Deprem tahmini yapan astrologa gözaltı tartışma başlattı: Deprem tahmini yasaklanmalı mı?
1999’daki Marmara Depremi’nden sonra hayatımıza giren ve her depremden sonra hortlayan bu bilgi kirliliğinden nasıl kurtulacağız?
İstanbul’da meydana gelen 6.2’lik depremden sonra ünlü yer bilimcilerin tahminlerinin çelişmesi kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Hepimiz, “Kime inanacağız? Acaba hangisinin söylediği doğru?” demeye başladık.
Tam bu sırada Asya ülkesi Myanmar’dan gelen bir haber yeni bir tartışmaya yol açtı:
BBC’nin haberine göre, John Moe isimli astrolog 9 Nisan’da bir TikTok videosu paylaştı ve yeni bir deprem tahmininde bulundu.
Bu tahmin, henüz iki hafta önce meydana gelen ve 3 bin 500 kişinin ölümüne yol açan 7.7’lik depremin etkisini atlatamayan Myanmar’da büyük paniğe neden oldu.
Myanmar Bilgi Bakanlığı bir açıklama yaparak, John Moe’nun “Yanlış bilgi vererek halkı paniğe sevketmek” suçundan gözaltına alındığını açıkladı.
TAHMİN REKABETİ!
Benzer bir durum her depremden sonra bizde de yaşanıyor. Sadece astrologlar değil, ülkenin en ünlü depremcileri özellikle “Büyük İstanbul Depremi” konusunda tahmin yarışına giriyor. Bunu yaparken de birbirlerini “bilimsel konuşmamakla”, “yeterli bilgi birikimine sahip olmamakla”, “hayatında bir kez bile bir faya dokunmamakla”, “denizaltındaki faylar konusunda cahil olmakla” suçlayıp duruyor.
Olan da bu bilgi kirliliği arasında kime inanacağını şaşıran vatandaşlara oluyor.
MÜTEAHHİTLERLE İLİŞKİ!
Peki, 1999’daki Marmara Depremi’nden sonra hayatımıza giren ve her depremden sonra hortlayan bu bilgi kirliliğinden nasıl kurtulacağız?
Bu konuda televizyonlara çıkıp halka doğrudan bilgi vermek ve olası depremler konusunda tahminlerde bulunmak ne kadar doğru?
Bunu yapan bazı ünlü jeologların İstanbul başta olmak üzere ülke genelinde bazı bölgeleri “güvenli” olarak işaret etmesi, buralardaki yapılaşmayı tetiklemesi açısından ne kadar doğru?
Bu uzmanların adlarının, güvenli alan ilan ettikleri yerlerde bina yapan bazı inşaat firmalarıyla yan yana anılması, verdikleri bilginin bilimselliğine gölge düşürmüyor mu?
Hangi jeoloji uzmanı, hangi müteahhitlik firmasıyla nasıl bir “akçeli” ilişki içinde?
DEPREM BİLGİ HAVUZU!
Tüm bu sorular yanıt beklerken, anlı şanlı profesörlerin birbirlerini “cahillikle”, “bilimden uzaklaşmakla”, “bilgi ticareti” yapmakla suçlaması; bizde de Myanmar’daki kadar “sert” olmasa da bir önlem alınması gerektiğini ortaya koyuyor…
Bu hocaların hepsinin içinde bulunacağı ortak bir “deprem bilgi havuzu” oluşturulmalı ve sadece olan ya da olması beklenen depremler değil, depremle ilgili her konuda bu kurulun yetkilileri dışında konuşmak yasaklanmalı.
Televizyonlar da sadece bu bilgi havuzunun görevlendireceği uzmanları konuk etmeli…
Çünkü bugünkü karmaşa düzeni, bazı inşaat ve arsa spekülatörleri dışında kimsenin işine yaramıyor.
Buna artık bir son verilmeli!