Barış’ın CHP’yle bitmeyen savaşı!

Barış Yarkadaş iktidarın amiral gemilerinden biri olan TGRT Haber’e geçti… Şimdi orada, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun fedaisi” olarak CHP yönetimini yerden yere vuruyor.

Barış Yarkadaş, eskiden gazeteciydi. Sonra milletvekili oldu ama “gazeteci” kimliğini korumaya hep gayret etti.

Kendisi son seçimlerde aday gösterilmediği için istifa eden CHP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri Gürsel Tekin’e ve onun desteklediği Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla biliniyor.

Dikkat ederseniz “eskiden gazeteci”ydi dedim; bunun bir nedeni var:

SÖZÜNÜ TUTMADI!

CHP’nin bugün iptal ettirilmeye çalışılan kurultayından önce gereksiz yere kendisini ortaya koydu:

“Özgür Özel’in seçilme ihtimali kesinlikle yok. Seçilirse mesleği bırakırım” dedi.

Özel seçildi ama Barış mesleği bırakmadı…

Bir ara kamuoyu baskısıyla bırakırmış gibi yaptı ama balık hafızalı bir toplum olduğumuzu bildiği için verdiği sözden caydı.

Bu olaydan sonra ekürisi Gürkan Hacır’la birlikte muhalif kanallarda program yapamaz oldu.

Sonunda iktidarın amiral gemilerinden biri olan TGRT Haber’e geçti…

Şimdi orada, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun fedaisi” olarak CHP yönetimini yerden yere vuruyor.

İMAMOĞLU’NU HEDEF ALDI!

Son katıldığı programda, Kurultay’da oy veren 300 delegenin binlerce akrabasının CHP’li belediyelerde işe alındığını söyledi.

CHP’nin yükselişini durdurmak için malzeme arayan iktidarın ekmeğine yağ sürdü.

Bununla kalmadı; halen tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tarif ederek şunları söyledi:

AĞIR SUÇLAMALAR!

“O belediye başkanı il delegelerinin yakınlarını işe alıyor, il başkanlığı seçimini kazanıyor. Parti Meclisi’ni belirliyor. En sonunda istediği kişiyi genel başkan seçtiriyor. O genel başkan da dönüp onu yeniden aday gösteriyor. Bu döngü, CHP’nin temel değerleriyle bağdaşmıyor.”

Yarkadaş ‘ın iddiaları bunlarla da sınırlı kalmadı.

Hızını alamadı, “CHP Genel Merkezi, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma gibi iddiaları reddetmiyor” diyerek, bu iddiaların bir anlamda doğrulandığını ima etti.

YARKADAŞ’A SORULAR

Kendisine bazı sorularım var:

Bir: Gazetecilik yapmayacağını söylemiştin; neden verdiğin sözü tutmuyorsun?

İki: Yukarıdaki iddiaları siyasetçi olarak dile getiriyorsan, elinde olduğunu iddia ettiğin belgeleri öncelikli olarak genel merkezle paylaşman gerekmez miydi?

Üç: Yok; gazeteci olarak konuşuyorsan verdiğin “Gazeteciliği bırakırım” sözünü tutmadığın için neden çıkıp açıkça özür dilemiyorsun?

Dört: Eski bir CHP Milletvekili olarak, iktidar yandaşı bir kanalda hangi amaçla çalışıyorsun? Kime ve neye hizmet ediyorsun?

Beş: Yandaş bir kanala geçince partini de değiştirdin mi?

Altı: O kanalda CHP’ye yönelttiğin suçlamaların onda birini AKP’ye yöneltebilir misin?

KILAÇDAROĞLU’NUN İTHAMI!

Bu arada bir çift soru da önceki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na:

Duruşmadan sonra sosyal medya hesabınızdan yaptığınız açıklamada, “Fonlarla beslenen gazetecileri, trolleri ve gözü dönmüş siyasetçileri Allah’ın adaletine ve milletin vicdanına havale ediyorum” dediniz…

Siyasetçi derken kimleri kast ettiğiniz belli de…

Şu “fonlardan beslenen gazeteciler”i açıklamanız gerekmiyor mu?

Sonuçta bu suçlama, sizin duruşunuzu onaylamayan her gazeteciyi zan altında bırakıyor.

Hiç kıvırmadan, eveleyip gevelemeden isim vererek söyleyin:

“Fon gazetecisi” dediğiniz kişi ya da kişiler kim?

Ana muhalefet partisinin genel başkanlığını on yıldan fazla bir süre yapmış bir kişi olarak, bu genelleme size yakışıyor mu?

“Birkaç kişiyi suçlayacağım” derken, gerektiğinde kalemini kıran ama satmayan, yıllardır bedel ödeyen onurlu gazetecileri de hedef aldığınızın farkında mısınız?