24 Tem 2013 14:13
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:18
“BAYRAM FİLAN YOK, BİZLER TUTSAĞIZ” BASIN EMEKÇİLERİ MEDYARADAR'A KONUŞTU!
Bugün 24 Temmuz Basın Bayramı... Medyaradar röportajcısı Alev Gürsoy Cimin de basın emekçilerine sordu bugünün anlam ve önemini...
Bugün bizim bayramımızmış...Hoş deliye her gün bayram derler ancak bu ifadeyi kabul etmiyorum. Günün anlam ve önemi vesilesiyle ben de birçok isme ulaşmaya çalıştım. Ulaşamadıklarım da oldu...Herkesin görüşü bizim için çok kıymetli. “Yandaş-candaş” şeklinde bizi sınıflandıranlara inat her görüşe, her isme sormaya gayret ettim. Çünkü herkesin görüşüne herkes saygı duymalı. Demokrasi de burada başlıyor işte... Soramadıklarım adına da özür diliyorum, malum zaman kısıtlıydı. Ben tüm onurlu, bu mesleği layığıyla yapan meslektaşlarımın bugününü tüm kalbimle kutluyorum..Başta Medyaradar’a böylesine özgür gazetecilik imkanı sağladığı için kendi adıma teşekkürü borç bilirim. “Basın özgürlüğü hiçbir zaman bitmez. Biz bitmedikçe”...
İşte değerli meslektaşlarımın günün anlam ve önemine dair mesajları...
Turgay Olcayto - TGC Başkanı
“ Bugün bayram değil”
Böyle bir bayram bize göre 71’den bu yana yok. Çünkü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 1971’de; yani askeri darbeden sonra aralarında İlhan Selçuk’un da bulunduğu pek çok gazeteci cezaevine konulduğunda, kitaplar toplatıldığında, yayınevleri basıldığında, gazeteler kapatıldığında, bunun bayram olmaktan çıkarılması yönünde kararı aldı ve adını “Gazeteciler Günü”, “Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” olarak saptadı. Yani biz 1971’den bu yana “Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” olarak kullanıyoruz. Ne yazık ki bazı arkadaşlar hala bayram diyor. Bize gelen tebrikler de bu yönde. Bayram değil bugün bize göre.
Metin YILMAZ -SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
“Gazeteciler cezaevinde, sansür çığ gibi” ...
Bugün 24 Temmuz Basın Bayramı, basında sansürün kaldırılışın 105’inci yıldönümü…
Bu anlamlı günde Türkiye’deki tablo şu:
Basın üzerinde görünürde bir sansür yokmuş gibi davranılıyor.
Oysa, gazeteciler üzerinde maddi-manevi bir baskı var.
Bu baskı sonucu, sansür gazetecilerin kafasında gelişti, kök saldı, yerleşti.
Artık gazeteciler, haber yaparken, yazı yazarken “Acaba iktidar rahatsız olacak mı? Patron işten atacak mı?” diye düşünüp ona göre davranıyor.
Yani, kafasında “otosansür” yapıyor.
Bir demokrasi için, basın sektörü için en tehlikeli olanı da bu “otosansür”.
Kendi kendini sansür etmediği için, doğru bildiklerini yazdığı için çok sayıda yazar ve gazeteci işten atıldı.
Günümüzde, 70’e yakın gazeteci cezaevinde bulunuyor. Bu da, günümüz Türkiyesi’nin, demokrasinin kara bir lekesidir.
A.Ahmet Böken TRT HABER KANALI Koordinatör
Basın her şart altında demokrasiye bağlı kalmalı
Darbe, muhtıra ve müdahalelerle dolu yakın siyasi tarihimizin bu süreçlerdeki en etkili aktörlerinden biri daima medya oldu. Madem gün vesilesiyle iyi dileklerde bulunmak gerekiyor, dileyelim ki; ülkemizdeki basın bir daha asla kendi milletine karşı suikast olarak adlandırılabilecek, antidemokratik bir hareketin kurucusu/oyuncusu olmasın. Daima "özgürlük" desin, "barış" desin, birlik ve beraberliğe hizmet etsin. Bu güzel ülkede, çok güzel günler yaşanır hale gelsin.
Tuluhan Tekelioğlu - Gazeteci
“Yaşasın özgür basın”
Yazdıklarımız kelimesine dokunulmadan yayınlanır. Oto sansür de neymiş? Biz onu tanımayız! Her insanla konuşma ve soru sorma hakkımız vardır. Bizi gazeteci yapan da bunlardır, demeyi ne çok isterdim. Yaşasın özgür basın !!!!!!
