17 Haz 2025 14:25 Son Güncelleme: 17 Haz 2025 16:47

Fenerbahçe'den PFDK iddialarına sert tepki: 'Eğer doğruysa...'

Fenerbahçe, PFDK üyelerine ait olduğu öne sürülen yazışmalarla ilgili Türkiye Futbol Federasyonu’na resmi dilekçeyle başvurdu. Kulüp, iddiaların doğruluğu halinde TFF'nin kurumsal itibarının zedeleneceği uyarısında bulundu.

Fenerbahçe Spor Kulübü, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) üyelerine ait olduğu iddia edilen ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran bazı yazışmalar hakkında Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) resmi bir başvuruda bulundu. Kulüp tarafından yapılan açıklamada, söz konusu iddiaların Türk futbolunun güvenilirliğini tehdit eden boyutta olduğu vurgulandı.

Fenerbahçe Genel Sekreteri Burak Kızılhan imzasıyla TFF’ye sunulan dilekçede, “Tarafsızlık ilkesini açıkça ihlal eden, hesaplaşma ve intikam içerikli bu düşmanca zihniyetin Türk sporunda asla yeri olmadığını düşünüyoruz” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada şu ifadeye yer verildi:

"Tarafsızlık ilkesini açıkça ihlal eden, hesaplaşma ve intikam içerikli bu düşmanca zihniyetin Türk sporunda asla yeri olmadığını düşünüyoruz."

TFF’ye sunulan dilekçe, Fenerbahçe Genel Sekreteri Burak Kızılhan’ın imzasıyla iletildi. Dilekçede, söz konusu mesajların doğruluğu halinde yalnızca PFDK’nin değil, federasyonun tüm kurumsal itibarının zarar göreceği uyarısı yapıldı.

"EĞER BU İDDİALAR DOĞRUYSA..."
Başvuruda dikkat çeken bir diğer bölümde şu değerlendirme yer aldı:

"Eğer bu iddialar doğruysa, sadece ilgili kurulun tarafsızlığı değil aynı zamanda TFF'nin kurumsal itibarı ve kamuoyundaki güvenilirliği de ciddi şekilde zedelenecektir. Türk futbolunun adaleti tesis etmekle görevli en önemli kurullarından birinin içinde yer alan üyelerin bu tür söylemlerde bulunması 'disiplin' kavramını işlevsiz hale getirdiği gibi sporda tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine de açık bir saldırı niteliğindedir."

Kulüp, TFF’den iddialar hakkında acilen idari ve disiplin yönünden soruşturma başlatmasını talep etti.

Başvurunun temelinde, Türk futbolunun adalet, tarafsızlık ve güven temelleriyle yönetilmesi gerektiği düşüncesi yer aldı.