Yanlış hesap Medyaradar'dan döner! Farah Zeynep Abdullah, Bergen’den 40 milyon kazanmadı!
Çok çalışan, az kazanan halkımız biraz kıskançtır, çalışanı sever ama kazananı sevmez. Geçtiğimiz günlerin yeni konusu, Farah Zeynep Abdullah’ın, Bergen filminden kazandığı para oldu. Bugün bu konuda yazacağım.
Hürriyet'ten İsmail Bayrak'ın haberine göre, “Bergen” şimdiye dek 4 milyon 868 bin 250 kişi tarafından izlendi ve 142 milyon 836 bin 200 lira hasılat elde etti. İsmail Bayrak, filmde hem başrol hem de ortak yapımcı olan oyuncunun kazancının şimdilik 40 milyon lira olduğu iddia ediyor.
Bu epey kişiye dert olmuş ama hemen içinizi ferahlatayım. Farah Zeynep Abdullah filmden o kadar kazanmadı, kazanmasına da imkân yok çünkü hesap yanlış!
Filmcilik eskisi gibi kazançlı değil
Bergen’in gişesi şu anda 5 milyon seyirciye ulaştı. Filmin yapımcıları ve salon işletmecileri bayram ediyor çünkü Bergen sayesinde sinemacılık pandemi öncesine döndü ama filmcilik artık sandığınız kadar karlı değil.
Pandemi öncesinde yani 2020 yılının başlarında İstanbul’da bir sinema biletinin fiyatı 30-60 TL arasında gidip geliyordu. Dönemin dolar kuruyla hesap yaptığımızda, bilet fiyatları 5-8 dolarlık bir rakama denk geliyordu. Pandemi yüzünden sinemalar epeyce kapalı kaldı. Yeniden açıldıklarında da sinemaya giden az sayıdaki insanı kaçırmamak için biletlere zam yapmadılar. Şu anda baktığınızda da ülkede (yeterince) zamlanmayan nadir şeylerden birinin sinema bileti olduğunu göreceksiniz. Domates 3 TL iken sinema bileti 30 TL idi. Domates 35 TL oldu, sinema bileti hala eski rakam!
Şu anda İstanbul’da sinemaya gidenler adam başı 35-70 TL arası bir şey ödüyorlar. Bu akşam yakınımdaki AVM sinemasında halk günü, bilet 32 TL yani 2 dolar!
Bu hesaptan anlayacağınız 2020 yılında 5 milyon seyirci toplayan filmin günümüzde 10-15 milyon seyirciye bilet satması lazım ama ülkede o kadar seyirci yok ama İsmail Bayrak’ın hesabının hatası başka. O filmin gişesinin tamamını yapımcıya vermiş ve o rakam üzerinden bir hesap yaparak 40 milyon sayısına ulaşmış.
Bütün para yapımcıya kalmıyor
Halbuki, yapımcı, dağıtımcı, salon işetmecisi ve devlet (rüsum) sinema biletini bölüşüyor ve satılan her biletin en iyi ihtimalle %40’u yapımcıya kalıyor. Hesabı yeniden yapmak lazım.
Film yapımcılığı, hele de pandemi döneminde çok riskli bir iş, bu riski alanın para kazanmasına kafayı bu kadar takmamak ve yanlış hesaplarla 40 milyon falan bulmamak lazım. Neden bilmiyorum, Farah Zeynep Abdullah’tan nefret etmek için yer arıyoruz! Keşke bu kadar kazansa. Başarılı ve yetenekli bir kadın, yolu açık olsun.
Gişe canavarları dijital platformlarla anlaşacak
Asıl bombayı sona sakladım. Oturdum bilet fiyatlarını dolar üzerinden hesapladım. Şu anda İstanbul’da sinema bileti fiyatı 2-4 dolar seviyesinde. Eski kazançlara alışmış balinalar bu fiyata film çekip salona sokmaz. Bilet fiyatı eski seviyeye gelirse de 3 haneli rakamları geçer ve kimse sinemaya gidemez.
Peki, ne olacak?
Olacağı söyleyeyim; Hani geçenlerde Recep İvedik 7 müjdesi verildi ya, bence o müjde salonlara değil dijital platformlara verildi. Disney+ ve HBO Max gelince ortalık savaş alanına dönüşecek ve büyük bir yapım çılgınlığı başlayacak.
Dijital platformlar kesenin ağzını açmışken, sinema biletleri de bu kadar ucuzken, Şahan Gökbakar’ın, Cem Yılmaz’ın ve başka gişe canavarlarının yeni işlerini dijital platformlara çekeceğini düşünüyorum. Muhtemelen Recep İvedik 7’yi sinemada değil evde izleyeceğiz.
Bakalım kehanetim gerçekleşecek mi?
MURAT TOLGA ŞEN
murattolga@gmail.com