Eylem Tok suçu ona atmıştı! “O anne ben değilim!”

MedyaRadar'dan Ercan Öztürk'ün haberine göre, Timur Cihantimur’u ABD’ye kaçıran anne Eylem Tok, kazadan sonra yaralılara ait telefonları aldığı iddiasını yalanlayıp, kazaya karışan bir çocuğun ailesini ihbar etti. Tok'un 'O anne ' diye savcılığa ihbar ettiği Berna Öcalgiray, 3 Eylül'de İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na üç sayfadan oluşan bir ifade verdi.

"EYLEM TOK'U İSMEN TANIRIM"

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Öcalgiray’ın ifadesine MedyaRadar ulaştı. Eylem Tok’u yalanlayan o ifade:

''Biz ailecek İstinye’de ikamet ediyoruz. Evde otururken şoförümüz İbrahim beni aradı. Bir kaza olduğunu, oğlum D.'in alakası olmadığını, iyi olduğunu söyledi. Ben oğlumu aradım. Açmadı. Biz yolda elbet ulaşırız diye Giray ve Selim ile birlikte bana ait olan 34 BOD 7… Plakalı Range Rover ile yola çıktık. O esnada eşim Giray oğluma ulaşabildi. Bir telefondan bahsediyorlardı, güvenlikler geldi. Daha genç olan güvenlik görevlisinin elinde bir telefon vardı. Sonra da bir kadın göründü. Ben bunun Eylem Tok olduğunu anladım. Ben Eylem Tok'u ismen ve oğlumun arkadaşının annesi olmasından dolayı ismen tanırım, kendisi ile oturmuşluğum, kalkmışlığım yoktur. Bize çocukları burdan götürün dedi. Giray çocukları arabaya bindirdi. Diğer güvenlik görevlisi bir telefon var diyerek bizim oradan gitmemizi pek de istemedi.

"GÖRÜNTÜLERDEKİ BEN DEĞİLİM"

Ben de onu sakinleştirmek için ve bana rahatlıkla ulaşabileceğini belirtmek için kendimi tanıttım, adresimi söyledim, burada da beni tanıyan insanlar olduğunu söyledim. Ben adımın ve telefonu araç içerisinde yazmıştım. Muhtemelen de bunu aracın camından uzattım. Eylem Tok bu esnada güvenliğe bir şeyler verdiğimi gördü. Keşke vermeseydin dedi. Bende niye vermeyeyim ki dedim. Sonra camı kapattım ve iki araba arka arkaya eve gittik Haber yapılmasını engelleyecek bir davranışta bulunmadım. Öyle bir medya kuruluşunda da tanıdığım da yoktur. Medya da bahsi geçen kanal sahibi gibi kişilerle tanışmışlığım bile yoktur. Görüntülerde dosyaya sonradan sunulan olay yerine ait olduğu belirtilen uzun beyaz pardesü ve beyaz çizmeli kişi ben değilim. Zaten benim olay anında giydiğim mont görüntülerde görünenden daha kısadır. Ben bu süreçte çok yıprandığım için montu da yanımda getirdim ve bilirkişi incelemesi yapılması için dosyaya sunuyorum.

"OĞLUMUN DAHİL OLMADIĞI KAZADA TELEFONU NİYE ALAYIM?"

Benim olay anına ait görüntüler mevcuttur. Montta bellidir. Ben evden çıkıp olay yerine giderken uzun bir pardesü giyip, beyaz bir çizme giyip, siteye girerken kendim onları değiştirip, diğer montu giymem mümkün değildir. Böyle bir şey neden yapayım. Olay yerine ait olduğu belirtilen görüntülerdeki kadın Eylem Tok muydu başka biri midir bilmiyorum. Orası işlek bir yoldur. Kazayı görüp duran bir vatandaş da olabilir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hiç kimseye, oğlum da dahil yardım etmedim. Anne olarak çocuğumu ve bana emanet olan iki arkadaşını alıp eve getirdim. Olay yerine gitmedim. Ben herhangi bir telefon almadığın gibi, delil niteliğinde olabilecek herhangi bir eşyayı görmedim bile. Ayrıca olay yerine gitmediğim, sabit açık olan oğlumun da dahil olmadığı bir kaza da bir telefonu alıp ne yapacağımı bilmiyorum. Bu konuda her türlü kamera araştırılmasına, HTS kaydı alınması, baz tespiti yapılmasına her türlü rızam vardır. Söyleyeceklerim bundan ibarettir''dedi.

ÖCALGİRAY AİLESİNİ SUÇLAMIŞTI

Eylem Tok, avukatı aracılığıyla savcılığa verdiği dilekçede telefonları kendisinin değil, D. Öcalgiray’ın annesi Berna Öcalgiray ve diğer ailelerin aldığını ileri sürerek, şüpheli olarak ifadelerinin alınmasını talep etti. Tok, hakkındaki “Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme” ve “Suçluyu Kayırma” suçlarından çıkarılan yakalama kararlarının iptal edilmesini ve hakkında çıkarılan kırmızı bültenin kaldırılmasını istemişti.