Nihal Candan'ın babası Hakan Candan canlı yayında gözyaşları içinde konuştu
Sosyal medya fenomeni Nihal Candan’ın 21 Haziran’da anoreksiya nevroza nedeniyle hayatını kaybetmesinin ardından ailesi derin bir acı yaşamıştı. Kızlarını kaybeden baba Prof. Dr. Hakan Candan, Kanal D ekranlarında yayınlanan Neler Oluyor Hayatta programında duygusal açıklamalarda bulundu.
Sosyal medya fenomenleri Nihal ve Bahar Candan, Kasım 2023'te 'dolandırıcılık' ve 'kara para aklama' suçlamalarıyla tutuklanmıştı. Cezaevindeyken Anoreksiya Nervoza teşhisi konulan Nihal Candan, sağlık sorunlarının ağırlaşması üzerine geçici olarak tahliye edilmişti. Uzun süre tedavi gören Candan, hastalığın ilerlemesi ve vücut direncinin düşmesi nedeniyle zor günler yaşadı. 20 Haziran'da fenalaşarak hastaneye kaldırılan genç fenomen, ertesi gün kalbinin ikinci kez durması sonucu hayatını kaybetti. Nihal Candan'ın vefatı, ailesi ve sevenleri için derin bir üzüntüye neden oldu.
DUYGUSAL ANLAR YAŞADI
Kanal D'ninekranlarında izleyiciyle buluşan"Neler Oluyor Hayatta", bugün ekran başındakilere duygu dolu anlar yaşattı. Hakan Ural ve Ferda Yıldırım'ın sunduğu programın konuğu, anoreksiya nevroza nedeniyle 21 Haziran'da yaşamını yitiren sosyal medya fenomeni Nihal Candan'ın babası Prof. Dr. Hakan Candan oldu. Canlı yayında gözyaşlarını tutamayan baba, kızlarının şöhret yolculuğuna dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"KIZIMIN İLİĞİ KURUMUŞ"
Nihal'in serumu bile içinde şeker olduğu için kabul etmediğini söyleyen acılı baba, "Bu sanal gerçek dediğimiz olay Nihal'in ölümünü tetikledi. Nihal, ölümün eşiğinde olduğunu bile kabullenmedi. Doktorların sözlerine rağmen 'Ben iyiyim' dedi. Serumda şeker var diye onu bile engelledi, istemedi.
"YARIŞMAYA KATILDIKLARINI SONRADAN ÖĞRENDİM"
Prof. Dr. Hakan Candan, kızlarının televizyon dünyasına adım atış sürecini anlatırken, kendisinin bu karardan haberdar edilmediğini vurguladı, "Çocuklarım çok efendi çocuklardı. Ancak şöhretin etkisiyle değiştiler. O yarışmaya katıldıklarını önceden bilseydim kesinlikle izin vermezdim. Ama sözleşmeler çoktan imzalanmıştı. Anneleri ise daha yumuşak davrandı, çocuklara daha çok 'evet' dedi."