Her kafadan ayrı ses: Kime inanacağız?

Diyeceksiniz ki, “Canım bırak farklı şeyler söylesinler… Kime inanacağını da sen seç…” Ne yazık ki öyle olmuyor. İnsan can güvenliği söz konusu olunca net bilgi almak istiyor.

İstanbul’da meydana gelen 6.2’lik deprem, bu kez dört ünlü yer bilimciyi birbirine düşürdü. Hepsi özellikle bundan sonra daha büyük bir deprem olup olmayacağı konusunda farklı görüşler öne sürüyor.
Önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Ahmet Ercan ve Prof. Dr. Şener Üşümezsoy çeşitli televizyon kanallarında taban tabana zıt açıklamalar yaparak panik içindeki vatandaşların kafasını daha da karıştırdı.

NACİ GÖRÜR: STRES ARTIYOR!

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da senelerdir beklenen büyük depremin bu olmadığını belirtti. Görür bu depremlerin faydaki stresi arttırdığını da ekleyerek şöyle konuştu:
“Kumburgaz fayı üzerinde çok deprem oluyor. Değişik büyüklükte. Bunlar Marmara’da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Burada asıl deprem daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak.”

AHMET ERCAN: DAHA BÜYÜĞÜ OLACAK!

Prof. Dr. Ahmet Ercan ise aynı fay hattında 7.2’lik bir deprem daha beklediğinin altını çizdi.
Bunun yıkıcılığının çok daha büyük olacağını belirten Ercan, ne zaman olacağını söylemenin mümkün olmadığını da belirtti.

CELAL ŞENGÖR: ÖNCÜ OLABİLİR!

Prof. Dr. Celal Şengör ise meydana gelen depremin, beklenen büyük depremin öncüsü olabileceğini belirtti. Şengör, depremin ardından yaptığı değerlendirmede, “Büyük İstanbul depremi geliyor. Bu kaçınılmaz. Muhtemel 7 büyüklüğündeki bir deprem, bugünkü depremin 30 tanesine karşılık geliyor” ifadelerini kullandı.

ŞENER ÜŞÜMEZSOY: DAHA BÜYÜK DEPREM OLMAZ!

Bu konudaki en umut veren açıklama ise Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’dan geldi. Diğer bilim insanlarını sert bir tonda eleştiren Üşümezsoy, Silivri’de bu şiddette bir deprem beklediğini bundan yirmi gün önce açıkladığını belirterek, şunları söyledi:
“İstanbul’da bundan daha büyük deprem olması artık söz konusu değil. Herkes konuşuyor. Bilim Kurulu’ndakilerin konuştukları çöp. Hiçbiri deprem uzmanı falan değil. Araziye bir kez bile çıkmayan, hayatında fay hattı görmemiş, bir tane kırığa elini bile sürmemiş adamdan deprem uzmanı mı olur?”

KAFALAR KARIŞTI

Biz bu dört ismi de 1999’daki Büyük Körfez Depremi’nden bu yana biliyoruz.
O zaman daha gençtiler, şimdi ise saçları beyazlaştı ya da döküldü, belleri büküldü.
Bir de Kandilli Rasathanesi’nin Müdürü Ahmet Mete Işıkara vardı. Kamuoyunun “Deprem Dede” lakabını taktığı rahmetli Işıkara o kadar ünlenmişti ki Aktüel Dergisi okurları tarafından “Yılın En Seksi Erkeği” seçilmişti.
O zaman da birbirlerinden farklı öngörülerde bulunarak kafalarımızı karıştırıyorlardı; bugün de aynı şeyi yapıyorlar…
Diyeceksiniz ki, “Canım bırak farklı şeyler söylesinler… Kime inanacağını da sen seç…”
Ne yazık ki öyle olmuyor.
İnsan can güvenliği sözkonusu olunca net bilgi almak istiyor.
Benim önerim bu dört bilim insanının bir komite çatısı altında biraraya getirilmesi ve önce birbirlerini ikna edip sonra kamuoyuna açıklama yapmaları…