Kemal Bey’in CHP ısrarının nedeni ne?

Kemal Bey ve onun arkasında saf tutan Gürsel Tekin, eğer bu yanlışta ısrar ederse, sadece CHP’nin değil kırıntısıyla idare etmeye çalıştığımız demokrasinin de sonunu hazırlar!

Son yerel seçimlerde Türkiye’nin birinci büyük partisi olma başarısını gösteren ve anketlerde hala birinci sırada çıkan CHP üzerindeki yargı kuşatması gittikçe artıyor.
Düğmeye 30 Ekim 2024’te Esenyurt’ta basıldı.
Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK terör örgütüyle işbirliği suçlamasıyla gözaltına alındı, yerine kayyum atandı.
Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 10 Aralık 2024’teki kabine toplantısında CHP’li belediyeleri kast ederek, “SGK’ya prim borcu olan belediyeleri silkelemekte yarar var” sözleri izledi.
13 Ocak’ta Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, 23 Şubat’ta Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler gözaltına alınarak tutuklandı.
Türkiye’yi ve dünyayı sarsan bomba 19 Mart 2025’te patladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 100’den fazla kişi cezaevine konuldu.
Gerisi çorap söküğü gibi geldi:
Toplamda CHP’li 16 belediye başkanı tutuklandı.
Bunlar yapılırken CHP’nin resmen Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Ekrem İmamoğlu’nun diploması tartışmalı bir şekilde iptal edildi.
Tutuklanan insanlara, “İtirafçı ol, biraz da para ver, çocuklarına kavuşturalım” baskısı yapıldığı iddia edildi.
Bunu, yine CHP’li belediyelere yönelik transfer operasyonları izledi. Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu başta olmak üzere çok sayıda belediye yöneticisi AKP’ye geçti. Bu transferlerin çoğu için, “Transfer olmasalardı içeri tıkılacaklardı” yorumları yapıldı.

İÇERİDEN VURMAK!
Tüm bunlar olurken bir yandan da usulsüzlük gerekçesiyle CHP İl Kongresi’nin ve CHP Kurultayı’nın iptal edilmesi için davalar açıldı.
CHP yönetimi her hamleye, “otobüsün üzerine çıkarak ve üç günde bir miting yaparak” yanıt vermeye çalıştı.
Son hamle ise CHP’yi içeriden vurmak oldu.
CHP İstanbul İl Yönetimi görevden alındı.
Yönetim, disiplin ve denetleme görevleri, aylar önce partiden istifa ettiğini açıklayan önceki Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in de aralarında olduğu beş kişilik bir kayyum heyetine devredildi.

AKP’NİN POLİTİKASI!
Belli ki AKP, tüm anketlerde kendisini geçen CHP’yi yargı yoluyla “dizayn” etmeye kararlı…
Bu dizaynın şekli ise…
Böl, parçala, yönet!
Amaç CHP’yi ikiye bölmek ve önümüzdeki seçimlere, her yargı operasyonundan sonra daha da güçlenen bir CHP yerine, darmadağın olmuş, hatta bölünmüş bir CHP’yle girmek…
Yani; AKP’nin üstünlüğünü içeride ve dışarıda izlenen politikalarla sağlayamayanların sarıldıkları son sopa bu…

YÜZDE 93,2 İSTEMİYOR!
AKP’nin politikası açık bir şekilde ortada da tam 13 yıl boyunca CHP’yi yöneten ve girdiği bütün seçimleri kaybeden eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu neden bu oyuna ortak oluyor?
İşte asıl soru bu…
ASAL Araştırma’nın Temmuz ayı ortalarında yaptığı ankette “CHP’nin başında kimi görmek istersiniz?” sorusuna CHP’ye oy verenlerin yanıtı aynen şöyleydi:
Özgür Özel, yüzde 24.4…
Ekrem İmamoğlu, yüzde 21,7…
Mansur Yavaş, yüzde 15,3…
Kemal Kılıçdaroğlu ise sadece yüzde 6,8…
Diğer bir deyişle CHP’lilerin yüzde 93,2’si Kemal Bey’i bir daha partinin başında görmek istemiyor…

NEDEN, NEDEN, NEDEN?
İyi de bu adam kör değil, sağır değil!
CHP tabanında beş kuruşluk kredisi bile kalmadığını o da çok biliyor.
Öyle ki “Değil oy, bir bardak su istese vermem” diyenlerin oranı bile hayli yüksek…
O zaman neden CHP’deki iktidara karşı toplu direnişe katılmıyor, neden 88 yaşındaki Hikmet Çetin gibi Özgür Özel’in yanında otobüsün üzerine çıkmıyor?
Ve neden “mutlak butlan” davasıyla tekrar partinin başına geçme hesapları yapıyor?

SOSYAL MEDYADAKİ İDDİA!
Bu soru; Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatındaki en önemli bilinmez olan, “Ekmeleddin İhsanoğlu’nu neden son dakikada cumhurbaşkanlığına aday gösterdi?” sorusunun bile önüne geçti.
Kemal Bey neden CHP’yi göz göre göre uçuruma sürüklüyor?
Sosyal medyada bu konuda yapılan yorumlarda bu soruya, “Hakkında açılan çok sayıda ceza ve tazminat davasından kurtulmak için” yanıtı veriliyor…
Ben buna ihtimal bile vermek istemiyorum:
Nice isimli-isimsiz kahramanın canları ve özgürlükleri pahasına mücadele ettiği böyle bir dönemde, yanıtın bu kadar basit ve alçaltıcı olmasını kabul etmiyorum.
Kemal Bey ve onun arkasında saf tutan Gürsel Tekin, eğer bu yanlışta ısrar ederse, sadece CHP’nin değil kırıntısıyla idare etmeye çalıştığımız demokrasinin de sonunu hazırlar!