Hakan Aygün - Halk TV Genel Yayın Yönetmeni
“Bayram filan yok, bizler tutsağız”
Benim için bayram filan yok, gazeteciler terörist diye içeride , içeridekilerde yandaş değil diye her gün işten atılıyor. Bu bayramı AKP’nin ileri demokrasisine inananlar bayram etsinler.
NEVŞİN MENGÜ – CNNTÜRK Ana Haber Spikeri
“ Fazla söze gerek yok” ...
Bence bu "bayram" vesilesiyle çok fazla söze gerek yok. CPJ, IPI ve Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütleri raporlarına bir daha dönüp bakalım. Sonra hep beraber siyasetçisiyle, kamuoyuyla, gazetecisiyle, iş dünyası ile birbirimizi karşılıklı alkışlayalım.
Sansürsüz haber yapan basın hem şirketlerin, hem sivil toplum örgütlerinin hem iktidarın hem muhalefetin en büyük ihtiyacıdır. Sansürsüz habercilik olmazsa sistemdesistemlerde aksayan yanlar görünmez, görünmeyince düzeltilemez. Sistemdeki aksaklık alttakilerden çok üsttekileri yıpratır hatırlamakta fayda var. Saygılar
CENGİZ ER – A HABER Genel Yayın Yönetmeni
“Taraflı da olsak tarafsız da vicdanızmızı koruyalım”
Bugün Gazeteciler günü.Hayatımız bu işten kazanıyoruz ama maalesef helal süt emilen bir meslek olmaktan çıkmaya başladı gazetecilik. İşimizi inanarak ve doğru bildiğimizi yaparak yürütsek de kafamızda hep bir ‘acaba’ var. Taraflı da olsak tarafsız da vicdanımızı koruyalım. O bile yeter diyorum.
Günümüz kutlu olsun.
HIDIR GEVİŞ – Taraf Gazetesi Yazarı
“ Türkiye’de gazetecilik yapmak riskli”
Düşünce özgürlüğünün anayasal garanti altına alınmadığı, toplumsal olarak özümsenmediği her ülkede, gazetecilik riskli bir meslektir. Bu nedenle Türkiye’de gazetecilik yapmak risklidir. Çünkü yazdıklarınızdan dolayı yargılanabilir ve cezai yaptırımlar alabilirsiniz. Muhatabınız sadece yargı da değildir. Her gazeteci, kendi doğru bildikleri, gazetecilik prensipleri, patronların perspektifi, okurların yaklaşımı ve hükümetlerin nazarından oluşan bir gerilim beşgeninde mesleğini icra etmeye çalışır. Çok zor ve yıpratıcı sahadır bu. Oysa gazetecilik teorik olarak dünyanın en renkli ve keyifli mesleğidir. Sizi hayatın bütün alanlarında gezdirir, her türlü insanla tanışmanıza vesile olur. Ancak Türkiye’de gazetecilik yaparken bu keyfi yaşamak o kadar kolay değildir. Bu meslekten aldığınız her şey biraz da burnunuzdan gelir. Sorun sadece iktidarların uyguladığı sansür de değildir. İşsizlik de çok büyük bir sorundur. Bizdeki gazeteciler, neredeyse iş hayatlarının yarısını işsiz geçirirler. Star gazeteciler dışında kalan çoğunluk ,ekonomik olarak bir türlü kendini toparlayamaz.
Ben hayatımın hiçbir döneminde basın bayramı nedeniyle sevindiğimi hatırlamıyorum. Bu meslekle ilişkim, yukarıda açıkladığım sebeplerden ötürü, aşk ve nefret arasında gidip geldi hep…
Ve arayamadığım ama değerli görüşlerini sosyal medya üzerinden paylaşan diğer meslektaşlarım bakın günün anlam ve önemine dair ne diyor.
Mehmet Altan: Aslında dünyanın her yerinden daha çok gazetecinin hapiste olduğu Türkiyede işsiz kalmak bir gazeteci için kötünün iyisi bir sonuç olabilir.
İrfan Değirmenci: 24 temmuz ’Basın Bayramı’nı kutlayan dostlar sağolun. İyi ki sansür kalkmış, kimsenin başına da yazdığı yazıdan dolayı bir iş gelmiyor!
