02 Eki 2025 14:08 Son Güncelleme: 02 Eki 2025 14:14

İmamoğlu'nun avukatlarından ‘örgütlü suç’ tepkisi! ‘Amaç baypas etmek…’

Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP'li belediyeler hakkında yürütülen soruşturmada suçlamaların özellikle “örgütlü suç” kapsamında ele alınması, İmamoğlu'nun avukatları tarafından “izin prosedürünü baypas etme” girişimi olarak yorumlandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye'ne (İBB) yönelik yürüttüğü ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere çok sayıda CHP'li belediye başkanı ve belediye yöneticisinin tutuklandığı soruşturma, tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Dosyada İmamoğlu’na yöneltilen suçlamaların özellikle “örgütlü suç” kapsamında ele alınması, avukatları tarafından tepkiyle karşılanıyor.

Halk TV'de yer alan habere göre; İmamoğlu’nun avukatları, dosyada kullanılan suç tiplerinin tesadüf olmadığını, aksine bilinçli bir tercihle belirlendiğini belirtiyor. Avukatlar, özellikle "örgütlü suç" maddesinin tercih edilmesinin, 4483 sayılı Kanun’un kamu görevlileri için öngördüğü “soruşturma izni” mekanizmasını devre dışı bırakma amacı taşıdığını savunuyor.

"DOSYALAR TEK MERKEZDE TOPLANIYOR"

Avukatlara göre, “örgütlü suç” nitelendirmesinin bir diğer sonucu da yetki sorunu. Normal koşullarda belediye başkanlarına yönelik soruşturmaların belediyenin bulunduğu ilde yürütülmesi gerekirken, örgütlü suç dosyaları tek merkezde toplanabiliyor. Bu sayede yalnızca İmamoğlu değil, örneğin Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar hakkında yürütülen soruşturma da İstanbul’da görülebiliyor; Büyükçekmece dosyası da ilçede değil, Çağlayan Adliyesi’ne taşınabiliyor. Bu durum, savunmaya göre, tüm CHP’li belediyelere dair dosyaların tek bir merkezde, tek elden kontrol edilmesinin önünü açıyor.

BELEDİYE BAŞKANLARINA DOĞRUDAN SORUŞTURMA AÇILAMIYOR

Mevzuata göre, belediye başkanlarının görevleri sebebiyle işlediği iddia edilen suçlarda savcılık doğrudan soruşturma açamıyor; önce İçişleri Bakanlığı veya valilikten soruşturma izni alınması gerekiyor. Ancak rüşvet, zimmet, irtikap ve ihaleye fesat gibi bazı suçlar, 3628 sayılı Kanun kapsamında olduğundan izin prosedürü dışında bırakılmış durumda.

Avukatlara göre, TCK 257’deki “görevi kötüye kullanma” gibi 3628 kapsamına girmeyen görev suçlarında izin şartı devam ediyor. Danıştay ve Yargıtay içtihatları da suçun hukukî vasfı değiştirilse dahi görevden doğan fiillerde izin şartının korunması gerektiğini vurguluyor. Hukukçular, bu çizgide "örgüt" nitelemesinin tek başına izin prosedürünü kaldırmayacağını ifade ediyor.