Altaylı’ya açılan soruşturma gazeteciliğin sonu mu? ‘Tekzip’in yerini soruşturma alırsa...
Bahçeli’nin Öcalan’a şiirli bir mektup gönderdiği iddiası neden halk arasında endişe, korku veya panik yaratsın ki? Ayrıca halk olarak ruh hastası mıyız biz, durup dururken niye panikleyelim!
Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettiği gerekçesiyle Silivri zindanlarına atılan gazeteci Fatih Altaylı hakkında yeni bir soruşturma açıldı.
Suçu, cezaevine girdikten sonra yaptığı 5 Ağustos tarihli yayında, Devlet Bahçeli’nin İmralı’daki Apo’ya, Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir şiirini gönderdiğini iddia etmek…
Bu yüzden kendisi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanunu’nun 17. Maddesi uyarınca soruşturma başlatıldı.
Ne diyor 17. Madde?
"Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
YANIT HAKKI VE TEKZİP!
Gazeteciler de yanlış yapabilir.
Yazımızın ya da haberimizin muhatabı düzeltme gönderir, yayınlarız…
Yayınlamazsak, tekzip eder…
Hatta hakkımızda tazminat ve ceza davaları bile açabilir…
Ama cumhuriyet savcılıkları, yanlış olduğunu düşündükleri her haber için devreye girip, gazetecileri içeriye tıkmaya kalkışamaz!
Kalkışırsa… Bu ülkedeki cezaevlerinin on misli kadar yeni cezaevi yapmanız gerekir.
Ortada da bir tane bile gazeteci kalmaz!
ALAKASIZ MADDE!
Şimdi yukarıdaki maddeyi birlikte tekrar okuyalım…
Diyor ki:
"Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle…”
Bahçeli’nin Öcalan’a şiirli bir mektup gönderdiği iddiası neden halk arasında endişe, korku veya panik yaratsın ki?
Ayrıca halk olarak ruh hastası mıyız biz, durup dururken niye panikleyelim!
“Ülkenin iç ve dış güvenliği…”
“Kamu düzeni…”
“Ve genel sağlığı ile…”
Bu mektubun, tüm bunlarla ne alakası var?
Altaylı alt tarafı Bahçeli’nin Öcalan’a gönderdiği mektupta, “Bir memleket isterim / Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun / Kardeş kavgasına bir nihayet olsun” dediğini yazdı…
Sahi; soruşturmayı açan Sayın Savcı Bey:
Siz, neden rahatsız oldunuz?
Neden devreye girme ihtiyacı duydunuz?
İTİBAR MESELESİ!
Yapmayın beyler…
Demokrasilerde devletlerin itibarı iddia edildiği gibi lüks saraylarla, dev uçaklarla sağlanmaz…
Bağımsız ve adil bir yargı ile…
Özgür bir basındır en önemli iki gösterge…
Açın dünya genelinde yapılan araştırmaları bakın; sözünü ettiğim konularda dünyanın en sonuncu ülkeleri arasına girmişiz…
Bir de bazı savcılar şimdi kalkıyor “özel hukuk” alanına giriyor…
Bunun demokrasimize ve dolayısıyla ekonomimize vereceği zararı hiç mi görmüyorlar?
Nedir özel hukuk?
Toplumun birbirleriyle eşit haklara sahip üyeleri arasındaki hukuk alanıdır.
Bugün Bahçeli’ye yönelik bir yazı için dava açanların, yarın daha da özel alanlarımıza girmeyeceğine, “Sen arabayla geçerken falan hanfendiye çamur sıçratmışsın. Yürü Silivri’ye” demeyeceğinden nasıl emin olacağız?