Metin Uca: Bugün şu basın şeyi bayramı mı hah o’nu bir kemirsem diyorum malum Kemirgen olarak yolsuz hukuksuz SEMİRGEN’ler en iyi kaynak:)
Fatih Portakal: 2012 Türkiyesi’nde Basın Bayramı kutlu olsun. İstediğini yazamayan, özgürce konuşamayanlar hariç.
Güçlü Mete: Bugün 1950’de sansürün kalktığı BASIN BAYRAMI ! Hahaha sabah sabah çok gülesim geldi. İyi bayramlar aynı camiada çalıştığımız dostlarım :)
Celal Pir: Bugün basın bayramı. sansürün kaldırılışının 108’nci yılı. Bayramınız kutlu olsun. Bu arada 100 gazeteci tutuklu..
İşte değerli meslektaşlarımın günün anlam ve önemine dair mesajları...
Turgay Olcayto - TGC Başkanı
“ Bugün bayram değil”
Böyle bir bayram bize göre 71’den bu yana yok. Çünkü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 1971’de; yani askeri darbeden sonra aralarında İlhan Selçuk’un da bulunduğu pek çok gazeteci cezaevine konulduğunda, kitaplar toplatıldığında, yayınevleri basıldığında, gazeteler kapatıldığında, bunun bayram olmaktan çıkarılması yönünde kararı aldı ve adını “Gazeteciler Günü”, “Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” olarak saptadı. Yani biz 1971’den bu yana “Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” olarak kullanıyoruz. Ne yazık ki bazı arkadaşlar hala bayram diyor. Bize gelen tebrikler de bu yönde. Bayram değil bugün bize göre.
Metin YILMAZ -SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
“Gazeteciler cezaevinde, sansür çığ gibi” ...
Bugün 24 Temmuz Basın Bayramı, basında sansürün kaldırılışın 105’inci yıldönümü…
Bu anlamlı günde Türkiye’deki tablo şu:
Basın üzerinde görünürde bir sansür yokmuş gibi davranılıyor.
Oysa, gazeteciler üzerinde maddi-manevi bir baskı var.
Bu baskı sonucu, sansür gazetecilerin kafasında gelişti, kök saldı, yerleşti.
Artık gazeteciler, haber yaparken, yazı yazarken “Acaba iktidar rahatsız olacak mı? Patron işten atacak mı?” diye düşünüp ona göre davranıyor.
Yani, kafasında “otosansür” yapıyor.
Bir demokrasi için, basın sektörü için en tehlikeli olanı da bu “otosansür”.
Kendi kendini sansür etmediği için, doğru bildiklerini yazdığı için çok sayıda yazar ve gazeteci işten atıldı.
Günümüzde, 70’e yakın gazeteci cezaevinde bulunuyor. Bu da, günümüz Türkiyesi’nin, demokrasinin kara bir lekesidir.
A.Ahmet Böken TRT HABER KANALI Koordinatör
Basın her şart altında demokrasiye bağlı kalmalı
Darbe, muhtıra ve müdahalelerle dolu yakın siyasi tarihimizin bu süreçlerdeki en etkili aktörlerinden biri daima medya oldu. Madem gün vesilesiyle iyi dileklerde bulunmak gerekiyor, dileyelim ki; ülkemizdeki basın bir daha asla kendi milletine karşı suikast olarak adlandırılabilecek, antidemokratik bir hareketin kurucusu/oyuncusu olmasın. Daima "özgürlük" desin, "barış" desin, birlik ve beraberliğe hizmet etsin. Bu güzel ülkede, çok güzel günler yaşanır hale gelsin.
Tuluhan Tekelioğlu - Gazeteci
“Yaşasın özgür basın”
Yazdıklarımız kelimesine dokunulmadan yayınlanır. Oto sansür de neymiş? Biz onu tanımayız! Her insanla konuşma ve soru sorma hakkımız vardır. Bizi gazeteci yapan da bunlardır, demeyi ne çok isterdim. Yaşasın özgür basın !!!!!!
Hakan Aygün - Halk TV Genel Yayın Yönetmeni
“Bayram filan yok, bizler tutsağız”
Benim için bayram filan yok, gazeteciler terörist diye içeride , içeridekilerde yandaş değil diye her gün işten atılıyor. Bu bayramı AKP’nin ileri demokrasisine inananlar bayram etsinler.
NEVŞİN MENGÜ – CNNTÜRK Ana Haber Spikeri
“ Fazla söze gerek yok” ...
