Cumhuriyet yazarı Gülerce'ye seslendi: Kim korkuttu seni Hüseyin Bey!
Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya, bugünkü köşesinde “Vay Gülerce vay!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Fethullah Gülen ile 35 yıl boyunca birlikte hareket eden ancak son
dönemde Cemaat’e ve Gülen’e eleştiriler getiren Hüseyin Gülerce’nin
Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a verdiği röportajı değerlendiren
Çetinkaya, “Hakan’ın söyleşisini okuyunca yüksek sesle şöyle dedim:
Sabah şerifleriniz hayrolsun!” diye yazdı.
Çetinkaya, Cemaat ile yollarını ayırdığını öne süren Gülerce’ye
“Cemaatle, Hizmet Hareketi’yle niye koparıyorsun bağını? Dile kolay
35 yıl... 12 yılı AKP hükümetiyle gönül bağı mı, iktidar ortaklığı
mı? Hangisi? Kim korkuttu seni Hüseyin Bey!” diye seslendi.
İşte Hikmet Çetinkaya’nın yazısının tamamı:
Hüseyin Gülerce Keşanlı, bir eğitimci, matematik öğretmeni, sanırım
Yalova’da dershanesi var.
Aykut Edibali’nin Mücadele Birliği hareketinden gelmiş. 1980
yılında beri Fethullahçı kimliği taşıyor.
35 yıllık cemaat yoldaşlığı bitti!
Ne yaptıysa Cemaat için yaptı, öyle söylüyor...
Söyleşiyi okuyunca benim için önemli olan bölümü şu:
“Hocaefendi’yi çok seviyorum. Dostluğundan şeref duyduğumu
açıkladığım tek insan. Şimdi geldiğim noktada aynı bedende
(Fethullah Gülen) iki insan olduğunu düşünüyorum. ..........
Bir de bu insanla (Fethullah Gülen) aynı bedende yer alan, sadece
ve sadece kendi kafasındaki Türkiye’ye ulaşabilmek için ne lazımsa
yapabilen, ölçü tanımayan bir insan!”
O zaman Gülerce’ye soruyorum:
1982 yılında anayasa oylaması öncesi darbecilerle pazarlık yapıp,
beyaz, yani evet oyu veren Gülen ve sizler değil miydiniz?
***
Fethullah Gülen, yolculuğa çıkarken birlikte olduğu yol
arkadaşlarına “aynı bedende iki insan” olduğunu çok
anlatmıştır.
Bu konuda istihbarat birimlerinin hazırladığı raporlar, yargı
dosyaları vardır...
Siz 35 yıldır bunların tümünü bileceksiniz, “Hizmet”in amaçları
doğrultusunda yürüyeceksiniz, 28 Şubat’ta okulların anahtarlarını
Çevik Bir’e teslim etmeye kalkacaksınız, AKP’yle iktidar ortaklığı
yapacaksınız...
Sonra?
17/25 Aralık 2013’ten sonra düşünmeye başlayacaksınız...
“Hocaefendi devleti ele geçirmek istiyor!”
O devleti daha önce zaten ele geçirmiş, çok canlar
yakmıştınız...
İlker Başbuğ, Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Ahmet
Şık, Teğmen Çelebi ve onlarca insan, davalar, gizli tanıklar, sahte
veriler, izlemeler, dinlemeler...
Kuddisi Okkır’ın ölümü!
Okkır, Ergenekon’un “gizli para kasası”ydı...
Öldüğünde arkadaşları aralarında para topladı, cenazesi Yalova’da
toprağa verildi...
Ey Gülerce, senin vicdanın sızlıyor mu bugün?
Bilmiyorum bedeninde kaç insan var!
***
Ergenekon’un 7 Ocak 2009’da yapılan 10. dalga operasyonunda 32 kişi
gözaltına alınmıştı.
Evime çok yakın olan Bedrettin Dalan’ın İSTEK Vakfı’ında polis
arama yapıyordu...
Arabayı durdurdum, koruma polisiyle birlikte sokağa girdik.
Haberciler beni görünce hepsi yanıma geldi, bana sorular sordu,
yanıtladım.
Akşam haberlerinde Cemaat televizyonu öyle bir görüntülü yayın
yaptı ki, ben panik içinde, korkarak falan gelmişim...
Bir-iki gün sonra Gülerce, köşesinde aynı şeyleri tekrarladı, özel
yetkili savcıya açıkça “içeri alın bu adamı” diye seslenen yazı
yazdı.
Ben kendisine “sen muhbirsin” demedim!
Bana yakışmazdı!
Yıllar sonra...
Hüseyin Gülerce, Nurettin Veren ve Latif Erdoğan gibi konuşmuş,
aynı iddiaları dile getirmiş ama üstü örtülü...
Gülerce, Ahmet Hakan’la yaptığı konuşmada şöyle diyor:
“Beni onlarla karıştırmayın, bu bana en büyük hakaret olur!”
Cemaatle, Hizmet Hareketi’yle niye koparıyorsun bağını?
Dile kolay 35 yıl...
12 yılı AKP hükümetiyle gönül bağı mı, iktidar ortaklığı mı?
Hangisi?
Kim korkuttu seni Hüseyin Bey!
***
Fethullah Gülen, Fethullahçı yapı 40 yıldır iktidara hazırlanıyor
zaten...
2002 seçimlerinden sonra o yolu aştı! Hükümet ortağı oldu; yargı,
Emniyet, eğitim, TSK; devletin en önemli kurum ve kuruluşlarında
söz sahibi oldu...
Ben mert, yiğit, başını eğmeyenleri severim!
Aslında kim mert, kim yiğit orası da belli değil ya!
Neyse!