Basın İlan Kurumu, AYM kararından sonra ne yapacak? Beş gazetenin zararı tazmin edilecek mi?

Basın İlan Kurumu son zamanlarda özellikle muhalif medyaya uygulanan “reklam kesme cezaları”yla tartışılır hale geldi.

Basın İlan Kurumu, 1961’de “resmi ilanların ulusal ve yerel basında adil olarak paylaştırılması” amacıyla kurulan özerk bir kurum…

Temel görevi, kamuya ait resmi ilan ve reklamları, süreli yayınlarda ve internet haber sitelerinde yayımlatmak…

Genel Müdürlüğü İstanbul’da olan Basın İlan Kurumu 1 Kasım 2020 tarihinden itibaren 81 ilde faaliyet gösteriyor.

Kuruluş amaçları aynen şöyle:

* Besleme basının oluşmasını engellemek…

* Yerel basının güçlenmesine olanak tanımak... Gazetelere ve internet sitelerine kredi açmak…

* Gazeteci derneklerine yardımda bulunmak…

* Basın mesleğinde fikren ve bedenen çalışanlara borç vermek…

* Bu kişilerden yardıma muhtaç olanlarla, ölenlerin yardıma muhtaç ailelerine para yardımı yapmak…

Kurum’un Genel Kurulu 42 üyeden oluşuyor.

Bu üyeler, kamuyu ve basın kuruluşlarını temsil eden isimler arasından belirleniyor.

Hangi gazeteye ya da internet sitesine ne kadar resmi ilan verileceği ise tiraja ya da erişim sayılarına göre belirliyor.

NAYLON GAZETE FURYASI

Basın İlan Kurumu’nun ilanları bir ara o kadar cazipti ki, hem ulusal ölçekte, hem de yerel basında sırf bu ilan pastasından pay alabilmek için çok sayıda “naylon” gazete türemişti.

Öyle ki bazı illerde aynı kişiye ait, dört-beş yerel gazete bulunuyordu.

Böylece gerçek tirajları 100’ü bile geçmeyen o naylon gazeteler, Kurum’dan hatırı sayılır ilan bedeli elde edebiliyordu. Bugün bile gerçek tirajları bir kaç binde dolaşan ulusal ölçekli bazı gazetelerin tirajlarını 100 bin sınırında göstermesinin nedeni, Basın İlan Kurumu ilanları…

BEŞ GAZETEYE CEZA!

Kurum son zamanlarda özellikle muhalif medyaya uygulanan “reklam kesme cezaları”yla tartışılır hale geldi.

Sözcü, Cumhuriyet, Evrensel, Korkusuz, Bir Gün gazetelerine son altı yılda ilan durdurma cezası yağdırıldı. Bu beş gazeteye verilen cezalar yolda toplam 300-350 günü buldu.

Adını saydığım gazeteler böylece önemli bir gelir kaleminden mahrum kalırken, onlara verilmesi gereken ilanlar da yandaş medya kuruluşları arasında pay edildi.

Yani “besleme basını” önlemek amacıyla kurulan kurum, “besleme basın finans merkezi”ne dönüştü.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Gelelim bugüne…

Kurum’un kuruluş kanununda gerçekten de basın ahlak esasları çerçevesinde bir şikayete dayalı olarak veya resen inceleme yaparak” ilan kesme yetkisi var.

Ancak bu yetkinin, son altı yılda sadece muhalif basını cezalandırmak amacıyla kullanılması bardağı taşırdı ve konu Gazeteciler Cemiyeti tarafından Anayasa Mahkemesi’ne kadar taşındı.

Anayasa Mahkemesi de geçtiğimiz günlerde Basın İlan Kurumu’nun ilan ve reklam kesme cezası verme yetkisine ilişkin düzenlemeyi iptal etti.

Gerekçe, cezaların hangi durumlarda verilebileceğinin açık şekilde düzenlenmemiş olması…

ŞİMDİ NE OLACAK?

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararından sonra ortaya yanıtı şimdilik bilinmeyen birçok soru çıktı:

Bir: Bugüne kadar sadece muhalif medyayı cezalandıran Basın İlan Kurumu, ilan durdurma cezasını bundan sonra hangi kriterlere göre uygulayacak?

İki: Özellikle son altı yılda akıl almaz oranlarda artan ve tamamen subjektif nedenlere dayanan ilan durdurma cezaları nasıl telafi edilecek? Mağdur gazetelerin zararları, faizleriyle birlikte tazmin edilecek mi?

Üç: Bu haksızlığı yaptıkları Anayasa Mahkemesi kararıyla kesinleşen Kurum yöneticileri hakkında nasıl bir cezai işlem yapılacak?

UMARIM SON BULUR!

İktidarın son yıllarda RTÜK’ü özellikle radyo ve televizyonları “yola getirmek ve cezalandırmak” için nasıl kullandığını hepimiz biliyoruz.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararıyla ise Basın İlan Kurumu tartışılır hale geldi.

“Umarım iktidar, bu kurumlar aracılığıyla basın özgürlüğüne müdahaleden vazgeçer” diyeceğim ama…

Ne yalan söyleyeyim; buna kendim bile inanmıyorum…