BAŞBAKAN'IN GEZEGEN AŞKI!.. NEDEN SADECE ONUN PROGRAMINA ÇIKIYOR?..
Erdoğan,Gezegen Mehmet'i nerden tanıyor? Erdoğan'ın Gezegen Mehmet aşkı nereden geliyor? Ünal Tanık haber7.com'da bu ilişkinin dününü bugününü yazdı
Gezegen Mehmet, Başbakan Erdoğan'ın programına konuk olduğu tek radyocu. Ünal Tanık öykünün dününü ve bugününü yazdı.
Adı Mehmet Akbay. Ne var ki kimse onu bu adıyla tanımaz. Herkesin bildiği ve kullandığı isim "Gezegen Mehmet".
Gezegen Mehmet, radyocu. Türkiye'nin en çok dinlenen radyosu olan Kral FM'de en çok dinlenen radyocusu.
Başbakan Erdoğan'ın konuk olduğu tek radyocusu. Televizyonlara bile fazla konuk olmayan Erdoğan'ın konuk olduğu tek radyo programcısı.
Başbakan olduğundan bu yana sadece 3 kez radyoya konuk oldu. Konuk olduğu bu 3 radyo programı yapımcısı da Gezegen Mehmet'ten başkası değil.
En özel bilgileri daha önce olduğu gibi, 4 Mart'taki programda da yine Gezegen Mehmet'e açıkladı. Aydın Doğan'dan kesilen vergi cezası sonrası yeni bir mektup aldığını, yerel seçimlerde nasıl bir strateji izlediğini hep onun programında paylaştı.
Üstelik Mehmet Akbay, Başbakan Erdoğan ile doğrudan görüşen ve görüşebilen belli sayıdaki insandan birisi. Daha açık ifade ile telefonu çevirdiğinde, "Ben Recep Tayyip Erdoğan" diye kullandığı numaradan arayabilen birisi.
Peki Gezegen Mehmet'in bu yakınlığı nereden geliyor dersiniz? Aynı zamanda hemşehrim olan Gezegen Mehmet'e, dün akşam ortak bir dostun mekanında bu ilişkinin nasıl kopmadan sürdüğünü sordum.
İsterseniz o noktaya geçmeden önce gerçek bir başarı hikayesi olan hayatına göz atalım. Mehmet Akbay, göz yaşartan bir geçmişi, azmi sayesinde göz kamaştıran bir öyküye çevirmeyi başarmış birisi.
1969 yılında gerçek bir aşk çocuğu olarak doğmuş. Ne var ki bu "büyük aşk"tan onun payına sadece acı düşmüş.
Anne babası, büyük bir aşkla evleniyorlar. Annesi Mehmet'i dünyaya getirdiğinde henüz 16 yaşında imiş. O yaşta anne olmanının sorumluluğunu taşıyamayan genç kadın, bir gün boğmak üzere iken babası zor kurtarmış.
Ardından anne babanın ayrılmasıyla henüz bir yaşında ancak olan Mehmet için anne-baba kavramı bitiyor. Babası, küçük yavruyu götürüp kendi anne babasına teslim ediyor.
İlkokulun ilk 2 senesini doğduğu yer olan Gaziantep'te, kalan kısmını İstanbul'da bitiriyor. İlkokuldan sonra çalışmak hayatını kazanmak zorunda kalıyor. Çalışma hayatında Mehmet'in payına bir marangoz atölyesi düşüyor.
Çalıştığı aynı zamanda evi olan Heybeliada'daki marangoz atölyesinde, işini yaparken kulağında hep wolkmani olur. İşini yapar ama henüz yeni açılmış olan özel radyoların büyülü dünyasında dolaşır.
Günün birinde bir usta gelir ve onu işten çıkartır. Mehmet yalnız işini değil evini de kaybetmiştir artık. Eski ustası imdadına yetişir. "Bir dostum var" der. "Muğla Ortaca'da atölyesi. Oraya git, seni işe alacak" demesiyle hayatının değişeceği yere gider.
Bir arabanın üzerinde gördüğü "Ortaca FM"in stüdyosunun nasıl olduğunu çok merak eder. DJ kabini yapıp sahibi ile tanışır. Radyo sahibi Mehmet Gökçe aynı zamanda program yapımcısı idi. Ortaca FM'i hayal dünyasında dolaşarak gezer, her şeyini inceler. Patronun nişan gecesi yerine bırakacağı isim bulamaz ve Mehmet'e "Gel benim yerime sen program yap" der.
Akşam saat 10.00'da başlayan progam ertesi gün gündüz 11.00'de biter. Ne dediğine ilişkin bugün hiçbir şey hatırlamıyor Mehmet Akbay. "Çünkü ben mikrofona geçtiğim andan itibaren bu dünyada değildim" diyor. Ne dediğini bilmiyor ama insanlar sabahın erken saatlerinden itibaren radyonun önünde birikmeye başlıyorlar.
O günden itibaren bir programı olmuştu ama para kaynağı olan işini kaybetmişti. Karın tokluğuna program yapar ve radyoda yatıp kalkar. Bir süre sonra daha iyi bir radyoda çalışma isteğiyle Marmaris'e gider. Orada bir başka radyoda yine karın tokluğuna iş bulur, çalıştığı yeri evi yapar.