Bence bu "bayram" vesilesiyle çok fazla söze gerek yok. CPJ, IPI ve Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütleri raporlarına bir daha dönüp bakalım. Sonra hep beraber siyasetçisiyle, kamuoyuyla, gazetecisiyle, iş dünyası ile birbirimizi karşılıklı alkışlayalım.
Sansürsüz haber yapan basın hem şirketlerin, hem sivil toplum örgütlerinin hem iktidarın hem muhalefetin en büyük ihtiyacıdır. Sansürsüz habercilik olmazsa sistemdesistemlerde aksayan yanlar görünmez, görünmeyince düzeltilemez. Sistemdeki aksaklık alttakilerden çok üsttekileri yıpratır hatırlamakta fayda var. Saygılar
CENGİZ ER – A HABER Genel Yayın Yönetmeni
“Taraflı da olsak tarafsız da vicdanızmızı koruyalım”
Bugün Gazeteciler günü.Hayatımız bu işten kazanıyoruz ama maalesef helal süt emilen bir meslek olmaktan çıkmaya başladı gazetecilik. İşimizi inanarak ve doğru bildiğimizi yaparak yürütsek de kafamızda hep bir ‘acaba’ var. Taraflı da olsak tarafsız da vicdanımızı koruyalım. O bile yeter diyorum.
Günümüz kutlu olsun.
HIDIR GEVİŞ – Taraf Gazetesi Yazarı
“ Türkiye’de gazetecilik yapmak riskli”
Düşünce özgürlüğünün anayasal garanti altına alınmadığı, toplumsal olarak özümsenmediği her ülkede, gazetecilik riskli bir meslektir. Bu nedenle Türkiye’de gazetecilik yapmak risklidir. Çünkü yazdıklarınızdan dolayı yargılanabilir ve cezai yaptırımlar alabilirsiniz. Muhatabınız sadece yargı da değildir. Her gazeteci, kendi doğru bildikleri, gazetecilik prensipleri, patronların perspektifi, okurların yaklaşımı ve hükümetlerin nazarından oluşan bir gerilim beşgeninde mesleğini icra etmeye çalışır. Çok zor ve yıpratıcı sahadır bu. Oysa gazetecilik teorik olarak dünyanın en renkli ve keyifli mesleğidir. Sizi hayatın bütün alanlarında gezdirir, her türlü insanla tanışmanıza vesile olur. Ancak Türkiye’de gazetecilik yaparken bu keyfi yaşamak o kadar kolay değildir. Bu meslekten aldığınız her şey biraz da burnunuzdan gelir. Sorun sadece iktidarların uyguladığı sansür de değildir. İşsizlik de çok büyük bir sorundur. Bizdeki gazeteciler, neredeyse iş hayatlarının yarısını işsiz geçirirler. Star gazeteciler dışında kalan çoğunluk ,ekonomik olarak bir türlü kendini toparlayamaz.
Ben hayatımın hiçbir döneminde basın bayramı nedeniyle sevindiğimi hatırlamıyorum. Bu meslekle ilişkim, yukarıda açıkladığım sebeplerden ötürü, aşk ve nefret arasında gidip geldi hep…
Ve arayamadığım ama değerli görüşlerini sosyal medya üzerinden paylaşan diğer meslektaşlarım bakın günün anlam ve önemine dair ne diyor.
Mehmet Altan: Aslında dünyanın her yerinden daha çok gazetecinin hapiste olduğu Türkiyede işsiz kalmak bir gazeteci için kötünün iyisi bir sonuç olabilir.
İrfan Değirmenci: 24 temmuz ’Basın Bayramı’nı kutlayan dostlar sağolun. İyi ki sansür kalkmış, kimsenin başına da yazdığı yazıdan dolayı bir iş gelmiyor!
Metin Uca: Bugün şu basın şeyi bayramı mı hah o’nu bir kemirsem diyorum malum Kemirgen olarak yolsuz hukuksuz SEMİRGEN’ler en iyi kaynak:)
Fatih Portakal: 2012 Türkiyesi’nde Basın Bayramı kutlu olsun. İstediğini yazamayan, özgürce konuşamayanlar hariç.
Güçlü Mete: Bugün 1950’de sansürün kalktığı BASIN BAYRAMI ! Hahaha sabah sabah çok gülesim geldi. İyi bayramlar aynı camiada çalıştığımız dostlarım :)
Celal Pir: Bugün basın bayramı. sansürün kaldırılışının 108’nci yılı. Bayramınız kutlu olsun. Bu arada 100 gazeteci tutuklu..