Diziler iyice raydan çıktı! Deniz Seki’nin reytingine muhtaç mısınız?

Hapishaneden dizi setine... Murat Tolga Şen yazıyor; reyting hesapları nereye kadar gidecek, Deniz Seki'nin dizide oynatılması doğru mu yanlış mı?

MURAT TOLGA ŞEN
MURAT TOLGA ŞEN murattolga@gmail.com
Deniz Seki, ATV’nin Eşkıya Hükümdar Olmaz dizisinde oynadı, dizi yayınlanmadan önce gazetelerde, internet sitelerinde boy boy haberlerini gördük, meseleyi enine boyuna tartıştık. Deniz Seki oynuyor da Can Dündar niye oynamıyor, ATV Dizisi değil de Kanal D dizisi olsa hapishanede çekim izni çıkarmı vs.

Aslında meselenin en acıklı tarafını kaçırdık ya da görmezden geliyoruz. Türk dizi sektörü artık sözün bittiği yerdedir. Televizyonculuğu mahveden, neredeyse bir çingene panayırına çeviren reyting bağımlılığının bizi getirdiği noktaya bakar mısınız?

Gönderilen bir bültende: "Ünlü şarkıcı Deniz Seki, cezaevindeyken rol almanın ve hatırlanmanın mutluluğunu yaşarken Seki'yi ekranlarda gören sevenleri duygusal anlar yaşadı. Deniz Seki dizideki o görüntüleri ile herkesi ağlattı." yazıyor. Peki, diziciler gittikten, kendi yalnızlığına tekrar döndükten sonraki gözyaşları kimin umrunda?

Diziyi çekenler, Deniz Seki mahpus hayatına yeni yeni alışmışken, orada kendi dünyasını kurmuşken, ışıklarla-kameralarla oraya dalıp ona bir günlük mutluluk yaşattılar ama sonrasında yaşayacağı yıkımı hesaba kattılar mı?

Hiç sanmıyorum. Televizyoncular artık kimseyi umursamıyor, bu işi insanlarla yaptıklarını da çoktan unuttular. 150 dakikaya çıkmış dizi süreleri nedeniyle insanlar sette yaşıyorlar, sandalyelerin üzerinde, yerlerde uyuyorlar ama onlardan daha fazlası beklenmeye devam ediyor. Çünkü reyting gelmeli, daha da çok gelmeli!

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Oya Doğan da aynı şeyi yazmış, dizinin reytinginde ufacık bir kımıldama var, Deniz Seki o istedikleri sıçramayı yaptıramadı. Hoş her yerde haberleri çıktı, bolca PR yaptılar ama…

Ben yine de, “Deniz Seki’yi oynatalım reytingi katlayalım” hesabının duvara çarpıp dönmesinden dolayı çok mutlu oldum. Böyle cin fikirlerle insanların dünyasına dalıp onlardan reyting sağmaya kalkışmamakta fayda var!

Yılın en iyi filmi, gişe şampiyonuna karşı!

Bana göre yılın en iyi filmi olan ve geçtiğimiz hafta düzenlenen 52. Antalya Uluslararası Film Festivali’nde “en iyi yönetmen”, “En iyi film” ve “en iyi erkek oyuncu” ödüllerini bileğinin hakkıyla alan Sarmaşık vizyonda ama ne yazık ki sadece 15 kopya ile gösterime çıkabildi çünkü Düğün Dernek 2: Sünnet tam 1400 salonda gösteriliyor. Oldukça ilginç bir durum; sanat sineması gişe sinemasına karşı! Kazanan şimdiden belli ama şu “festival filmleri”nin salon bulamamazlığına bir çare bulunabilse…

Ahmet Hakan’a ne oldu?

Ahmet Hakan’ın her yazısını okumam ama Hürriyet gazetesi elime geçtiğinde de açıp baktığım köşe onunkisidir. Fakat son zamanlarda oldukça tuhaf çıkışlara denk geliyorum. Bakıyorum, “Bravo Cumhurbaşkanı, bravo başbakan” diye başlık atmış, sonra başka bir gün tekrar denk geliyorum, bu defa da “Başkanlık sistemini neden destekliyorum?” diye maddeler dizmiş.

Sebebini tahmin etmekle birlikte böyle bir sevimlileşme harekâtına gerek var mıydı? Ahmet Hakan, yazdıklarının okurlarının gözünde nasıl algılandığının farkında mı? 1 Kasım seçimlerinden AKP’nin zaferle çıkması ve ardından Can Dündar’ın tutuklanması bazı köşe yazarlarına ciddi bir kimlik değişimi yaşatıyor ama okur değişmedi, sabit. Böyle yazmaya devam ederlerse, kimseye yaranamayan, fikrine güvenilmeyen kalemlere dönüşecekler.

MURAT TOLGA ŞEN
Tüm yazılarını göster