmış yüzüsünüz.

Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu geçtiğimiz hafta bahis oynadığı iddia edilen hakemlere verdiği cezayı açıkladı:
Tam 149 hakem 8 ile 12 ay arasında değişen sürelerde hak mahrumiyeti cezası aldı.
Süper Lig hakemi Zorbay Küçük dahil üç hakem hakkında inceleme devam ediyor…
Soruşturmanın futbolculara, teknik ekibe, hatta kulüp yöneticilerine kadar uzadığı, yakında bu isimlerin de Disiplin Kurulu’na sevk edileceği söyleniyor…

YA FUTBOL MEDYASI?
Peki; bu kadar mı?
Her gece spor kanallarının ekranlarına doluşup sabahlara kadar bu etik dışı olayları ayıplayan futbol muhabirleri ya da yorumcuları…
Anlı şanlı gazeteciler…
Spor servisi müdürleri…
Onlar da dahil mi soruşturmalara?
Herkes hakemleri, futbolcuları, kulüp yöneticilerini konuşuyor ama kimse bahis oynayan gazetecileri yazmıyor, konuşmuyor.
Evet; futbolu temizlemeye soyunan, etik dersi veren, ekranlarda ahkam kesen o arkadaşlar da bahis oynuyor…
Mesleğini kamu adına yapması gereken bazı kalemler, gece ekranlarda başka, kapalı kapılar ardında başka konuşuyor.
Sosyal medyada maçlarla ilgili yaptıkları yorumlarda kitleleri “sonuca” odaklıyor.
Hatta aralarında “kupon paylaşımı” adı altında bahis kuran isimlerin olduğu bile söyleniyor.
Sonra da oturup topluma “objektif gazetecilik” konusunda ders veriyorlar.

KİM BUNLAR?
Peki; kim bu bahisçi gazeteciler?
Aslında bahis piyasasıyla biraz olsun ilgilenen herkes, onları tek tek sayabilir.
Ama mesele “bir kaç ismin” teşhir edilip ayıplanması değil ki…
Eğer düzen değişmezse; isimler değişir, ekran yüzleri değişir ama PİSLİK aynı kalır.
Bu spor medyası düzeninde gazetecilik gerçeği en tarafsız şekilde okurlara iletmek ve kamuoyunu bilgilendirmek değil artık…
Onların gazeteciliği “futbol oyununu yönetmek…”
Aralarında futbolcu menajerliği yapan da var; kulüp başkanlarının halkla ilişkiler elemanı gibi çalışan da…

HABER Mİ KUPON MU?
O yüzden sorulması gereken soru basit:
Gazeteci haber ya da yorum mu yapıyor, yoksa pozisyon mu alıyor?
Soru mu soruyor, yoksa işaret mi veriyor?
Derdi gerçekler mi yoksa kupon mu?
O kalemi tutan eller ya da kamera karşısında bülbül kesilen diller, ne kadar temiz?
Gözleri, kulakları bahis masalarında olanların, ne topluma yararı olur ne de futbola?
Tribünleri yönlendirir, hakemi hedef gösterir, kulübü yıpratır veya pohpohlar, sonra da utanmadan “Ben gazeteciyim” diye ekranlara çıkıp tomarla maaş alır.

GAZETECİLİK KILIFI!
Hayır beyler…
Borsada oynayan sözde ekonomi gazetecileri nasıl gazeteci değilse; siz de gazeteci falan değilsiniz!
Siz, kirli ve kara paranın medya ayağısınız.
Karanlık işlerin ve ilişkilerin parlatılmış yüzüsünüz.
Sistemin sözcüsü, masanın piyonu, bahis kartelinin mikrofonusunuz.
Ama bilinmeli ki bu ülkede kirli düzen içinde yer edinmiş gazeteciler olduğu kadar, o düzeni ifşa etmeye yemin etmiş olanlar da var…
Kısacası spor medyası içindeki çürükleri, yine aynı alandaki ilkeli ve onurlu gazetecilere sormak gerekiyor.
Umarım bahis skandalının medya ayağını araştıran Futbol Federasyonu yetkilileri onları bulur ve bu pisliğin en önemli bataklığını kurutur.

ALINACAK ÖNLEMLER!
Burada sorulacak soru şu:
Hadi; hakemlere 8-10 ay müsabaka yönetmeme cezası veriyorsunuz…
Peki; medyadaki bu ahlaksızlara ne yapacaksınız?
Ben söyleyeyim; İletişim Başkanlığı’na şikayet edip sarı basın kartlarını iptal ettireceksiniz…
Gerekirse boy boy fotoğraflarını yayınlayıp, geniş kitlelere teşhir edeceksiniz…
Hatta medya patronlarıyla bir anlaşmaya varıp; skandala karıştığı tespit edilen isimlere ekran ve köşe yasağı uygulatacaksınız…
Yoksa bu bataklık kurumaz!