Burada programın ismi için dinleyiciler arasında bir anket yapar. "Mehmet'in Gezegeni" ismi öne çıkar. O programdaki tanınmışlığı sayesinde adı da "Gezegen Mehmet" olarak tanınmaya başlar.
Gezegen Mehmet, Akdeniz FM'de program yapmayı sürdürürken, rakip radyo Ses FM'in sahibi, bir türlü rekabet edemediği Gezegen Mehmet'i Marmaris'ten uzaklaştırmanın yolunu arar. "Sen ulusal radyolara layıksın" diyerek ondan bir demo kaydeder ve kendi radyosuna teknik destek veren birisi ile demoyu İstanbul'a Uzan Grubu radyolarına gönderir.
"Beğenildi" haberini alır almaz, çıkıp İstanbul'a gelir. Her gün geçici olarak kaldığı bir arkadaşının atari dükkanından İkitelli'ye gider gelir. Bir türlü radyonun yöneticileri ile görüşemez. Güvenlik görevlileri günler süren bu beklemeleri görür ve bir gün "Seni beğenen radyoların müdürü Harun Bey bu!" diyerek görüştürmeyi sağlarlar.
Harun Gencer, "Seni beğendim ama ben gelmeni söylemedim" der. Gezegen Mehmet, alttan girer üstten çıkar sonunda radyoda program yapmaya ikna eder. İstediği Süper FM olmaz ama bugün adı Joy FM olan City FM'de program yapmaya başlar. Harun Gencer, "Programın oturuncaya kadar da para vermem" der.
Yıllar önce işsiz marangoz olarak ağlayarak terk ettiği İstanbul'da yeniden ayağını basabileceği bir yer bulmanın mutluluğunu yaşar. City FM'de işe başlar ama aklı fikri kardeş kuruluş olan Kral FM'de program yapmaktadır.
Kral FM mikrofonu başına geçmek için ardakaşlarından boş kalan zaman kollar. Arkadaşlarının boş olabilecek saatlerini daha iyi kollamak için radyoda yatıp kalkkaya başlar. Sonunda Kral FM'de sabit saat alır. Bir süre sonra da sabah 07.00-12.00 arasında, "Günaydın Türkiye, Günaydın Avrupa" demeye başlar.
İşte ondan sonra hayatını burası üzerine kurar. O Kral FM'i, dinleyicileri de Gezegen Mehmet'i çok sever. Orhan Gencebay'ı bir programına ilk kez konuk ettiğinde, radyonun önü miting alanına döner.
Recep Tayyip Erdoğan ile tanışıklığı o günlere dayanır. Belediye başkanı olduğu günlerde Erdoğan, 50 bin ağaç dikme kampanyası başlatır. Gezegen Mehmet, Erdoğan'a bir proje sunar. "Bu kampanyayı bir halk konseri ile kamuoyuna duyuralım" der. Hiçbir ücret almadan bu organizasyonu kendisinin yapacağını söyler.
Gülhane Parkı'nda bir konser düzenlenir. Onlarca sanatçı programda sahne alacaktır. Gezegen, akşam 19.00'da başlayacak olan programın hazırlıklarının nasıl gittiğini öğrenmek için aradığında aldığı cevap karşısında şaşkına döner. Henüz öğle saatleri bile olmamıştı ama Gülhane hınca hınç dolmaya başlamıştı.
Gülhane konseri, Gezegen Mehmet'in koordinasyonunda yapılır. İstanbullu 1995'te yapılan o konseri günlerce konuşur.
Ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile peşpeşe konserler gerçekleştirilir. "Avrasya Maratonu Konseri", "İstanbul'a 200.000 Ağaç" "İstanbul'a 400.000 Ağaç", "İstanbul'a 1 milyon Ağaç" konserleri yapılır. Gezegen Mehmet, hepsinin organizasyonunu ve sunuculuğunu yapar. 1 milyon dolayında insanın katılımı ile yapılan "Cumhuriyet Konseri"ni ise hiçbir İstanbullu unutmaz olur.
Erdoğan ile bu dönemde güçlü bir dostluk kurar.
Başkanlıktan alındıktan sonra konulduğu Saray cezaevinde gönderildiğinde, Erdoğan'ın kafasında içerde kalacağı 4 aylık süreyi İngilizce öğrenmeye ayırmak vardı.
Gezegen Mehmet, "mahpus" olduğu günlerde başına öyle bir iş sarar ki Erdoğan altından zor kalkar. Gezegen Mehmet, radyodan Erdoğan ile ilgili konuları paylaştıkça cezaevine mektup yağar. Hergün gelen yüzlerce mektubu tek tek okuyup cevap vermekten İngilizce öğrenmeye fırsat bulamaz.
Erdoğan, Gezegen Mehmet'e "İngilizce öğrenmemin önündeki engel olan adam" diye takılır. Ama insanlarla cezaevinde iken kurduğu ilişki, Erdoğan'ı bambaşka bir yere taşır.
İşte Erdoğan ile Gezegen Mehmet arasında böylesine güçlü bir ilişki var. Erdoğan, Başbakan olduktan sonra bu ilişki devam eder. Ne var ki Erdoğan'ın etrafına "sonradan girenler" ikili arasındaki ilişkiyi kimi zaman çekemez olur.