Bahçeli Atatürk'ü hedef alanlara yanıt verdi! Kocaeli Valisi ile müftüsüne sahip çıktı
MHP lideri Bahçeli, 10 Kasım'da Atatürk için mevlit okutmak isteyen Kocaeli Müftülüğü ve Kocaeli Valiliği'ne sahip çıkarak "Camilerde Atatürk’ü anma programı kapsamında Mevlid-i Şerif okutulmasını takdir ve şükranla karşılıyor, hem valimizi hem de müftümüzü gönülden tebrik ediyorum" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün yıl dönümünde hedef alan çevrelere sert tepki gösterdi. Bahçeli, Atatürk’ün mirasının korunmasının milli bir görev olduğunu vurguladı.
“O bedeniyle fani, ruhu ile baki olduğunun idrakindeydi. Devleti ebet, milleti ebet müddet anlayışının canlı timsaliydi.” sözleri ile Ulu Önder'den bahseden Bahçeli, Atatürk’ün “Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözüne atıf yaparak şöyle devam etti:
“Bu sözüyle de idrak ettiği gerçeği vurgulamış, timsali olduğu anlayışı seslendirmiştir. Hiç kuşkusuz, hiç tereddütsüz, hiç sorgusuz sualsiz diyebilirim ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'nin haysiyetidir. Türk milletinin hürriyet meşalesidir.”
Bahçeli, Atatürk’ün emanetlerinin korunacağını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu meşale sönmeyecek, hür ve müstakil geleceğimizi ışıtan kutlu eser ve emanetleri asla ziyan edilmeyecektir.”
Atatürk’e yönelik saldırılara dikkat çeken Bahçeli, bu şahıslara şu sözlerle seslendi:
“Karanlık bir zamanlıkta olmayan iğnenin arayışını ömür tüketen bu müflis çığırtkanlıkla, geçmişin küllüklerinde husumetle fitne kazıları yapan şeytanlaşmış odakların ıslah olmaları, insafa gelmeleri, artık ellerini ve dillerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten uzak tutmaları samimi dileğimdir.”
KOCAELİ'YE ÖZEL TEŞEKKÜR
Bahçeli, Atatürk için mevlit okutulması yönünde karar alan Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Müftülüğü’nü de tebrik etti:
“Kocaeli Valiliği’nin ve Kocaeli Müftülüğü’nün almış olduğu karar doğrultusunda ülke genelindeki camilerde Atatürk’ü anma programı mucibinde Mevlidi Şerif okutulmasını takdir ve şükranla karşılıyor, hem valimizi hem de müftümüzü gönülden tebrik ediyoruz. Allah kabul ve makbul etsin diyorum.”
Atatürk’ün olmasaydı neler olacağını hatırlatan Bahçeli şu ifadeleri kullandı:
“Vefatının üzerinden 87 yıl geçmiş olmasına rağmen haksız ve hayasız saldırılara ısrarla maruz kalan, yalan yanlış iddiaların bol hedefi yapılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk şayet hiç olmasaydı acaba hangi müstevli bayraklar semalarımızda dalgalanır, ezan yerine kulaklarımız neyi duyardı?”
Bahçeli'nin ilgili konuşması da şöyle:
O bedeniyle fani, ruhu ile baki olduğunun idrakindeydi. Devleti ebet, milleti ebet müddet anlayışının canlı timsaliydi.
Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır sözüyle de idrak ettiği gerçeği vurgulamış timsali olduğu anlayışı seslendirmiştir. Hiç kuşkusuz hiç tereddütsüz hiç sorgusuz sualsiz diyebilirim ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'nin haysiyetidir. Türk milletinin hürriyet meşalesidir.
Bu meşale sönmeyecek hür ve müstakil geleceğimizi ışıtan kutlu eser ve emanetleri asla ziyan edilmeyecektir.
Karanlık bir zamanlıkta olmayan iğnenin arayışını ömür tüketen bu müflis çığırtkanlıkla geçmişin küllüklerinde husumetle fitne kazıları yapan şeytanlaşmış odakların ıslah olmaları insafa gelmeleri artık ellerini ve dillerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten uzak tutma uzak tutmaları samimi dileğimdir.
Kocaeli Valiliğinin ve Kocaeli Müftülüğü'nün almış olduğu karar doğrultusunda ülke genelindeki camilerde Atatürk'ü anma programı mucibinde Mevlidi Şerif okutulmasını takdir ve şükranla karşılıyor hem valimizi hem de müftümüzü gönülden tebrik ediyoruz.
Allah kabul ve makbul etsin diyorum. Vefatının üzerinden 87 yıl geçmiş olmasına rağmen haksız ve hayasız saldırılara ısrarla maruz kalan, yalan yanlış iddiaların bol hedefi yapılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk şayet hiç olmasaydı acaba hangi müstevli bayraklar semalarımızda dalgalanır ezan yerine kulaklarımız neyi duyardı?